1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Tecavüzle bitmeyen iğrençlik ve kayıtsızlık
Tecavüzle bitmeyen iğrençlik ve kayıtsızlık

Tecavüzle bitmeyen iğrençlik ve kayıtsızlık

İğrenç bir ‘tecavüz’ olayı yaşandı Mağusa’da... Bir kıza, üç erkeğin yaptığı, zorbalıktı tecavüzün ötesinde... Dövdüler... Mosmor ettiler kızı... Çürükler içerisinde bıraktılar... Bu görüntüleri kaydettiler... Tehdit ettiler, ̶

A+A-

 

 

 

İğrenç bir ‘tecavüz’ olayı yaşandı Mağusa’da...

Bir kıza, üç erkeğin yaptığı, zorbalıktı tecavüzün ötesinde...

Dövdüler...

Mosmor ettiler kızı...

Çürükler içerisinde bıraktılar...

Bu görüntüleri kaydettiler...

Tehdit ettiler, “Eğer şikayetçi olursan, bu görüntüleri internette yayınlarız” diye...

Eğer ‘yayınlasalardı’, polis dava okuyacak ‘yasa’ bulamayacaktı emin olunuz ki, çünkü “bilişim suçlarına dair düzenleme yok” henüz bizde!...

 

***

Eğer biraz ‘cesur’ olmasaydı mağdurumuz...

Yani toplum baskısından, tehditten korksaydı, ürkseydi, çekinseydi...

“İyisi mi susayım, sineye çekeyim, rezil olmayım” deseydi.

Bugün, hiçbirimizin haberi olmayacaktı bu yaşananlardan...

Kim bilir, nicesinden haberimiz olmadığı gibi...

 

***

Tecavüz davasının mahkemesi vardı dün...

Tecavüz mağduru, bir süre önce Türkiye’den adaya gelmiş gariban bir ailenin kızı..

Dar gelirli bir işçi ailesinin kızı...

Eğer öyle olmasaydı..

Örneğin, Kıbrıslı bir ailenin kızı olsaydı, hele de biraz tanınmış, çevresi olan, bilinen...

Dünkü mahkemede binlerce, on binlerce insan toplanır bu ‘zorbalığı’ lanetlerdi...

 

***

Oysa dün...

Mahkeme muhabirleri dışında...

Ve “zanlıların” ailesinden başka...

Kimseler yoktu...

Ne protesto eden, ne de kınayan...

“Kadına yönelik şiddetin bir sorun olarak kabul edilmediği ülkemizde, tecavüze maruz kalan kadınlar, yaşadıkları travmanın ağırlığı ve karşılaştıkları ahlaki yargılamaların vahameti yetmezmiş gibi yasal, kurumsal ve tıbbi destek yetersizliğinden dolayı büyük bir yalnızlığa itiliyor. Hükümet ve devlet seyirci kalıyor” diyen FEMA dışında da kimse ‘kılını’ kıpırdatmadı zaten...

 


 

‘Kontenjanlar gerçekçi değil’

 

 

 

Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Öztoprak geldi dün, ziyaretimize...

Tam da “boş kontenjanların” üzerine!..

 

***

 “Üniversitelerimiz gibi önemli kurumlarımızın yıpratılmaması konusunda biraz daha hassas olmanızı bekliyoruz” diyor Hocam...

- Öyle yapıyoruz, diyorum.

Ama eğer, 16 bin 393 kontenjanın 11 bin 332’si boş kalmışsa ve buna da başarı deniyorsa, elbette haber yapacağız.

Hocam diyor ki, “Kontenjan rakamları abartılmış. Çok fazla... Gerçekçi değil... 5 bin öğrenci barajının aşılması önemlidir”

Peki, 2009 yılında, öğrenci sayısı 8 bini aşmıştı, ona ne demeli?

- Çok iyi bir rakamdı, diyor!..

Diyorum ki, “Nasıl oluyor, bu hükümet, CTP dönemini yerden yere vurarak, başarısız göstererek, kendini başarılı ilan ediyor”.

“Benim öyle bir değerlendirmem yok” diyor.

Ve bir de sitem, Prof. Öztoprak’tan.

- Bir yerlerden gelen emirle, Din Bilgisi Öğretmenliği bölümü açacağımızı yazmıştım. YÖK’e başvurduk ve reddedildik. Eğer bir yerlerden emir gelseydi, niye reddedilsin ki?

Reddedilmesi ilginç!.

Üstelik Yakın Doğu Üniversitesi’ne “ilahiyat fakültesi” izni verilirken.

Hem de, tüm öğrencilerin “tam burslu” okutulacağı bir şekilde !..

 


 

Kahve kültürü

 

KADEM, gazetemiz YENİDÜZEN için ilk kez bir araştırma yaptı.

178 köyün 175’ine gidildi.

Ve her bir kahvehane, kulüp, lokal gezildi.

Ne fark ettik biliyor musunuz, o eski kahvehane kültürü kalmamış.

Gençlerin, sohbet edeceği, gazete okuyacağı, zamanlarını olumlu değerlendireceği mekanlar kaybolmuş giderek.

Bir de soruyorlar, “Uyuşturucu niye arttı, bu kadar bunalım niçin” diye...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1557 defa okunmuştur