1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Tek mantıklı çözüm modeli: Tam Bağımsız Federal Kıbrıs
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Tek mantıklı çözüm modeli: Tam Bağımsız Federal Kıbrıs

A+A-

Ülkemizin güzide siyasetçilerinden Hasan Taçoy ve Tahsin Ertuğruloğlu, EOKA kutlamalarını kınadılar…

Türkiye’deki bazı gazeteler de, “çocuklar bile ellerinde Yunan bayrakları ile dolaştırıldı” gibisinden haberler yayımladı!

-*-*-

Yani gören duyan okuyan da sanacak ki, 70 yıl önce kurulan EOKA, Rum ahalisi tarafından 69 yıl sonra ilk kez “kutlandı!”…

-*-*-

Burada Tahsin abimin veya Hasan kardeşimin birden çok amacı söz konusudur…

Birinci amaçları, “Çözüm olmasın sakın, işte gördüğünüz gibi Rumlar hala Enosis peşindedir” demek…

İkincisi, ülkemizde yaşanan şeriatçı tacizinden bahsetmemek için mal bulmuş mağrubi misali EOKA’ya sarılmak!

Ve üçüncüsü, Türkiye’deki siyasi patronlara “biz buradayız, bizi unutmayın” yağcılığı yapmak!

-*-*-

Kardeşim, EOKA, 1 Nisan 1955’te kuruldu…

Ve evet Enosis yani Ada’yı Yunanistan’a bağlamak hedefi ile faaliyete başladı…

İlk hedef İngilizlerdi…

İngilizlerin kışkırtması ve Kıbrıslı Türk işsizler ordusunun polis – asker istihdamı ile birlikte “toplumlararası kavga” da başlamış oldu!

-*-*-

Yani, hedefin Enosis olması açısından, yöntemin de faşizane durması açısından EOKA’nın yaptıkları kesinlikle onaylanamaz ama temelde “özgürlük” veya “Enosis” dahi olsa mücadele eden bir toplum ve bu toplumun karşısında sömürgeci İngilizlere uşaklık eden öteki toplum söz konusudur!

-*-*-

Haaaa işin en acısı nedir biliyor musunuz?

İngiliz’e uşaklık etmiş olmamıza, İngiliz emperyalizminin işbirlikçisi durumunda pozisyon almamıza rağmen, o İngiliz dönmüştür, dolaşmıştır ve yine Kıbrıs meselesinde bizden yana duramamıştır!

-*-*-

Gelelim “şeriat tehlikesi”ne!

“Öyle bir tehlike yoktur” mu diyorsunuz?

-*-*-

Ben de diyorum ki; Türkiye’de ve haliyle KKTC’de şeriat tehlikesi veya ihtimali; Kıbrıs’ın doğrudan bir Yunan adası, Yunanistan toprağı olması ihtimalinden yüksektir!

-*-*-

Dolayısıyla ne Amerika ne Rusya!

Hani eski bir slogan vardı ya!

Ne şeriat ne Enosis!

-*-*-

Kısacası sevgili ELAM’cılar, EOKA’cılar, Elen faşistleri ile değerli Tahsin ve Hasan kardeşlerim; ne Yunanistan ne Türkiye!

Yaşasın tam bağımsız Federal Kıbrıs Devleti!

-*-*-

Haaaa Kıbrıs’ta yaşama isteyenler mi?

Başımın üzerinde yeriniz var!

Ama illa ki birileri bir yere gidecekse; Yunanistan seviciler Yunanistan’a, Türkiye seviciler de Türkiye’ye gidebilir!

Ben ikisini de çok seviyor ve sayıyorum ama yurdum Kıbrıs’tır!

Kalacağım!

-*-*-

Zorla çıkarmaya mı çalışacaksınız?

Savaşırım!

Hem şeriatçı dayatmacı yobazlar hem faşist Elenler beni ikna edin, ciddi para öderseniz, Yeni Zelanda’ya giderim ki o da ayrı bir mesele!

Yeni Zelanda beni alır mı?

Almazsa, Norveç!

Değilse, Danimarka!

Dördüncü tercihim Avustralya!

Beş Finlandiya!


Türkiye’de bir gazete yazmış…

Türkiye’de cihatçı yobazların önemli yayın organlarından biri dün manşetinde “Kıbrıs’ın hamuru İslam”dır” başlıklı bir yorum yayınladı…

-*-*-

“Biz Kıbrıs’ı bunun için mi fethettik?” sorusunun sorulduğu bu yorumda, ciddi maddi hatalar bir yana; öğretmenlerimize ve toplumumuza en ağırından hakaretler yağdırıldı…

-*-*-

“Fetih” meselesine geleceğiz!

