1. YAZARLAR

  2. Tümay Tuğyan

  3. TDP’den geri adım; neden?
Tümay Tuğyan

Tümay Tuğyan

TDP’den geri adım; neden?

A+A-

 

Toplumcu Demokrasi Partisi tüzüğünde birtakım önemli değişikliklere imza atıldı, hafta sonu düzenlenen tüzük kurultayında.

Bu yazının konusunu oluşturacak olan değişiklikler ise cinsiyet eşitliğiyle ilgili olanlar.

Değişikliklerden bir tanesi, Kadın Örgütü yerine Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi’nin kurulacak olması.

Siyasi partilerin çatıları altındaki ‘Kadın Örgütü/Kadın Kolları’ tarzı yapılanmaları, şahsen kavramsal düzeyde ‘sorunlu’ buluyor olmamdan hareketle, Kadın Örgütü’nün lağvedilip yerine Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusunda çalışması öngörülen bir komitenin kurulmasının karara bağlanmasının, çok daha eşitlikçi, çok daha günün ihtiyaçlarına cevap veren bir gelişme olduğu düşüncesindeyim.

Türkiye’deki HDP’de olduğu gibi eş başkanlık konusunun da gündeme alınarak değerlendirilmesi ve yetişmesi halinde Kasım ayında yapılacak parti olağan kurultayında hayata geçirilmesi yönünde bir prensip kararının alınması da kuşkusuz ‘eşitlik’ anlamında ileriye doğru atılmış bir adım.

Tabii parti organları bu konuda gerçekten samimiyse ve önümüzdeki dönemde mesele ‘unutulup’ gitmeyecekse...

Ancak bir yandan bu iki konuda ileri adımlar atılırken, bir başka tüzük değişikliğiyle, parti içi cinsiyet kotasının yüzde 50’den yüzde 30’a düşürülmesi, anlaşılabilir gibi değil!

TDP, cinsiyet kotası konusunda diğer bütün siyasi partilerden bir adım önde duran ve tüzüğündeki bu madde nedeniyle kadın hakları aktivistleri/cinsiyet eşitliği savunucularının her fırsatta adından övgüyle söz ettiği bir siyasi partiyken, neden şimdi bu konuda geri adım atıyor ve zaten halihazırda siyasi partiler yasasında yapılan son değişiklikle yüzde 30 limiti konan cinsiyet kotasının seviyesine geriliyor?

Tabii hemen eklemekte fayda var; yüzde 50 cinsiyet kotasının ortadan kaldırılmasıyla beraber, seçim listelerinde uygulanmakta olan ‘fermuar’ sistemi de (listelerin ‘bir erkek, bir kadın, bir erkek, bir kadın...’ şeklinde sıralanmasını öngören sistem) kadük olmuş oluyor.

Bazı parti yetkililerinin meseleyi, ‘eskiden listelerimizde kadınlar en çok yüzde 50 oranında yer bulabilirken, şimdi yüzde 70 oranına kadar çıkabilecekler’ şeklinde bir argümanla savunmakta olduğunu görüyorum.

Ancak hepimiz gayet iyi biliyoruz ki yüzde 30 cinsiyet kotası pratikte bu şekilde işlemeyecek.

Siyasiler partiler yasasına yüzde 30 cinsiyet kotasının dahil edilebilmesi bile bunca yıllık bir mücadeleyi gerektiren bir ülkede, ‘kadınlar listelerin yüzde 70’ini elde edebilecek’ demek, ne yazık ki samimi ve ikna edici bir argüman olmaktan çok uzak.

Ve kotayla ilgili bu değişiklik, yazının girişinde sözünü ettiğim diğer iki ‘gelişmenin’  samimiyetinin de önüne, kocaman birer soru işareti koyuyor.

-----------------------------------------------------------------------------

Özel nedenlerden dolayı bir süre bu köşede sizlerle olamayacağım.
Eylül ayında yeniden buluşabilmek ümidiyle...

Bu yazı toplam 17403 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar