Tek bir talimat
Bir başka coğrafyada iki dudak arasından çıkan laf, burada böylesine etkili olabilir mi?
Ürkütücü olan bu...
Şimdi “O manşet olmasaydı” diyeceksiniz.
Ben de size diyorum ki, ilk değil.
Beğenir ya da beğenmezsiniz...
Kimileri için kışkırtıcı hatta maksatlıdır.
Ama sözdür, anlatımdır, düşüncedir.
Taş değil, sopa değil, şiddet hiç değil!
* * *
Çok daha başkadır manzara.
İki dudak arasından çıkan bir “talimat” kitleleri böylesine harekete geçiriyorsa, demokrasimiz adına bundan hem korkmamız hem de ürkmemiz gerekmiyor mu?
“Ben Kuzey Kıbrıslı kardeşlerime sesleniyorum, gereken cevabı vermeleri lazım."
Denizin ötesinden gelmiştir bu talimat.
Hem de öyle ‘laf arasında’ bir yerde...
Ve bir güruh bunu “emir” kabul etmiştir.
Tüm “devlet” mekanizmaları polisten belediyelere buna göre kendini uyarlamıştır.
O gazeteyi ya da vekili, bu ülkenin hukuk düzeni içerisinde yargılama şansınız vardır ancak o “iki dudak” dokunamayacağınız bir yerdedir.
O gazeteyi okumaz, o vekili seçmezsiniz!
Ama o “iki dudak” sizin iradeniz dışıdır.
Ya da iradeniz falan yoktur.
* * *
Utanç gününün üzerinden beş gün geçti.
Şiddetin, vandallığın, saldırının öncüleri tek tek kayıtlarda yer alıyor.
Tabelayı söken de, balkona tırmanan da, camı tekmeleyen de görüldü.
Meclis’in çatısına çıkanlar da biliniyor.
Peki henüz mahkemeye çıkarılan var mı?
Teminata bağlanan duydunuz mu?
Hemen her gün, cebinde tırnak kadar ot bulundu diye birkaç polisin arasında kelepçelenmiş çocuklar hepimize reklam ediliyor.
Meclis’in çatısına çıkmış, iradenin tepesine binmiş insanlar da mesaj yayınlıyor.
Büyükelçiye bakana komutana falan teşekkür ediyorlar, “Bir saatte serbest kaldık, dava dahi okunmadı.”
Kimse bunu yalanlamıyor.
Tek bir “talimat” teslim alıyor ülkeyi!
Ürkmemiz gereken budur.
* * *
“Kıbrıslı Türk lider” diye seçiyor, dünyaya ilan ediyor, müzakereye gönderiyorsunuz.
Güç paylaşımını konuşacak, yönetimi...
Neydi o cümle sahi?
“Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerden eşit olarak neşet edecek…”
Hangi neşet, hangi eşit, hangi vücut, hangi irade, hangi yüz?
Polis müdürüne sözü geçmiyor henüz!