Önce ciddi hataya bakalım!

Yorumda deniyor ki, “… Necmettin Erbakan’ın üstün gayretleri, azmi ve cesaretiyle Rum – Yunan mezaliminden kurtarılarak yeniden özgürleştirilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti…”

(Bülent Ecevit mi? O da kim? Yorumda adı falan yok! Allah Allah!)

-*-*-

Ohaaa yani!

Şooo yerimo!

Ve de kesinlikle brüyo!

-*-*-

Kıbrıs Harekatı 1974’te oldu!

Ortada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir devlet yoktu…

O devlet, 1983’te ilan edildi!

-*-*-

Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs türk Cumhuriyeti’nin kurtarıldığı ve yeniden özgürleştirildiği iddiası, ölü dedemin teyzem olarak yeniden Dünya’ya gelerek, Donald Trump ile evlendiği iddiası kadar geçerli bir iddia olabilir!

Bu ifadeyi yazmak için ya aşırı cahil ya da çok alkollü olmak şarttır!

-*-*-

Yorumda, “… Huzur bozucu Rum artıkları” diye bir ifade kullanılıyor…

Öğretmenlerimize söyleniyor bu…

Öğretmen nasıl olmalı onlara göre?

Biat eden, itaat edenler gibi!

Ersin bey gibi mesela!

-*-*-

Öğretmenlerimizin sendikalarından birinin kadın başkanı için “küstah, hadsiz ve çirkin” deniyor!

-*-*-

Ve bizimkilerden, hani öteki yazıda da bahsettim, Taçoy’lardan, Tahsin’lerden veya reis-i cumhurumuz Ersin abimlerden “tıs” yok!

-*-*-

Gelelim “fetih” iddiasına ve “ecdat toprağı” meselesine!

-*-*-

Daha geçenlerde Ziya Öztürkler hocamız yani Meclis Başkanımız ne demişti?

“Kıbrıs, hiçbir tarihte Yunan olmadı”…

-*-*-

Geçmiş beni hiç ilgilendirmez!

Ama Kıbrıs, tarihin hiçbir döneminde “Türk” de olmadı!

1571’den 1878’e, 1914’e ya da 1923’e kadar “Osmanlı”ydı!

Osmanlı, Türk olduğunu asla kabul etmedi ki!

-*-*-

Ayrıca, aynı Osmanlı, sıkıştığında Kıbrıs’ı İngilizlere kiraladı!

Ve 1923’te, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, henüz Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önceki dönemde gerçekleştirilen Lozan Antlaşması ile de “Kıbrıs” denen ülke, resmi anlamda İngilizlere hediye edildi!

Yani “ecdat toprağı” iddiası doğru değildir!

-*-*-

Fetih mi?

Yani, Türkiye’nin gazeteleri ve gazetecileri, kendi ülkelerinin, Ada’yı, ya da en azından yarısını “fethettikleri” inancında mı?

-*-*-

Fetih nedir?

Fethetmek ne demektir?

Fetih, “… bir ülkeyi ya da bir kenti savaşarak ele geçirme, savaşarak alma”dır!

“Fetih ya da Fetih Savaşı, kendi güç alanını başka bir devletin alanlarını da kapsayacak şekilde genişletmek için yürütülen ve bu amaçla düşmanı silah zoruyla boyun eğdirmeyi amaçlayan bir savaştır…”

-*-*-

Bu çok çirkin bir iddiadır!

Acı da bir itiraftır!

-*-*-

Bu, Türkiye Cumhuriyeti’ni uluslararası platformlarda zor durumda bırakacak bir tavırdır!

-*-*-

Rumları ve üzgünüm ama beni haklı çıkarıyorsunuz!

Yani geldiniz, aldınız ve sizin mi oldu?

Yani işgalci misiniz?

Bunu kabul mu ediyorsunuz?

Üzgünüm ama cahilsiniz!

Kaş yapayım derken göz çıkarıyorsunuz!

-*-*-

Ersin abim, Tahsin abim ne diyeceksiniz?

Fetih meselesine ok misiniz?

Gerçekten çok merak ettim!

Hadi ama, baklayı ağızda daha ne kadar gezdireceksiniz?

-*-*-

C’mon Ers!

C’mon Tahs!

Sizin yerinizde olmak istemezdim!

Zavallılar!

Enosis tehlikesiymiş!

Gülerim, hem de çok ha bilesiniz!

milli-gazete-2025-04-02-dufc-001.jpeg

Bu yazı toplam 1524 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar