1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Tekke Bahçesi’nde yürütülen çalışmalara devam…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Tekke Bahçesi’nde yürütülen çalışmalara devam…

A+A-

13 yıl önce 2007’de bu sayfalarda Tekke Bahçesi’nde bazı “kayıplar”ın gömülü olduğunu belgeleri, bilgileri ve şahitleriyle yayınlamaya başladığımızda, bu toplumumuzda bir “şok” etkisi yaratmış ancak yetkililer sinip oturmayı tercih etmişti…

Aradan yıllar geçti ve biz okurlarımızın, şahitlerimizin yardımlarıyla Tekke Bahçesi’nin kazılması için verdiğimiz mücadeleyi bu sayfalarda ısrarla sürdürdük…

En nihayet 2016 yılında kazılara girişildiğinde, Tekke Bahçesi’ne gerçekten de “kayıplar”ın gömülü olduğu yönünde yaptığımız yayınlar doğrulandı ve kanıtıyla, ispatıyla, DNA testleriyle bu konuda okurlarımızın ne kadar haklı olduğu gözler önüne serildi… Hem de inkar edilemeyecek biçimde…

Biz bu konuda yayınlarımızı sürdürdük ve Tekke Bahçesi’nde ve çevresinde gömülerin yapıldığını Kayıplar Komitesi’ne götürdüğümüz şahitlerle, verdiğimiz bilgilerle devam ettirdik.

Nihayetinde Tekke Bahçesi’nde başlayan süreç, geçen yıl da devam etti ve 2019 yılında yapılan kazılarda bir mezara beş kişinin defnedildiği bir kez daha ortaya çıktı – Ecvet Orhon’un evlatlarının ısrarıyla gerçekleşen bu kazılar sonucunda, Tekke Bahçesi’ndeki süreç devam etti… Ve ediyor…

Geçen hafta Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanlığı’nın girişimiyle yeni kararlar aldı ve defin maksatlı başka mezarların da kazılmasını kararlaştıran birkaç emirname yayımladı.

Bu konuda devam etmekte olan süreçle ilgili olarak  Cumhurbaşkanlığı’nın girişimiyle Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi desteğiyle yürütülen bu tek toplumlu kazıların koordinasyonunu yapan Mine Balman’a sorular yönelttik ve o da sorularımızı yanıtladı…

Cumhurbaşkanlığı’nın girişimiyle Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi desteğiyle yürütülen bu tek toplumlu kazıların koordinasyonunu yapan Mine Balman, sorularımızı yanıtlarken şu noktalara dikkati çekti:

***  Aslında bütün süreç 2007’de başladı. 2007’den itibaren Tekke Bahçesi’yle ilgili bilgiler gelmeye başladıydı Kayıplar Komitesi’ne burada “kayıplar”ın da gömülü olabileceğine dair… O yüzden çeşitli defalar burada kazı yapma konusunda girişimlerde bulunulduydu. Yakınlarının Tekke Bahçesi’nde gömülü olabileceğini düşünen aileler dilekçeler yazıp verdiydi. Ancak belli bir prosedürün takip edilmesi gerektiğinden bir türlü bir kazı başlatılamadıydı.

***  2009’da bir kazı başlattıydı Kayıplar Komitesi, Tekke Bahçesi’nde ve aynı gün o kazı durdurulduydu. Sonra da izin prosedürlerinin tamamlanması gerektiği söylendiydi. Yakınlarının Tekke Bahçesi’nde gömülü olabileceğini düşünen aileler baskı yapsalar da bir türlü bu gerekli prosedürler atlatılamadıydı.

***  2015’ten sonra Cumhurbaşkanlığı’na Akıncı geldikten sonra yine aynı şekilde bir süreç başlattık. Tekke Bahçesi’yle ilgili gelen yeni bilgileri de değerlendirerek açılması gereken mezarlarla ilgili bir çalışma yaptık. Ve Cumhurbaşkanlığı, Bakanlar Kurulu’ndan bir karar çıkarılabilmesi için bir girişimde bulunduydu. Mezar taşlarında hem “Meçhul”, hem “Ayvasıl”, hem de “Çocuk” yazan mezarların kazılması için bir Bakanlar Kurulu kararı çıkarıldıydı.

*** Bu karar ardından 28 civarında mezarın kazılması öngörüldüydü.

***  Tüm bu gelişmeler olurken, “kayıbı” olan bir aile daha bizimle temasa geçti ve kendileri Bakanlar Kurulu’na ayrı başvurarak mezar taşında Önder İbrahim yazan mezarın açılması için bir karar çıkarttılar. Önder İbrahim aslında, ailesinin gerçekleştirdiği DNA analiziyle Boğaz’da gömülü olduğu tespit edildiydi. O yüzden Tekke Bahçesi’ndeki Önder İbrahim yazılı mezar aslında onun değildi. Ve bu ailenin kendi aldığı bilgilere göre da babaları Bekir İsmail, burada gömülüydü.

