TDP: “Ekonomik protokollerle demokratik varlığımız tehdit altında”
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), ekonomik protokollerle Kıbrıslı Türklerin demokratik varlığının tehdit altında olduğunu savundu.
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), ekonomik protokollerle Kıbrıslı Türklerin demokratik varlığının tehdit altında olduğunu savundu.
TDP’den yapılan yazılı açıklamada, protokollerin, Kıbrıslı Türklerin önceliklerini belirleyen ve ekonomiyi yönetmeye çalışan bir politika aracına dönüştüğü ileri sürülerek, şu ifadelere yer verildi:
“Bizlere ekonomik kurtuluş reçetesi olarak sunulan unsurlar ile içeriğinde yer alan ‘reformlar’ hayata geçmemekte ve bu protokollerin yarattığı sosyal tahribatlar da toplumsal huzursuzluğa yol açmaktadır. Bunun yanında siyasetin halkın takdiri ile seçilen kişiler tarafından değil de Ankara’daki bürokratlar tarafından belirlenmesi demokratik varlığımızı tehdit etmekte, şeffaf ve hesap verebilir bir devlet olmamız imkanı yitirilmektedir.”
Ekonomik protokolün içeriği hakkında acil bilgi talep edilen açıklamada, ülkeye “ithal edilen” enflasyonun, oluşan aşırı pahalılık ve fakirleşmenin Kıbrıs Türk halkını derin bir şekilde mağdur ettiğine, alım gücünün erimesine yol açtığına da dikkat çekildi.
Türk Lirası kullanımından kaynaklı bu anomalinin mutlaka giderilmesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, TL’deki enflasyonun yarattığı kayıpların mutlak surette Türkiye tarafından tazmin edilmesi gerektiği vurgulandı.
Açıklamada, bununla beraber dar ve sabit gelirlinin alım gücünün korunabilmesi ve artırılabilmesi için doğrudan destek dahil adımlar atılması, aksi takdirde eylemliliğin sürdürüleceği kaydedildi.
Geçmişte “spor koordinasyon kurulu” gibi toplum yapısına uymayan ve Kıbrıslı Türklerin iradesine direkt müdahale anlamı taşıyan hususların toplumca kabul görmeyeceğine işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Hükümetin bir taraftan partizanca geçici işçi alımları, kendi atadıkları müdürlüklere yeniden müdür atamaları, yurt dışına ateşe atamaları ile yine yurt dışı temsilciliklere personel alımları ile kaynaklarımız har vurup harman savrulurken, diğer taraftan zamlar, dolaylı vergiler ve fon artışları ile toplumun üzerindeki yük dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Hükümetin bu sorumsuzca uygulamaları nedeniyle ekonominin iyileşmesi ve dar ve sabit gelirlilerin alım gücünün korunması adına tüm beklentimizi yitirmişken, Türkiye’den dayatılan bu ekonomik protokolden de toplum yararına hiçbir beklentimiz yoktur.”
Savunma giderlerinin ekonomik protokol dışına alınması ve periyodik olarak KKTC bütçesine aktarılması, bu kaynakların bütçeye geç aktarılmasından kaynaklanan iç borçlanmanın ve topluma faiz yükü bindiren bu uygulamanın sonlanmasının önemine işaret edilen açıklamada, şu önerilerde bulunuldu:
“TL kullanımından kaynaklı sıkıntıların giderilmesi için de stabil bir para birimi ile yeni bir muhasebe sistemine geçilmesi de artık mutlaka gündeme alınmalı ve bu konuda teknik çalışmalar başlatılmalıdır.
Stabil para birimine geçilene kadar ise alım gücünü koruyabilmek için hayat pahalılığı HP asgari ücret dahil olmak üzere 2 ayda bir uygulanmalı.”