KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil haksız değil…
“Cenevre’deki toplantı 5+1 değil, 4+1 olacak” diyor.
“Zira Ersin Tatar Ankara’nın memurudur” diye de ekliyor.
Türkiye ne derse Tatar tekrar ediyor.
Ankara’daki iktidar sahiplerine tavla teslim gidiyor.
Oturduğu makama onlar sayesinde getirilmenin karşılığını böyle ödüyor.
Kıbrıs sorununda kendisine ait ya da Kıbrıs Türk Toplumu’nu yansıtan bir politika yok.
Mevlüt Çavuşoğlu’nun ‘egemen eşitlik’ ve ‘iki devletlilik’ diyerek cilaladığı eski model ‘taksim’i seslendirmekten başka bir şey yapmıyor.
‘Cumhur’un, yani kendi halkının çıkarlarını ve beklentilerini değil, Türkiye’deki iktidarın talep ve beklentilerini karşılamayı marifet sayıyor.
Bu yüzden Şene Elcil’in dediği gibi Cenevre’deki toplantıya katılanlar pratikte 4+1 olacak.
Başka bir deyişle Tatar Cenevre’ye gitmese de bir şey değişmeyecek.
Ankara orada olacak nasılsa ve ‘ilk söz’ü de, ‘son söz’ü de Çavuşoğlu söyleyecek.

*  *  *
Ersin Tatar göreve geldi geleli yaptığı hatalarla gittikçe halktan daha da kopuyor. Etrafındaki birkaç kişinin dışında inandırıcılığı, güvenilirliği kalmıyor. 
Hele Ankara’daki hükümet eşrafının hep bir ağızdan Kıbrıslı Türklere dönük saldırıları karşısında takındığı tavır, bardağı iyice taşırmış durumda.
Erdoğan, Oktay, Çavuşoğlu, Çelik, Bahçeli ve diğerlerinin tamamen yalan ve yanlışa dayalı beyanatlarını düzeltmek için kılını dahi kıpırdatmadı Tatar…
Aksine, onların dediklerini ‘doğru’ kabul edip, kendi devletinin Anayasa Mahkemesi’ni elinin tersiyle itmeyi tercih etti.
Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine “Bu bizim meselemizdir. Yargımız bağımsızdır. Yarıya değil bir başka ülkenin yetkilileri, Cumhurbaşkanı olarak ben dahi müdahale edemem” diyemedi.
Seçtirildikten sonra mecliste ettiği yeminin gereklerini yerine getirmedi.
Ankara’dakilerde ‘Tatar söz verdi, mahkeme kararı düzeltilecek’ beklentisi yarattı.
Hem kendi makamını, hem halkını, hem de temsil ettiği ve yerlere göklere sığdıramadığı KKTC’yi yerin dibine batırdı.

*  *  *
Bu yüzden Tatar’ın Cenevre’ye gitmesine gerek yoktur.
Otursun oturduğu yerde.
Nasılsa orada Kıbrıslı Türklerin değil, Türkiye’deki hükümetin istediklerini söyleyecek.
Ne lüzumu var?
Çavuşoğlu söyler zaten onları…
Zaten bakın, Ankara BM’ye ‘Çavuşoğlu ile Anastasiadis’in görüşme tutanaklarını’ iletmiş.
Birbirini tanımayan iki ülke ya Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti…
Resmen görüşmelere devam ediyorlar ama bir şekilde… Kayıt altına da aldıklarına göre, resmi görüşmeler bunlar…
Ne ilk, ne son…
Kıbrıslı Türklerin gerçek iradesini temsil etmeyecek birinin BM toplantısında işi yoktur.
Guterres de bunu not etmelidir.
Gerçek irade sokaktadır.
Taksim politikalarına geçit yoktur!