Tehlikeli girişim
Sahte diploma soruşturmasının ‘Saray’a uzanmasıyla Tatar, sahte diploma temin eden ancak tedavüle sürmeyen kişiler için ‘pişmanlık düzenlemesi’ önerisinde bulundu; hukuk çevreleri, emekli savcılar, eski bakan ve vekiller bu öneriyi YENİDÜZEN’e yorumladı.
Serap ŞAHİN
Cumhurbaşkanlığı makamındaki Ersin Tatar, sahte diploma temin eden ancak tedavüle sürmeyen kişiler için ‘pişmanlık düzenlemesi’ ile ilgili önerisine hukuk çevreleri tepki gösterdi, “pişmanlığın, bir suçu ortadan kaldırmayacağına” vurgu yaptı.
Katıldığı bir televizyon programında “Sahte diploma” soruşturması kapsamında, “sahte diploma temin eden ancak tedavüle sürmeyen kişiler için ‘pişmanlık düzenlemesi’ yapılmasına” yönelik bir öneri ortaya atan ve bu öneriyi Hükümetle görüştüğünü açıklayan Tatar, daha sonra yazılı açıklama yaparak, yaptığı önerinin “af değil, polisi ve yargıyı yormayacak bir formül” olduğunu söyledi.
Tatar, söz konusu önerisini, “güvenlik korumasının” aynı soruşturma kapsamında tutuklanmasından hemen sonra ortaya koymuştu…
Öte yandan Tatar’ın “sahte diploma temin eden ancak tedavüle sürmeyenlere yönelik pişmanlık düzenlemesi yapılması” yönündeki önerisiyle ilgili UBP – YDP – DP Hükümeti’nin “fikir jimnastiği” yaptığı ortaya çıktı.
Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan hükümet ortaklarından, YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, “Bu konuyu sürekli kendi aramızda tartışıyoruz. Hatıra diye saklayan veya duvara asmak için kullananlara yönelik bir düzenleme yapılabilir” ifadelerini kullandı, “Duvara da asılsa sahte notlarla temin edilmesi bir suç değil mi?” sorusuna, “Suçtur ama hafifletici sebepler olabilir” yanıtını verdi.
YENİDÜZEN’e konuşan hukuk çevreleri, önerinin yasalarda yeri olmadığına dikkat çekti, böyle bir uygulamanın kabul edilebilir olmadığını vurguladı.
Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, “Bu yönde bir düzenleme yapılmasının hakkaniyetli olmayacağını düşünüyorum” dedi, yasada böyle bir değişikliğin yerinin olmadığını söyledi.
Emekli Savcı Avukat Hakkı Celal Önen de “Pişmanlıkla bir suç ortadan kalkmaz” ifadelerini kullandı, pişmanlığın sadece yargılanma sürecinde suçun hafifletici bir sebep olabileceğini belirti.
İçişleri Eski Bakanı Ayşegül Baybars da, Tatar’ın pişmanlık önerisinin ülkede alışılagelmiş “yapanın yanına kar kalır” düşüncesini pekiştireceği, toplumsal değerlerin yozlaşmasına sebebiyet vereceği düşüncesiyle doğru bulmadığını vurguladı. Baybars, “Keyfiliğin hüküm sürdüğü, hukuk ve kural tanımazlığın bazı kesimler için sıradanlaştığı bir ortamda çeşitli af politikaları ile adaletten uzaklaşmaya sebebiyet verecek böyle bir uygulama kabul edilemezdir” şeklinde konuştu.
Emekli Savcı Ergül Kızılokgil ise Kıbrıs’ın kuzeyinde daha önce “Pişmanlık Yasası veya Pişmanlık Düzenlemesi” şeklinde bir düzenleme olmadığı kaydetti, “Bize özgü bir düzenleme değil ve bizim uygulamalarımızda böyle bir uygulama olmadı” dedi. Kızılokgil, “Polisi ve yargıyı yormak istemiyorsanız, polis ve yargının içinde boğuştuğu sorunlarını çözünüz yeter” şeklinde konuştu.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ürün Solyalı da, soruşturmanın devam ettiğini ve birçok karartma yapılmaya müsait olduğu bir aşamada böyle bir önerinin Cumhurbaşkanı tarafından yapılması “müdahale” olarak niteledi, böyle bir suçun yasal hale gelmesinin toplumsal çürümüşlüğü daha da derinleştirecek bir tehlike olduğunu kaydetti.
Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı:
“Bu yönde bir düzenleme yapılmasının hakkaniyetli olmayacağını düşünüyorum”
“Bu yönde bir düzenleme yapılmasının hakkaniyetli olmayacağını düşünüyorum” diyen Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, yasada böyle bir değişikliğin yerinin olmadığını söyledi. Esendağlı,
“Cumhurbaşkanının söylediklerinden böyle bir öneride bulunduğu sonucunu da çıkaramıyorum. Tatar, daha sonra ‘Yargıyı ve polisi yormayacak bir yöntem’ dedi bunun da ne olduğu da açık değil” şeklinde konuştu.
Emekli Savcı Avukat Hakkı Celal Önen:
“Pişmanlıkla bir suç ortadan kalkmaz”
“Pişmanlıkla bir suç ortadan kalkmaz” ifadelerini kullanan Emekli Savcı Avukat Hakkı Celal Önen, ancak pişmanlığın yargılanma sürecinde suçun hafifletici sebebi olabileceğini kaydetti. Önen, “İşlenmiş bir suçu ortadan kaldırmak için yasa çıkarmak olacak şey değil” şeklinde konuştu. “Olsa bile geriye dönük bir etkisi olmaz. Böyle bir yasa için Cumhurbaşkanının da böyle bir yetkisi yoktur” ifadelerine yer verdi.
İçişleri Eski Bakanı Ayşegül Baybars:
“Çeşitli af politikaları ile adaletten uzaklaşmaya sebebiyet verecek bir uygulama kabul edilemez”
“Bizler bu ülkede adil, eşit, hesap verebilir, şeffaf bir yönetim yaratmak, toplumun da kurumlara güvenini artıracak bir ortam yaratmak için mücadele ediyoruz” ifadelerini kullanan İçişleri Eski Bakanı Ayşegül Baybars, Tatar’ın pişmanlık önerisinin ülkede alışılagelmiş “yapanın yanına kar kalır” düşüncesini pekiştireceği, toplumsal değerlerin yozlaşmasına sebebiyet vereceği düşüncesiyle doğru bulmadığını vurguladı. Baybars, “Keyfiliğin hüküm sürdüğü, hukuk ve kural tanımazlığın bazı kesimler için sıradanlaştığı bir ortamda çeşitli af politikaları ile adaletten uzaklaşmaya sebebiyet verecek böyle bir uygulama kabul edilemezdir” şeklinde konuştu.
Ortada bir suç iddiası varsa iddiaların mahkemeler önünde temize çekilmesi ve adaletin tecelli etmesinin son derece önemli olduğuna dikkat çeken Baybars, “Kimsenin devlet kurumlarının itibarını zedelemeye, yarattıkları keyfi ve hukuk tanımaz ortamı meşrulaştırmaya ve sistemsizliği sistem haline getirmeye hakkı yoktur” dedi.
Emekli Savcı Ergül Kızılokgil:
“Polisi ve yargıyı yormak istemiyorsanız, polis ve yargının içinde boğuştuğu sorunlarını çözünüz”
Kıbrıs’ın kuzeyinde daha önce “Pişmanlık Yasası veya Pişmanlık Düzenlemesi” şeklinde bir düzenleme olmadığının altını çizen Emekli Savcı Ergül Kızılokgil, “Bize özgü bir düzenleme değil ve bizim uygulamalarımızda böyle bir uygulama olmadı” dedi.
Kızılokgil, “Son zamanlarda Kıbrıs Türk toplumunda bazı ‘Siyasi Dedektifler’ ile bazı ‘Siyasi Avukatlar’ türedi. Bunlar daha sanık bile olmayan kimi zanlıları “suçlu” ilan etmekte, kimileri ise; daha sanık bile olmayan kimi zanlıları ‘suçlu bulunmuş’ veya bir mahkeme tarafından ‘mahkûm edilmiş’ gibi kabul edip topluma bir takım öneriler sunmaktadır” ifadelerine yer verdi.
Kıbrıs’ın kuzeyinde Ceza Yargılamasında, Anglo-Sakson hukuk sisteminin geçerli olduğunu ve Kara Avrupa hukuk sistemi uygulanan Türkiye Cumhuriyeti’nden farklı olduğuna işaret eden Kızılokgil, “Türkiye Cumhuriyeti Ceza Yasasında ‘Gönüllü Vazgeçme’ ve ‘Etkin Pişmanlık’ a dair düzenlemeler vardır. Bizde durum farklıdır. Bizde her olaya veya meseleye bir soruşturma memuru atanır ve ceza soruşturmasını o yürütür. Sonra soruşturmasını bitirir ve dosyayı amirlerine sunar. Ciddi ve ağır suçlarda dosya PGM Adli Bölüm Müdürlüğü’ne gider ve orada gerek tahkikat eksikliği, gerekse yasal durum açısından etüt edilir. Dosyada bu yönlerden bir eksiklik aksaklık yoksa dosya Savcılığa gönderilir. Dosya savcılıkta da ayni yönlerden incelenir ve tahkikat eksikliği ve yasal durum açısından uygun bulunursa daha sonra zanlılar aleyhinde ceza davası ikame edilir ve kovuşturma süreci başlar. Sanıklar gerek tutuklu gerekse tutuksuz yargılansın yetkili bir Mahkeme tarafından suçlu bulunup mahkûm edilinceye kadar hala suçsuzdurlar” şeklinde konuştu.
“Bu tür yaklaşımların yasalarımızda yeri olmadığı gibi toplumun buna ihtiyacı da yoktur” ifadelerini kullanan Kızılokgil, “Ne yapılmak istendiği de açık değildir. Sahteleme ve ona bağlı suçlar yasadan mı çıkarılacaktır. Peki diğer “zanlıların” “sanıkların”, bu tür suçlardan yetkili bir Mahkeme tarafından “mahkum edilmiş” kişilerin durumları ne olacaktır?” sorusunu sordu.
Emekli Savcı Ergül Kızılokgil sözlerine şöyle devam etti:
“Polisi ve yargıyı yormayacak formüllere” gelince; polis ve yargı görevlerinin başındadır. Polisi ve yargıyı yormak istemiyorsanız, polis ve yargının içinde boğuştuğu sorunlarını çözünüz yeter.
Sürece bu açılardan bakıldığında, daha soruşturmaları tamamlanmamış ve henüz daha sanık bile olmamış ve yargılanmamış kişiler ile ilgili sözüm ona bazı “Siyasi Dedektifler” ve “Siyasi Avukatlar” ca yapılan açıklamalara toplumumuzun itibar etmemesi gerektiği kanaatindeyim.”
CTP Milletvekili Ürün Solyalı:
“Yaşananlara ve gerçeklere müdahale anlamı taşıyor”
“Sahte diploma ve yolsuzluk” soruşturmasının devam ettiğini ve birçok karartma yapılmaya müsait olduğuna dikkat çeken CTP Milletvekili Ürün Solyalı, Cumhurbaşkanı tarafından böyle bir önerinin yapılmasının, yaşananlara ve yaşananlar sonucunda ortaya çıkabilecek gerçeklere müdahale anlamını taşıdığını vurguladı. Söz konusu önerinin bir suçun yasallaşmasını getireceğine işaret eden Solyalı, “Şu an itibariyle yaygın olduğunu düşündüğümüz bir suçun yasal hale gelmesi toplumsal çürümüşlüğü daha da derinleştirecek bir tehlikeyi de artırır” şeklinde konuştu.
“Bu gerçekle hem toplum yüzleşmek zorundadır hem de bu konuda kötü niyetli ve bunu ticaret haline getirenlerin, bundan bir fayda sağlayacak olanların da affedilmesini getirir” diyen Solyalı, “Bu da adalete olan ve zaten gerileyen inancı yerle bir eder” dedi.
Yükseköğrenimin çok önemli olduğunu belirten Ürün Solyalı, “Öncelikli olarak niteliği kurgulamalı ve bu alanın ülkemizde güvenli bir ortam olduğunun da çalışmasını yaparak, bu noktada beyanların yapılması gerektiğini vurgulamalıyız” dedi.