1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Tayyip bey Pile – Yiğitler yolunun hangi tarafında?
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Tayyip bey Pile – Yiğitler yolunun hangi tarafında?

A+A-

Birileri, Kıbrıs sorununun federal çözüm kapsamında sonlandırılması için düğmeye bastı…
Türkiye, bu gidişattan kaçamaz haldedir…
Ekonomik yıkım, Türkiye’yi dış politikada daha önce şahinleştiği bir çok konuda güvercinleştirmiş durumdadır…

-*-*-

Haliyle, ister istemez, insan paranoyaklaşıyor!
Nasıl ve neden mi?

-*-*-

Bir salağın çıkıp Apostolos Andreas’ta durduk yere dangalaklık yapması!
Akabinde, “tamamen insani sebeplerle yapıyoruz” denilerek, ara bölge ihlaliyle birlikte sözde Pile – Yiğitler yolunun yapılması falan!

-*-*-

Sanki, çözüme, hele hele de federal çözüm müzakerelerine karşı çıkan güruh, kışkırtıyor gibime geliyor!
Paranoyam burada zirve yapmış durumdadır!

-*-*-

Tabii burada önemli olan Türkiye’nin bu “kışkırtmanın” neresinde olduğudur!
Yani Erhan Arıklı’nın ve Ersin Tatar’ın ahbabı olan dangalağın Apostolos Andreas Papazı’na yaptıkları; akabinde Tahsin Ertuğruloğlu’nun Pile yakınlarında ara bölgenin “insani sebeplerle” ihlal edildiği açıklaması… 
Evet Türkiye bunları onaylıyor mu yoksa onaylamıyor mu?
Tayyip bey yolun hangi tarafındadır?
Bu soru çok önemli!

-*-*-

“Milliyetçi – dinci ve yiyici” kesimlerimiz; Annan Planı dönemindeki gibi “çözümcüler” ve “karşıtları” diye bir bölünmeye doğru gidiyor mu?
Tayyip Erdoğan ne düşünüyor?
Bizimkiler, yani Ersinler, Tahsinler, Erhanlar, Annan Planı döneminde olduğu gibi, yeniden Erdoğan’a küfretmeye başlar mı?

-*-*-

AKSA kimden yana olur?
Yaaaa; çok önemli!
Kıbrıs gazetesinin içi, Annan Planı döneminde Erdoğan’a ana avrat küfredenlerle dop dolu!
Şimdi yine aynı pozisyona mı geçerler?
Yoksa patron onları “eh” mi yapar?

-*-*-

Gerçekten ilginç bir durumdayız…
Müzakerelerin yeniden başlayacağı artık aşikar oldu…
Ve birileri buna ısrarla – inatla karşı gelmeye çalışıyor…
Biz de gülerek takipteyiz… 
Hatta şahsen kıçımla kahkaha atarak izliyorum!

-*-*-

Haaa gelelim Yiğitler – Pile olayına…
BM Barış Gücü’nün iddiasına göre dün sabah sivil giyimli asker ve polisler, yolu kesen Slovak Kontenjanı’na bağlı 12 askere karşı zor kullandı.
Bir polis ya da asker, bir BM askerinin yüzüne yumruk attı.
BM araçlarına zarar verildi falan…
Bu yazıyı yazarken hava gergindi!

-*-*-

Bu yol evet açılmalı…
Daha yollar, kapılar da açılmalı…
Elbette “insani” bir meseleyse, örneğin Erenköy – Mansura – Erenköy – Paşiambo geçişleri de açılmalı!
O da çok insanidir…

-*-*-

Tekrar ediyorum, eğer amaç buradaki Ersingiller, Tahsingiller ve Erhangiller’in kışkırtmasıysa, bu demektir ki Tayyip Erdoğan ve KKTC’deki yalakalarının arası Annan Planı dönemindeki gibi olacak!
Açılacak!
Yok hayır, boşuna şüphe ediyorsam, o zaman siz de bu yol gibi, başka insani hizmetler yerine getirin, oturun anlaşın ve daha nice geçişler açıverin!

-*-*-

Bu arada belirtelim, dün sabah meseleye Fransız Dışişleri Bakanı da dahil oldu ve bu bakan yani Catherine Colonna, Türk meslektaşı Hakan Fidan’dan yolla ilgili bilgi istedi…

-*-*-

Yol inşaatı, BM’ye rağmen devam eder mi?
Sanmam!

-*-*-

Tekrar ediyorum, hedef kışkırtmaysa ve Erdoğan’a rağmen kışkırtma yapılıyorsa, Ersin’di, Tahsin’di, Erhan’dı, Ünal’dı, toplayın hepsini çöpten!
Türkiye topyekun silecek defterden!
Değilse!
Erdoğan bunlarla birlikteyse, gerginlik yayılır efendim!


Namus gider mi gider!

Ünal abi dedi ki; “… Partimizin kurultayı 2024 Eylül ayındadır…”
Ve Ünal abi dedi ki; “… Çok yapacak işimiz varken, derdi ülke değil, koltuk olanlar da var…”

-*-*-

Parti içi muhalefete bu mesajı gönderirken, ülke muhalefetine de dedi ki; “… 2027’ye kadar erken genel seçim falan beklemeyin…”

-*-*-

Söyler söyler!
Olur, olmaz!
Gider, gitmez!
Burada sıkıntı yok!

-*-*-

Ama “yarım kalan projeleri tamamlamak namusumuzdur” diye bir ifade de kullandı…
Kendi gazeteleri yazdı…

-*-*-

Güzelyurt ve Girne hastaneleri!
Değirmenlik – Girne Dağyolu projesi…
Lefkoşa Çevre Yolu’nun tamamlanması…
Hepsini geçtim; şampiyon meleklerimizin arkadaşlarına yeni bir spor salonu…
Okulların tamiri…
Kabloyla cereyan…
Deprem sonrası Türkiye’ye en az 500 konteyner ev…
Bunlar on saniyede aklıma gelenler…
Hepsi ya yarım, ya hiç başlamamış!

-*-*-

Sevgli Ünal abi, bunlar için 2027’ye kadar mı süre verdiniz bilmiyorum ama bitiremeyeceksiniz ki!
Namus gitti!

seyis-001.jpg

Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (Dev-İş) eski başkanlarından Mehmet Seyis’i de kaybettik… Mehmet Seyis, uzun bir süredir akciğer rahatsızlığıyla mücadele ediyordu… Dev gibi bir devrimci Kıbrıslı yürek daha sustu… En başta ailesi olmak üzere, Ada’daki tüm emekçilerin başı sağ olsun…

(Fotoğraf: Erol Uysal)

Bu yazı toplam 2660 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar