1. YAZARLAR

  2. Tümay Tuğyan

  3. Tek seçim bölgesi iyi bir şey mi?
Tümay Tuğyan

Tümay Tuğyan

Tek seçim bölgesi iyi bir şey mi?

A+A-

 

Türkiye, yeni bir seçim sistemi üzerinde çalışıyor. Hedef bu yeni sistemin de  ‘Demokratikleşme Paketi’ne girmesi.

Söz konusu ‘daraltılmış bölge sistemi’, İngiltere’de uygulanmakta olan dar bölge seçim sisteminin bir benzeri.

Amaç seçim bölgelerini çoğaltıp, vatandaşın seçeceği vekil sayısını azaltarak, seçmenin oy vereceği adayı daha iyi tanıyabilmesini, vekil-vatandaş ilişkisini ilerletmeyi sağlamak.

Örneğin İstanbul şu anda toplam üç seçim bölgesinden oluşuyor.

Birinci bölge sınırlarındaki seçmen 30, ikinci bölge sınırlarındaki seçmen 27 ve üçüncü bölge sınırlarındaki seçmen  28  milletvekili seçiyor.

Yeni sisteme göre bölgeler çoğaltılıp bölgelerin kapsadığı alanlar daraltılacak ve aynı seçmen 28 milletvekili seçmek yerine mesela 5 milletvekili seçecek.

Bu İngiltere’deki ‘dar bölge’ sisteminin biraz daha ‘genişletilmiş’ hali.

İngiltere tam 650 seçim bölgesinden oluşuyor, her bölgede partiler sadece birer aday gösteriyor. Ve her bölgeden sadece bir milletvekili seçildiği için de o kişi partisinin değil, tüm bölgenin yani o bölgede yaşayan herkesin milletvekili oluyor.

İngiliz Parlamentosu’nun resmi web sitesine girdiğinizde, ‘milletvekilinizi bulun’ diye bir bölüm var.

Posta kodunuzu girdiğiniz zaman hangi bölgeye dahil olduğunuzu ve o bölgenin milletvekilinin kim olduğunu öğreniyor ve istek ve şikayetlerinizi aktarabilmek için o kişinin iletişim bilgilerine ulaşabiliyorsunuz.

Bu sistemde yerellik çok daha fazla öne çıkıyor, merkezin gücü azalıyor.

Türkiye de şimdi benzeri bir sistemi hayata geçirmeyi planlıyor.

Kıbrıs’ın kuzeyinde ise tamamen tersi bir yönelim var.
Yerelleşme değil, merkezileşme!

***

Yerelleşmenin bölgeciliği de beraberinde getirdiği ve toplumsal siyaset üretimini zorlaştırdığı temel gerekçesiyle, ülke genelinde tek listeyle seçime gitme yönünde bir değişiklik tasarlanıyor.

Doğrudur, bizim ülkemizde vatandaş-milletvekili ilişkisi olması gerekenden farklı şekilleniyor.

Milletvekili, bir sonraki seçimde alacağı oyu garantilemek için bölgesindeki seçmenin ve hatta çoğunlukla partili seçmenin meselelerine yoğunlaşabiliyor. Hele de bakan olursa, seçim bölgesi ihya olabiliyor.

Peki bunun sorumlusu seçim sistemi mi yoksa bizim siyasi partilerimizle siyasetçilerimizin çarpık siyaset yapma alışkanlıkları mı?

Parti yönetimlerinin hazırladığı listelerin değil de vatandaşların isteğidiği isimlerin meclise girebilmesi için uygulamaya konulan ‘mühür artı tercih’ yöntemi de günün sonunda dönüp dolaşıp siyasi partnerlerin birbirinin kuyusunu kazması sonucunu doğurmadı mı?

Mevcut sorunların çözümü olarak ortaya konan tek bölge sistemi, en çok şikayet ettiğimiz bir diğer sorunu daha da büyütme riskini taşır.

Yani tek liste nedeniyle ortaya çıkacak merkezileşme sonucu parti merkezlerini daha da güçlendirmeyi!

Oysa 28 Temmuz seçimi öncesinde en fazla şikayet edilmekte olan şeylerden biri de parti üst düzeyinin listelerin belirlenmesinde oynadığı dominant rol değil miydi?

***
Seçim sisteminde bir revizyona ihtiyaç var.

Fakat tek bölge sistemi önerisi yasalaşma sürecine sokulmadan önce, detaylı bir biçimde tartışmaya açılmalıdır.

Artıları ve eksileri açıklıkla gündeme getirilip tartışılmalıdır.

Çünkü sistemin bazı sorunlarına iyileştirme reçetesi olabileceği gibi, bazı alanlarda var olan sorunların büyüyüp kökleşmesine de yol açabilir.

Bu yazı toplam 2011 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar