Tatar, bir külliyeyi kesinlikle hak etmiştir!
İnternette dün ilginç bir haber okudum…
14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Lefkoşa’da Hidden Garden adlı mekanda bir tören düzenlendi.
Törene Ersin Tatar da katıldı…
-*-*-
Habere göre, “… Törene katılan konuklardan biri, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten’di…”
Dr. Ökten konuşmasını yaparken, Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi…
-*-*-
Buraya kadar bir sıkıntı var mı?
Yoktur!
-*-*-
Doktor’un eleştirisine, izleyiciler arasında bulunan Ersin Tatar tepki gösterdi…
Konuk doktorun konuşmasına müdahale etti…
-*-*-
Çok ayıp…
Çok yanlış…
“… Sen Cumhurbaşkanısın, hakeme tepki veren Yenicami taraftarı değilsin…”
-*-*-
Doktor, Erdoğan’ı eleştiremez mi?
Elbette eleştirebilir…
Eleştirebilmeli…
-*-*-
Peki, Tatar neden buna çok kızdı?
Bu sorunun yanıtı gayet nettir: KORKUDAN!
-*-*-
Tatar, birileri gider de Erdoğan’a, “Tatar’ın önünde sizi eleştirdiler” derse diye tepki gösterdi…
Yoksa, koskoca cumhurbaşkanı, bu kadar “holigan” olmaz ki!
-*-*-
Şimdi Erdoğan nezdinde, “sana küfrettirmeyen fanatik taraftar”dır…
Şeref madalyası alması da şarttır!
-*-*-
Yazık!
Kıbrıs Türk toplumu tarihi en ciddi yağcılıklara ve yalakalıklara sahne olmuştur…
Biat ve itaatta sınır tanımaz davranışlar sergileyenler çoktur…
Ama bu “seviye” asla yaşanmamıştır…
Gerçekten çok yazık!
-*-*-
Ne dersiniz, “Külliye şimdi garanti” mi?
-*-*-
Bu arada aklıma ne geldi biliyor musunuz?
KKTC vatandaşları, örneğin Erdoğan veya O’nun düşüncelerinin karşıtı oldukları için Türkiye’ye sokulmuyor ya; peki biz neden Erdoğan’ın sıkı muhalif, TC vatandaşlarını KKTC’ye sokuyoruz?
Sokmayın bunları ülkemize Sayın Tatar!
-*-*-
Erdoğan’ın dediği gibi, “giderlerse gitsinler” ama buraya gelmesinler kardeşim!
-*-*-
(Not: Ben de Girne Kalesi’ni (eşdeğer ve mücahit puanlarıma karşılık) ve 50 milyon TL’yi (Geri ödemesiz aşırı milliyetçilik kredisi) istiyorum da… İdare edin… Saygılar Sayın Büyükelçim bu arada… Fuat beye ve Mevlut beye de sevgilerimi sunuyorum… Şükran efendim, şükran…)
Adana Demir Spor ve bizim külliye!
Bir futbol maçının güzelliği, hakemlerin çok iyi yönetimiyle de bağlantılıdır…
Tıpkı devletler gibi…
Çok iyi “yasama, yargı ve yürütme” söz konusuysa, o devlet çiçek gibidir…
-*-*-
Hakemlerin bazen öyle kararları olur ki, taraftar çılgına dönebilir…
Mesela bu sene Türkiye’de Adana Demir Spor’un en az üç maçta “hakem kurbanı” olduğu konusunda çok inançlı bir duruşum vardır…
-*-*-
Ama asıl bahsetmek istediğim nedir biliyor musunuz?
Hakemlerin bir takıma veya taraftarına acı çektirmesinin, aslında zarardan çok fayda sağladığı konusu…
Evet!
Yanlış okumadınız!
-*-*-
Adana Demir Spor ne kadar mağdur edilirse, o takıma karşı olan sempatim o kadar artıyor…
-*-*-
Hemen şu konuya “hoplamak” istiyorum:
Türkiye aç…
KKTC iflas etmiş durumda…
Sen hala “sarayım da sarayım, külliyem de külliyem… Yapılacak be yapılacak” diye tutturursan; kusura bakma ama “yapan da, yaptıran da, sen da inşallah altında kalırsınız” bedduasına kesinlikle hazır olmak zorundasınız!
-*-*-
Çünkü bu kadar haksızlık, bu kadar ahlaksızlık, bu kadar görgüsüzlük olmaz!
Kaos!
Turist var mı turist?
Yoktur!
Borç var mı borç?
Çoktur!
Kepenkler kapanıyor mu?
Boldur!
İşsizler çoğalıyor mu?
Doğrudur!
-*-*-
Seyrüsefer, elektrik, akaryakıt, gıda, giyecek, okul, sağlık…
Hepsi çok pahalı…
Yoksulluk arttı ve daha da artacak…
-*-*-
Mahkemeler şu anda sanırım özellikle geciktiriyor ama yığın halini çoktan aşan “alacak – verecek” davalarıyla doldu dosyalar…
-*-*-
Çok ciddi kaos içerisindeyiz…
Hayvancı perişan…
Toplu taşımacı isyanlarda…
-*-*-
Sigaraya da zam, alkole de…
N’apacayık anam?
-*-*-
Tatar ve hükümet mi?
Hükümet zaten “dakka bir gol bir”, yetkisiz olduğunu Tahsin abim olayıyla kanıtladı…
Zavallı ve çaresiz bir görüntü hakim…
-*-*-
Tatar mı?
Kendisi bile inanmıyor ama “Dünya’nın Kıbrıs’a bakışı değişiyor” diyor ve külliyesinin temelinin bir an önce atılmasından başka bir şey de düşünmüyor…
N’aaaapsıııın?
Rus uçakları, 12 Mart günü, Ukrayna'nın Malyn kentinde fotoğraftaki “Rus Ortodoks Kilisesi”ni de vurdu… Olaya “din” gözlüğüyle bakarsanız, “Allah Allah!” diye şaşkınlık belirtebilirsiniz ama “savaş” gözlüğüyle bakarsanız, ortadaki gerçek, “her şey vurulacak”tır… Ve burada, vurulan, kendi inançlarının kutsal mekanı olduğundan, “vaaaay, Ruslar kilisemizi vurdu” diyecek olan da yoktur… (Bakınız, Lefkoşa, Bayraktar Camii Tarihi)… Bilmem anlatabildim mi?