Tedbir tamam ama panik yok...
Covid 19 virüsü, ya da korona virüs bize de geldi. Sevgili Sıla Usar İncirli daha ilk günlerde “bir uçak yeter” demişti. Yani “yurt dışından gelecek herhangi bir uçaktaki yolculardan biri bu virüsü adamıza getirecek” demişti.
Geçen akşam Almanya’dan bir uçak geldi ve yolculardan birinde covid 19 olduğu ortaya çıktı. Benim bu satırları yazdığım sıralarda sağlık bakanlığı Alman turistin eşinde de covid 19 virüsü tespit edildiğini açıkladı. Böylece KKTC’de ikinci vaka da saptanmış oldu.
Hükümet ilk vakanın ardından tedbir amaçlı okulları kapattı. KKTC’ye özellikle Avrupa’dan gelen “Charter uçuşlar” yasaklandı. Güney’den gelecek turist kafilelerinin geçişini yasakladı. Seçim çalışmaları ertelendi.
Hükümetin bu panik havası halkı da sardı. Halk bir anda marketlere ve eczanelere hücum etti. Raflardaki stoklar yağmalandı. Hemen bütün marketlerde ekmek, yumurta, et ve dayanıklı tüketim maddeleri olan kuru yiyecekler ve konserveler yağmalandı.
Eczanelerdeki başta dezenfektan ilaçlar olmak üzere neredeyse bütün ilaçlar kısa sürede tükendi.
Panik her yeri sardı. O günden bu yana insanlar kendilerini neredeyse eve kapattı.
Abartıldı mı?
Bence çok abartıldı.
Tedbir tamam, tedbir alalım. Ama kusura bakmayın böyle panik içinde alınan bu tedbirler ülke ekonomisini çok fena vurdu. Şimdi daha ilk günlerindeyiz. İlerleyen günlerde bunun etkilerini hepimiz fazlasıyla yaşayacağız.
Öncelikle turizm sektörü dizlerinin üstüne çöktü. Oteller boşaldı. İptaller şimdiden Mart, Nisan aylarını bitirdi.
Turizmciler bunun devam edeceğini ve sektörün çalışanlarını ödeyemeyeceği gibi devlete olan yükümlülüklerini de yerine getiremeyeceğini söylüyor.
Restoranlar sinek avlamaya başladı. Hem turist yok, hem de yerli eve kapandı. Bu sektör de şimdiden çöktü,
Özellikle yabancılarla çalışan inşaat sektörü de bu gelişmelerden fazlasıyla etkilenmiştir. Şimdiden satış ve pazarlama hizmetleri dibe vurdu.
Hükümet bu konularda olumlu ve ekonomik sektörleri koruyucu tedbirler alacağına dün yeni kararlarla okulların kapatma kararını 22 Mart’a kadar uzattı. Tüm charter seferleri yasakladı. Rum tarafının tek yanlı olarak kapattığı 4 kapıya ilave olarak KKTC hükümeti de 2 kapıyı tek yanlı olarak kapattı.
Üstelik hükümet kapatma kararını Cumhurbaşkanı’nın başkanlık ettiği toplantı bittikten sonra ve cumhurbaşkanının ayrılmasından sonra aldı. Cumhurbaşkanı 2 kapının kapatıldığını kendisinin de basından öğrendiğini açıkladı.
Hükümet bu kararları tedbir amaçlı aldığını iddia ediyor. Ama 2 ay önce salgın ortaya çıktığı zaman alınması gereken önlemler alınmadığı ve sadece seyredildiği için bugün alınan abartılı kararlar ekonomiyi bitirecektir.
Yapılması gereken gayet basitti. Tedbir alacaktınız, girişlerdeki kontrolleri artıracaktınız, covid 19’un yayıldığı ülkelerden ülkeye girişleri yasaklayacaktınız, yurttaşların bu ülkelere yapacağı ziyaretleri erteletecektiniz.
Ama bunların yerine giriş kapılarına termal kamera koyarak her şeyin kontrol altında olduğunu iddia ettiniz. Sonra da Almanya’dan gelen ve otel odasından bile çıkmayan bir turistte virüs tespit edilince acemiler mangası gibi aldığınız kararlarla ülkeyi paniklettiniz.
Böylece KKTC’de yaşamı durdurdunuz, ekonomiyi bitirdiniz, sektörleri diz çöktürdünüz.
Tedbir alacaktınız. Hem de bu virüs ortaya çıktığı andan itibaren almalıydınız. Ama panik olmadan ve insanları paniklendirmeden.