1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Tatar’ın bilgisi dahilindedir; BM sürecinden kaçış olamaz
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Tatar’ın bilgisi dahilindedir; BM sürecinden kaçış olamaz

A+A-

Türkiye’nin, Kıbrıs’ta “egemen ve eşit, bağımsız bir Türk devleti” siyaseti yoktur!
Önce bunu herkes kafasının bir kenarına yazsın.
Neden yoktur?
İstemediği için mi?
Elbette hayır!
Ne münasebet; tabii ki istiyor…

-*-*-

“Peki o zaman, nedir bu yazdıkların?” sorusunu işitir gibiyim!

-*-*-

Birincisi, Kürt sorunu başta olmak üzere, Dağlık Karabağ, Uygur Türkleri gibi özel meselelerde “neyi savunuyorsa”, Kıbrıs’ta da onu savunuyor olmak zorundadır da ondan!

-*-*-

“Efendim, Kıbrıs’ta durum oradakiler gibi değildir; biz 1960’ın ortaklarıyız falan ve de filan, iki ayrı halkız, şuyuz, buyuz” demekten ne olur vazgeçin!

-*-*-

Yani uluslararası hukukta “hipokrasi” olmaz… 
Siz, Irak’ta veya Suriye’de beş Kürt vatandaşın topluca Türkiye’ye bakıp, Kürtçe şarkı söylemesini bile sırası geldiğinde “terör saldırısı var, hücum” diyerek bombalıyorsunuz ya; yani Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü savaş sebebi olarak kabul ediyorsunuz ya; garantörü olduğunuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne de saygı duymak zorundasınız!

-*-*-

Ve gelelim ikinci meseleye…
Bu da “uluslararası hukuk” değil, “uluslararası güç”le açıklanır.
Ki bu güç, zaman zaman hatta her zaman “hukuk” denen konuyu da istediği gibi şekillendirir…

-*-*-

Yani sağlam ekonominiz olmalıdır.
Dışa bağımlılık, dışın size bağımlılığı ile en azından dengeli olmalıdır.
Dışa satımınız, dıştan alımınızı geçmelidir; para biriminiz Dolar, Euro ve Sterlin gibi para birimleri karşısında, zafer kazandığınız savaşta taşıdığınız sancak kadar değerli olabilmelidir.
Pul hatta tuvalet kağıdı seviyesinde olmamalıdır.

-*-*-

Dıştan alacağınız her hangi bir yardım olmamalıdır; bu konuda beklentiniz de bulunmamalıdır…

-*-*-

Kısacası, Türkiye’nin şu anda Kıbrıs’ta egemen – eşit – ayrı ve de bağımsız bir Türk devletini savunacak ne gücü, ne de takadı bulunmaktadır!

-*-*-

Türkiye’de Ak Parti ve lideri Erdoğan; kendi iç siyasetinde ortaklık yaptığı aşırı milliyetçi MHP’ye Kıbrıs konusu ve Kürt sorunuyla ilgili taviz vermek zorunda kalmıştır.
Ersin Tatar’ın, Aksaray’da, Konya’da, Eskişehir’de Nasreddin hocalarla buluşmalarında anlattığı da zaten budur…
Doğu Akdeniz’deki doğal gaz paylaşımıyla bağlantılı beklentiler de Kıbrıs’ta şu andaki çözümsüzlük siyasetini gerekli kılmıştır.
Bekleyelim ve de göreim siyaseti.
Bu beklemenin adı, “egemen eşit devlet iste Ersin Tatar”dır.

-*-*-

MHP, Ak Parti’den, Kürt ve Kıbrıs sorunlarının “sert tavırla” çözülmesini istemiştir ve şu anda bu iki önemli konuda “sertmiş gibi” davranılmaktadır.

-*-*-

Peki Ersin Tatar’ın veya etrafındaki arkadaşlarının bundan haberi yok mudur?
Etrafındaki arkadaşları bilemem ama Tatar’ın yoktur!

-*-*-

Hatırlayın, siyasi parti başkanlarının da bulunduğu Cenevre toplantısında CTP lideri Tufan Erhürman, Tatar’a “Sayın Başkan, yarın bir plan sunacak mışsınız” dediğinde, Tatar’ın verdiği yanıt, “yok yahu, ne planı, öyle plan, falan yok” dememiş miydi?
Ve ertesi gün toplantıya girdiğinde eline tutuşturulan planı sunmamış mıydı?

