TC Dışişleri'nden "federal çözüm"e tavır
TC Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs’ta konuşlu BM Barış Gücü Misyonu’nun görev süresinin uzatılmasına ilişkin BM Güvenlik Konseyi kararının ardından Kıbrıs müzakereleri ile ilgili açıklama yaptı
TC Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs’ta konuşlu Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü Misyonu’nun görev süresinin uzatılmasına ilişkin BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararının ardından, "Önümüzdeki dönemdeki herhangi bir sürecin ancak adadaki mevcut gerçekleri ve geçtiğimiz yarım asır boyunca sürdürülen müzakerelerden elde edilen deneyimi yansıtan bir temel üzerinde inşa edilmesi ile buna uygun beklenti ve hedeflere yönelik olması halinde başarılı olabileceğini değerlendiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs’ta konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu’nun görev yönergesinin 6 aylık bir süre için yenilenmesine ilişkin son BMGK kararının dün kabul edildiği hatırlatıldı.
Konu hakkında 27 Temmuz 2017’de kabul edilen bir önceki kararda yer alan, Kıbrıs meselesinin çözüm sürecinin gelecekte ne şekilde sürdürüleceği hususunda peşin hüküm içeren yazımların bu karar metninde de muhafaza edildiği kaydedilen açıklamada, BM Genel Sekreteri’nin çağrısı çerçevesinde tarafların ileriye dönük muhtemel hareket tarzını değerlendirmekte oldukları bir dönemde, kararda bu gibi ifadelerin kaydedilmesinin arkasında yatan nedenleri anlamakta güçlük çekildiğinin altı çizildi.
Söz konusu son kararda, çözüm sürecinin gelecekte başarılı olmasına yönelik beklentilere de yer verildiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu gibi beklentiler değerlendirilirken, Kıbrıs Konferansı’nın sonuçsuz kalmasının nedenlerinin her halükarda doğru irdelenmesi gerekir. Nitekim konferansın 28 Haziran-7 Temmuz 2017 tarihlerinde yapılan son oturumu, müzakere başlıklarının birçoğunda kilit hususlarda ciddi görüş ayrılıklarının bulunduğunu gözler önüne sermiştir. Bu bağlamda özellikle adada tesis edilmesi amaçlanan yeni federal devletin Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum taraflarınca farklı biçimde algılandığı ve Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitlik temelinde bir ortaklığa girmeye niyetli olmadıkları da ortaya çıkmıştır. Keza Kıbrıs Rum tarafının, oluşturulması öngörülen yeni düzen çerçevesinde Kıbrıs Türk tarafının geçmişte yaşanan acı deneyimlerden kaynaklanan haklı güvenlik endişelerini giderebilecek bir yapının tesisini kategorik şekilde reddetmesi de uzlaşmanın önündeki ciddi bir diğer engeli oluşturmuştur.
Kıbrıs Konferansı’nın kapanmasının hemen ardından Sayın Bakanımız (Mevlüt Çavuşoğlu) tarafından yapılan açıklamada, mevcut parametreler temelinde bir çözüme ulaşılmasının artık mümkün görünmediğinin vurgulanması da bu tespitlere dayanmaktadır. Bu nedenle, önümüzdeki dönemdeki herhangi bir sürecin ancak adadaki mevcut gerçekleri ve geçtiğimiz yarım asır boyunca sürdürülen müzakerelerden elde edilen deneyimi yansıtan bir temel üzerinde inşa edilmesi ile buna uygun beklenti ve hedeflere yönelik olması halinde başarılı olabileceğini değerlendiriyoruz."