Meclis Başkanı Hasan Bozer’in Azerbaycanlı Milletvekili Aydın Mirzazade ile yaptığı bayrak tartışması yansıdı basına…

Mirzazade, Meclis Başkanı’na yaptığı resmi ziyarette KKTC bayrağının yanında TC bayrağını da görünce tepki gösterdi, meclisi terk etti.

Hasan Bozer’in açıklaması da bu yönde… Yani farklı bir açıklama yok. Bozer, bütün yabancı konukların bu şekilde düzenlenmiş konuk kabul odasında ağırlandığını söylüyor.

Peki Mirzazade haksız mı?

Diğer konuklar nasıl yapmış, niçin tepki göstermemişler bilmiyorum ama Azerbaycanlı milletvekilinin tepkisinin doğru olduğunu düşünüyorum.

Yani KKTC Meclis Başkanı’nı ziyaret ederken ‘başka bir ülkenin bayrağının, Türkiye bayrağının’ resmi kabulde olmasının doğru olmadığını düşünüyor ve oturtulması istenen yere oturmuyor. Zaten kendisi de açıklamasında Türkiye’nin dost, kardeş ülke olduğunu söylüyor ancak prosedürlere uyulması gerektiğini de belirtiyor.

Tabii Mirzazade’nin sözünü ettiği prosedürler, uluslar arası prosedürler ancak bilmiyor ki bizde uygulanan prosedürler KKTC’ye mahsus (özgü)…

Sonuçta ortaya böyle bir tablo çıkıyor tabii…

Ancak burada ilginç olan bir nokta daha var ki; bu tepkiyi bir Azerbaycanlı milletvekilinin göstermiş olması… Biliyoruz ki Azerbaycan’ın Türkiye ile yakın ilişkileri var. Hatta Türki cumhuriyetlerde önceden de gelen Türkiye’nin lider ülke görüntüsü var. Buna rağmen böyle bir tepki Mirzazade’nin gerçekten de uluslar arası diplomasiyi ya çok iyi bilmesi ya da “ben de bir kahramanlık! yapayım da gündeme geleyim” anlamına geliyor.

Nedeni ne olursa olsun bu olay, bana göre de tuhaf olan bir durumun bir daha gündeme gelmesini, konuşulmasını sağlamış oldu.

Alışsak mı acaba!

Adli olaylardaki artış hızını artırarak devam ediyor. Dün sürmanşetten tabloyu verdik; 1.5 ayda 3 cinayet, 4 kundaklama, 3 kurşunlama, 1 molotoflu saldırı var. Bu tabloyu 75 milyonluk Türkiye’de bile görmek zor.

Biz artık bu durumu da kanıksar olduk. Neredeyse bu gibi olaylar da normal günlük olaylarmış gibi gelmeye başladı. Her an tehlike içinde yaşıyoruz ama sanki de bu adi olaylar bizde olmuyormuş gibi yaşıyoruz.

TV’de izliyoruz, Türkiye’de haberlere yansıyan olaylar Kürt sorunuyla ilgili çatışmalar ve sabotajlar dışında daha fazla aile içi olaylar, kadına şiddet, kendilerince cezalandırmalar falan… Bizde bunlar da var ama bunlara ek olarak mafya hesaplaşmaları da yoğun olarak günlük yaşamımızda yer alıyor. Mafya buraya taşındı gibi… Hesaplaşmalar Kıbrıs üzerinden oluyor. Tedirginlik içinde ama “acaba buna da alışmamız mı gerekiyor?” düşüncesiyle yaşamaya çalışıyoruz.