UBP-DP-YDP hükümeti Taşyapı’ya kıyaklara doymuyor. Dönemin UBP hükümeti  2012 yılında ülkemizin tek havaalanı Ercan’ın işletmesini 25 yıllığına T&T adlı şirkete devretmişti.

Hatırlarsınız 100 milyon Euro’luk büyük bir çekin önünde dönemin başbakanı rahmetli İrsen Küçük, dönemin maliye bakanı Ersin Tatar, dönemin ulaştırma bakanı Ersan Saner ve Taşyapı şirketinin sahibi Emrullah Turanlı şov yapmışlardı.

Alınan 100 milyon Euro ile de 2012 yılının 13. üncü maaşları ödenmişti. O günden bu yana ülkemizde Taşyapı ve Emrullah Turanlı sıkıntısı hiç bitmedi.

2012 yılında imzalanan sözleşmede şirketin yeni bir havaalanı inşaatı, yeni terminal binası, yeni pist ve yeni apronla birlikte 4 yıl içinde tamamlaması şartı vardı.

Bu durumda geçtiğimiz 20 Temmuz’da bir sürü eksikle açılan yeni havaalanı sözleşmeye göre 2016 yılında açılmalıydı.

İhale şartnamesinde bu işe teklif verecek firmaların havaalanı yapımı ve işletmesi konusunda tecrübeli olduklarını iş bitirme belgeleriyle belgelemeleri şartı vardı.

Taşyapı’nın böyle bir belgesi olmadığı için Terminal Yapı isimli şirketle bir ortaklık kurdu. Kurulan ortak şirket T&T oldu. T&T’in hisse bölüşümü de %70 Taşyapı, %20 Terminal Yapı ve %10 da yerli ortak Kanerler oldu. Sözleşmeyi de doğal olarak T&T imzaladı.

Taşyapı ve Terminal Yapı kısa bir süre sonra ihtilafa düştü ve mahkemelik oldu. Terminal Yapı iş bitirme belgeleri olduğu için ihale şartnamesi gereği yapımcılık ve işletmecilik işlerinde kendisinin sorumlu olması gerektiğini savunurken, Taşyapı ise büyük ortak olduğu gerekçesiyle buna yanaşmadı.

Terminal Yapı yönetim kurulu başkanı Mehmet Alp Delimollaoğlu Aralık 2017’de Türkiye’de yayınlanan Dünya gazetesine verdiği demeçte Taşyapı’yı yetki gaspı yapmakla suçladı ve Taşyapının ihale yükümlülüklerini de geciktirdiğini ileri sürdü. Nisan 2017’ye kadar yeni bir yolcu terminali ve pistinin yapılmadığını anlatan Delimollaoğlu, projeleri dahi 2.5 yıl sonra onaya sunduklarını ileri sürdü. Havalimanından o güne kadar 300 milyon euroluk işletme karı elde edildiğini savunan Delimollaoğlu, bu paradan kendi paylarını alamadıkları gibi Taşyapının parayı kendi hesabına aktardığını ileri sürdü.

Yine Delimollaoğlu’nun söylediğine göre o dönemde ihtiyaç duyulan toplam 240 milyon euroyu Taşyapının koyması, ihalede şart koşulan iş bitirme belgesini de kendilerinin koyması konusunda anlaşmışlar.

Bu durumda 2012 yılında KKTC devletine ödenen 100 milyon Euro ile yeni pist ve terminal binası yatırımı için ihtiyaç duyulan meblağ toplam 240 milyon eurodur.

Taşyapı 2017 yılına kadar sözleşme sırasında ödediği 100 milyon Euro dışında beş kuruş ödemeden mevcut terminal ve pisti kullanarak 300 milyon Euroyu cebine attı.

Yani 100 milyon euroyu çıkarrttığı gibi, 200 milyon Euro da kar etti.

2017 yılında hala yatırıma başlamadığını da düşünürsek ve bir doğru orantı hesabı yaparsak “5 yılda 300 milyon Euro kazandığına göre, 10 yılda 600 milyon Euro kazanmış olur”.

Yani Aralık 2022 itibarıyla Taşyapı’nın kazancı 600 milyon Euro, yaptığı yatırımın maliyeti kendi ifadeleriyle 450 milyon Euro + devlete ödediği100 milyon Euro = 550 milyon Euro. Bu durumda 12 yılda Taşyapı’nın karı 50 milyon Euro.

Arada UBP hükümetleri Taşyapı’ya birkaç kez de vergi bağışladı. En son geçen gün de 59 milyon Euro ek para ödeme taahhüdünde bulundu.

Neden?

Bu 59 milyon Euro neyin karşılığıdır?

Söylenen Taşyapı’nın pandemi döneminde uğradığı kayıpların karşılığı olduğudur.

Peki pandemi döneminde kaybeden yalnızca Taşyapı şirketi mi?

Ayrıca Taşyapı’nın yaptığı ve yapmadığı bir sürü yanlış ve eksikle en az 10 defa iptal edilmesi gereken sözleşme hala niye iptal edilmedi ve bu günlere kadar getirildi? Bunun da bu topluma açıklanması gerekir.

En başta iş bitirme belgesi sunan Terminal Yapı ayrıldığı gün bu sözleşme iptal edilmeliydi.

Bunu da geçtim. Kendisi KKTC devletine Ercan havaalanını 25 yıl, yani 300 ay işletme karşılığı 100 milyon Euro ödedi.

Ama KKTC devleti Taşyapı’ya 27 aylık pandemi dönemi için 59 milyon Euro ödeyecek. Biri bana bu hesabı doğrulasın lütfen.

300 ay 100 milyon Euro tutarsa, 27 ay 9 milyon Euro tutar. Bunu nasıl 59 milyon Euro olduğunu da bu kararın altına imza atan başbakan ve bakanlar topluma izah etmek zorundadır.