-*-*-

Peki son New York meselesinde ne yaşandı biliyor musunuz?
Tatar, Nikos Anastasiadis ve Antonio Guterres ile yemek yedi değil mi?
Bu yemek başlamadan önce, Tatar’la Guterres’in karşılaştıkları anda, BM Genel Sekreteri, bizim lidere ne demiş biliyor musunuz?
“… Özel temsilci atanması konusundaki itirazınızı kaldırdığınız için teşekkür ederim…”
Peki Tatar ne mi yapmış?
Şaşırmış, çaktırmamaya çalışmış ama nafile…
Çünkü, yemekten önce Türkiye devreye girmiş; Guterres bilgilendirilmiş; “Sayın Tatar’ın bilgisi vardır” denmiş. Ama her nasıl olmuşsa, Tatar’a kimse bilgi vermemiş!

-*-*-

Tatar diyor ya, “Federal çözüm için dayatma var”… 
Doğrudur…
Federal çözüm için dayatma değil, zorunluluk var…
BM sürecinden kaçış yok…
“Egemen – eşitlik” yok…

-*-*-

2023’e kadar Güven Yaratıcı Önlemlerle devam edilecek…
Türkiye’deki ve Güney’deki başkanlık seçimleri ile birlikte, federal çözüm amaçlı yeni masa oluşturulacak.

-*-*-

Tatar, o güne kadar Türkiye’de köy köy, kasaba kasaba gezdirilecek.
Ak Parti ile MHP’nin Kıbrıs siyasetinin ne kadar milliyetçi bir siyaset olduğunu anlatmayı sürdürecek.

-*-*-

Bakın önümüzdeki süreci iyi izleyin…
Var olan zemini Anastasiadis çökertmiştir ve kesinlikle güvenilir bir lider değildir.
Şu anda ortada bir federal çözüm zemini de yoktur.
Ama BM Sürecinden kaçış hiç bulunmamaktadır.
Çözümün şekli er ya da geç, parametreleri belirlenmiş ve vazgeçilemez olan “federal birleşik Kıbrıs”tır…

-*-*-

Türkiye, Dünya’dan izole olmuş, herkesle sorunlu bir şekilde daha fazla dayanamaz…
Ak Parti – MHP ortaklığının geçici ve hamasi bir “sertleşmesi” olan Kıbrıs ve Kürt meseleleri; çözülmeye mahkumdur. 



Türkiye’deki cumhurbaşkanımız!


UBP’liler Ersin Tatar’a demişler ki; “… Başkan, ne olur Eskişehir ziyaretini iptal et, nisabı sağlayamayacağız, Pazartesi rezil olacağız”…
Ersin Tatar, “etmem, gideceğim” demiş.
“Bakın bir çaresini bulun siz halledin; olmazsa Pazartesi akşamı döneceğim, Salı toplanırsınız” diye de eklemiş!

-*-*-

Bu konudan daha önce de bahsettim…
Tatar’ın illa ki Eskişehir’e gitmesi gerekmezdi…
Nezaketli bir şekilde meselenin aciliyeti anlatılır, yerine müsteşarı gider konuşmayı yapardı…

-*-*-

Ülkedeki siyaset bu derece sıkışmışken, sırf bir üniversite açılışı için programı iptal etmemenin sadece iki sebebi olabilir.
Birincisi, “korku”…
Türkiye “geleceksin” dediyse, Tatar gider. Konunun kritikliğini durup da izah edemez.

-*-*-

Veya ikinci bir sebep; Tatar, buradaki iç meselelerden sıkılmanın çok ötesinde, kendini bir tek Türkiye’deyken “Cumhurbaşkanı ve lider” gibi görüyor olabilir!
Ki bence asıl mesele budur!
Tatar, Türkiye’de egemen – eşit bir devletin cumhurbaşkanı gibi karşılanmıyor ve tabiri caizse diplomatik anlamda, devletlerarası ilişkiler babında aşağılanmaktadır… 
Ama şu da bir gerçektir; adam kendini sadece orada cumhurbaşkanı gibi hissetmektedir!
Beş gün orada, hafta sonu burada!
Nasreddin hocaya da selam söyle başkanım!

 


naomi.jpg

Hala bir efsane… Moda Dünyasının ünlü ismi 51 yaşındaki İngiliz model Naomi Campbell, geçtiğimiz gün Paris Moda Haftası kapsamında düzenlenen Bruno Sialelli defilesinde podyumdaydı… Bu arada uzun süre “online” yapılan bir çok moda gösterisi de artık Dünya’nın bir çok ülkesinde seyirciyle buluşmaya başlandı… Fotoğraf: EPA/IAN LANGSDON

Bu yazı toplam 1915 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar