1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağlar

  3. TEK ÇARE: BARIŞ
Mehmet Çağlar

Mehmet Çağlar

TEK ÇARE: BARIŞ

A+A-

"Bakalım yarın neler olacak?" modunda, müthiş bir ölüm-kalım savaşı veriyor Türkiye'deki rejim...

Türkiye'nin bu terör saldırıları ve çıkar çatışmalarından, en zararsız ve kayıpsız biçimde kurtulmasını yürekten temenni ediyorum...

Tek bir kişinin bile ölmesine, can kaybına kimsenin tahammülü yok artık...

Türkiye, terör estirenlere teslim olmamalı, daha fazla demokrasi diyerek daha özgür ve daha medeni bir ülke olmaya daha çok çalışmalıdır...

Nedretten de kotkudan da arındırılmalıdır toplumun tüm kesimleri...

Aslında davanın konusu tam da budur...

Amaç daha iyi, daha insanca, daha demokratik, farklılıkların zenginlik kabul edildiği, hiçbir zümrenin başkalarına tahakküm edemediği, ayırımcılığın ve ötekileştirmenin olmadığı, daha barış içinde bir Türkiye’de yaşamak değil mi?!

................

Gel gelelim bizim diyarlara ve bizim Barış Sürecine...

 

Önce, uzun yıllar boyunca "hakikatler" zemininden koptuk mu?

Koptuk!

Sonra, giderek inançla daha fazla özdeşleştik mi? 

Özdeşleştik!

Ve bu inanç gücüyle gerçekleri çatıştırmaya başladık mı?

Başladık!

Bugün yıllarca öne çıkarılan "gerçekler" gitti mi?

Gitti!

 

Şimdi artık mantık ötesini görebiliyoruz!

Ne var bu mantık ötesinde?

Kanla aldık, masada vermeyiz var...

Türk tapusu, eşdeğer tapusu, mücahit koçanı, tahsisten sahip olunan mülkler var!

"KKTC Forever" var herşeyin ötesinde...

Yani, inançlardan doğan bir değerler sistematiği!

Bu değerler evrensel değil diye dert etmeyin sakın!..

Bu değerlerin ne olduğunu anlamaya da gerek yok!

Anlamadan tatmin olan binlercesi var!

Ahlâki bir onaya, felsefi bir değerler sistemine hiç mi hiç ihtiyaç da duyulmuyor!...

 

Bu arada bu inanç ve akılla, birileri "Ekonomi uçacak... " diyor.

Nasıl uçacak peki?

Uçacak işte!

 

Siz inançları aklın ve mantığın, ve inançtan beslenen aklı da hukuk ve bilginin önüne koyarsanız, kendinize yanlış bir rehber seçersiniz...

Bilgiyle değil de inançla beslenen akıl, kendi ürettiği çelişkilerden kurtulamaz!

 

Ama sen kafaya takma, uçacak...!

Çık TV'lere, çık radyolara, bu medyatik popülizmi kamuoyu ile paylaş!

 

"Ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma programları" adı altında, bir öncelikler ve eksenler iştişaresi ve manifestosu da çıkarıldı ya;

korkmayın öyleyse, artık tamamdır,

"Ekonomi uçacak... "!

 

Bırak sosyalistleri, memleket toplumla birlikte iflas mı etti diye kara kara düşünsünler...!

Sen kendi aklına bak, yakında ekonomi 

"Uçacak"...!

Uçamaz ise eğer, 

yere çakılırsa,

sermayeyi çağırır, 

"ahbap-çavuş kapitalizm"ini oynarız!

 

İşte tüm bu inanç, inançla  beslenen ve bilgi üretmekten, bilgiyi kullanmaktan kaçınan akıl neticesinde, etkili bir biçimde işbirliği yapılmasını sağlayan yapay içgüdüler yaratmış oldular on yıllar boyunca...

Toplumun büyük bir çoğunluğu olarak da bazı kurallara uygun davranmaya ve belli şeyleri istemeye alıştırıldık!

Bu sistemin bir parçası olabilmek, işbirliği için giderek daha da önemli bir hale gelmiştir...

Bu sistemden beslenenler ise, toplumun "biz ve onlar" ikiliğinin ötesine geçmesini istemiyorlar!

Tek çare: BARIŞ.

Bu yazı toplam 1858 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar