Tatar'dan AB'ye: "Verdiğiniz sözleri yerine getiriniz"
Kıbrıslı Türk lider Ersin Tatar, Annan Planı ile ilgili referandumun 17. yıldönümünde açıklama yaptı, AB'ye seslendi.
Kıbrıslı Türk lider Ersin Tatar, Annan Planı ile ilgili referandumun 17. yıldönümünde açıklama yaptı, AB'ye seslendi.
Kıbrıslı Türk lider Tatar, “AB’nin çözümsüzlüğe oynayan Rum-Yunan ikilisini desteklemekten vazgeçmeye” de çağırdı.
Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre Tatar’ın açıklaması şöyle:
“Annan Planı ile ilgili olarak 24 Nisan 2004 tarihinde yapılan referandumun öncesinde başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere Kıbrıs Türk halkına pek çok sözler verilmiş, pek çok vaatlerde bulunulmuştu. Ama ne var ki aradan geçen 17 yıla rağmen, referandum sürecinde verilen sözlerin, yapılan vaatlerin bir teki bile yerine getirilmedi. Referandumda ‘Evet’ diyen Kıbrıs Türk halkı cezalandırılırken, ‘Hayır’ diyen Rum tarafı ödüllendirildi.
Referandum sürecinde verilen sözlerin ve yapılan vaatlerin bir teki bile yerine getirilmezken, Kıbrıs Türk halkı ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamalanmaya ve Rum’un azınlığı olmaya zorlanıyor. Bunun yanı sıra, tek yanlı ve haksız şekilde AB üyesi yapılan Güney Kıbrıs ile yine AB üyesi olan Yunanistan, tehdit ve şantajla AB’yi kullanarak Kıbrıs konusuyla ilgili dayatmalarda bulunuyor. Bu ikiliye boyun eğen AB’nin Rum-Yunan yanlısı tutumu da çözümsüzlüğe hizmet ediyor”
Annan Planı referandumunun 17. yıldönümünde, halka verilen ve yerine getirilmeyen sözleri bir kez daha hatırlatmakta büyük yarar olduğuna işaret eden Tatar, verilen sözleri şu şekilde sıraladı:
“BM Genel Sekreteri Kofi Annan: Her iki taraf kazançlı çıkacaktır. Kıbrıslı Türkler tecrit edilmekten kurtulup Kıbrıslı Rumlarla AB çatısı altında bir araya gelecektir; Kıbrıs Özel Temsilcisi De Soto: Kıbrıslı Türklerin uzun yıllar süren tecridi sona erecek, yalnızca AB ile değil tüm dünya ile entegrasyonları sağlanacaktır. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorulu Üyesi Verheugen; Rumlar olumsuz bir tavır içerisine girerse, uluslararası baskı göreceklerdir; Belçika Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mickel: Referandumda evet diyen taraf tarihi bir fırsat yakalayacaktır. ABD Dışişleri Bakanlığı: ABD, Türk tarafının referanduma onay vermesine karşılık, Kıbrıs Rum tarafının referandumda hayır demesi durumunda Türk tarafının mağduriyetini en aza indirmek için AB ile işbirliği içerisinde çalışacaktır. AB, çözüm olmaması ve sadece Rum tarafının AB’ye girmesi durumunda Kuzey Kıbrıs ile bir şekilde ilişki kuracak, Kuzey Kıbrıs’ı hazırlamak için elinden geleni yapacak, fon aktarımı, alt yapı desteği ve ilişkiler için uygun yasal düzenlemelerin hazırlanması yoluna başvuracaktır. ABD Dışişleri Bakanı Powell: Referandumda Rum tarafı hayır, Türk tarafı evet derse izolasyonlar kaldırılacaktır. Verheugen: Referandumda Türklerden evet Rumlardan hayır çıkması halinde Kuzey Kıbrıs’taki insanların cezalandırılmaması için yeni girişimlerde bulunarak ekonomik izolasyona son verilmesi için çaba sarf edilecektir. ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Özel Koordinatörü Weston: Rum tarafı referandumda hayır derse Kıbrıs siyasetimizi gözden geçireceğiz. Böyle bir durumun Kıbrıslı Türkler üzerindeki can sıkıcı etkisini düzeltmek için ABD Kıbrıs siyasetini yeniden inceleyecektir. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Boucher: Kuzey’de evet, Güney’de hayır çıkarsa referandum sonuçlarını göz önüne alacağız. Kıbrıslı Türkleri açıkta ve soğukta bırakmayacağız”
“Kıbrıs Türkleri referandumda evet derse, Kıbrıs konusu bir kez daha AB ile müzakerelerinde Türkiye’nin önüne engel olarak konulmayacak” sözü de verildiğine işaret eden Tatar, “Verilen diğer sözler gibi, bu da yerine getirilmezken, Kıbrıs konusu hala daha Türkiye’nin önüne engel olarak konulmakta, Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ile Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılması istenmektedir. Elbette ki, Rum-Yunan ikilisinin dayattığı ve AB’nin de desteklediği bu talepler kabul edilemez. Halkımız Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden asla vazgeçmeyecektir” dedi.
Tatar, şöyle devam etti:
“Rum-Yunan ikilisinin sözcülüğüne soyunan AB, tek devlet ve tek egemenliğe dayalı federasyon çözümünü dayatmaya çalışırken, halkımızın ve bölgenin en güçlü devleti olan Türkiye tarafından da desteklenen eşit egemen iki devletin işbirliğine dayalı çözüm önerimize karşı çıkarak, Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün devamına katkı sağlamaktadır. AB’nin bu tutumunu da kabul etmemiz mümkün değildir.
Annan Planı ile ilgili 24 Nisan referandumunun 17. yıldönümünden hemen sonra, 27-29 Nisan tarihinde Cenevre’de gayri resmi 5+BM toplantısı yapılacaktır. Bu toplantıda da, iki egemen eşit devletin işbirliğine dayalı çözüm önerimizi masaya koyacağız ve Kıbrıs ile bölgenin yararına olan bu önerimizden asla geri adım atmayacağız.
Yıllardan beri görüşülen federasyona dayalı çözümün gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, özellikle Annan Planı referandumu ve Crans Montana’da bir kez daha gözler önüne serilirken, AB’den temennimiz; çözümsüzlüğe oynayan Rum-Yunan ikilisini desteklemekten vazgeçmesi ve 24 Nisan 2004 referandum sürecinde halkımıza verdiği sözleri yerine getirmesidir”