Diyelim ki “dağ”ın “tavşan”dan haberi oldu! 
Ve BM adadan ayrıldı.
Dışişleri’miz “görev süresinin uzatılması”nı reddetti ya!
Diyelim ki, Kıbrıs'taki Barış Gücü Misyonu bitti!
Ne olacak?
Mesela “ara bölge”ye kim yerleşecek?  Kim bakacak?
“Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı mı?
“Kıbrıs Cumhuriyeti ordusu” mu?
Yoksa “ara bölge” de “eşdeğer paketi”ne dahil mi olacak (!)
Elinde “mücahit puanı” kalanlara mı dağıtılacak?

* * *
Peki, diğer “Barış Gücü” misyonları ne olacak?
Mesela Kapalı Maraş’taki?
Hani en azından BM altı ayda bir “uzatma” kararı alıyor!
Ama gel gör yine bir “tavşan” fırlıyor sözün içine...
“Tavşana kaç” diyor kimileri, “tazıya tut...”

* * *
Birleşmiş Milletler’in misyonundan çok memnun olduğumu söyleyemem.
Örneğin “müzakereler”de uygulanan “karartma...”
Farklı farklı “masallar” dinliyor, gerçeği çok da kolay öğrenemiyoruz.
Birleşmiş Milletler perdeyi kaldırsa, ne yok ne var göreceğiz.

* * *
Bir diğer dikkatimi çeken TC Dışişleri Bakanlığı açıklaması oldu.
“Mal sahibi” gibi.
Karar sanki “Ankara’daki BM Barış Gücü” misyonu için alınmış!
Anında açıklama geldi.
Henüz bizim Dışişleri uyurken, Ankara yanıtı çaktı:
“Çözüm sürecinin gelecekte alabileceği şekle dair peşin hükümler kaydedilmesi, Türkiye açısından bir anlam taşımadığı gibi, Kıbrıs meselesinin çözümüne de katkı sağlamamaktadır.”
Ne hükmü, ne katkısı, bilen var mı?

* * *

Yine “tavşan”la bitirelim öyleyse!
Kıbrıslı Türklerin “iradesi” iyiden “tavşanın suyunun suyu”na döndü.
Bilmem anlatabildim mi?