***  2016 yılının Mayıs ayında başladıydık Tekke Bahçesi’ndeki kazılara ve hem 1963-64 dönemine ait üzerinde “Meçhul”, “Ayvasıl” ve “çocuk” yazan mezarları kazdık, bir de 1974’lerin gömülü olduğu yerde Önder İbrahim yazılı mezarı kazdık. Önder İbrahim’in mezarından beş kişi çıktı… Bir tanesi kayıplar listesinde kayıtlı olan ve aradığımız “kayıp” Bekir İsmail idi. Diğer bulunanlar Emine Cemal, İhsan Güven Salih ve İbrahim Ramadan idi. Bir kişinin ise kim olduğu hala tespit edilemedi.

***  Bunun üzerine yine Cumhurbaşkanlığı’nın girişimiyle bir Bakanlar Kurulu kararı daha çıkarıldı 15 Mart 2019’da. Bu karar, dört tane mezarı kapsamaktaydı. Neden bu dört mezar? Üç tanesini şöyle açıklayabiliriz: Biri İbrahim Ramadan, diğeri Emine Cemal, bir diğeri de İhsan Güven Salih’in mezarlarıydı ki başka bir toplu mezarda çıktılardı fakat kendi isimlerine de ayrı mezarlar vardı. Aileleri bu mezarlarda kimlerin yattığını ve bu kadar sene kimin mezarını ziyaret ettiklerini öğrenmek istediği için dilekçe verdilerdi.

***  Dördüncü mezar da Hüseyin Ali Arabacı ismindeki mezardı. Bunun kazılmasının nedeni de sosyal medyada Nilgün Orhon’un yayınladığı bir fotoğraftı... O fotoğrafta bir tabela görünürdü ki üstünde Hüseyin Ali Arabacı, Yüksel Ahmet Dereli, Kadir Mehmet, Ali Mehmet ve Ecvet Yusuf yazıyordu. O mezarın Hüseyin Ali Arabacı’nın mezarı olduğu tespit edildi. Dolayısıyla bir karar da Hüseyin Ali Arabacı’nın mezarı için çıkarıldı. İbrahim Ramadan, Emine Cemal ve İhsan Güven Salih’in mezarları boş çıktı. Hüseyin Ali Arabacı’nın mezarından ise beş kişi çıktı. Aynen fotoğrafta yazdığı gibi… Tabelayı doğruladık yani… Aslında ailelere toplu gömüldükten aylar sonra mezarlar ayrıldı denmiş ama bunun doğru olmadığı ortaya çıktı. DNA raporları geldikçe, bu beş kişilik mezarda kalıntıları bulunmuş olanların ailelerini bilgilendirmekteyiz.

***  Şimdiki süreçte da Cumhurbaşkanlığı’nın girişimi ile definlerin gerçekleşmesi için yeni bir Bakanlar Kurulu kararı çıktı. Mezar taşlarında Ali Mehmet Kırma’nın, Yüksel Ahmet Dereli’nin, Kadir Mehmet’in, Ecvet Yusuf’un ismi yazan mezarlar kazılacak ve bakılacak içerisinde kim var veya gömü var mı orada. Çünkü aileleri oraya defnetmek ister.

***  İbrahim Ramadan’ın adının olduğu mezar kazıldı, boş çıktı. İbrahim Ramadan’ın mezarı açıkken, yan taraftaki Ali Mehmet isimli mezardan bazı kalıntılar bu tarafa geçtiydi. Bunu görünce biz dedik ki bir DNA örneği alalım, kim olduğunu tespit edelim. O yüzden de bir diz kapağı kemiği aldık. Bu diz kapağıyla aslında Ali Mehmet’in mezarında gömülü olan kişinin şu öteki mezara geçti, Selim Mustafa Mavili olarak kimliklendi. Bu durumda Selim Mustafa Mavili ve Ali Mehmet’in mezarları da açılacak ki hem bu mezardaki Selim Mustafa Mavili’den geride kalanları çıkaralım, hem da bu mezarda kim var, görebilelim.

***  Diğer yandan da senin YENİDÜZEN’de “Kıbrıs: Anlatılmamış Öyküler”de yayımladığın bir röportajda Mustafa Sakallı’nın kardeşi iddia ediyor ki “Ben Mavili’yle Sakallı’yı birlikte gömdüm… Kardeşimi kendim gömdüm, en az üç kişi gömdüm aynı mezara” diyor. Dolayısıyla Ali Mehmet’in mezarında belki de üç kişi var… Yani Mavili’nin olduğunu biliriz o mezarda, belki da diğer ikisini da bulacayık.

***  Biz Mart 2018’de Tekke Bahçesi’yle ilgili bir çalışma yaptıydık, bu sorunları kazı yapmadan da tahmin ettiğimiz için ve oraya beşer beşer, onar onar gömüldüğünü duyduğumuz için bir çalışma yaptıydık. İlk aşamada Bakanlar Kurulu’ndan çıkan karar, ailelerin defin yapabilmesi içindir, yaptığımız kazılarda bulunanların ailelerinin defin yapabilmesi içindir yani. Sonraki aşamada da yaptığımız çalışmayı tekrar gözden geçirip tekrar sunacağız. Eğer onu değerlendireceklerse, bir Bakanlar Kurulu kararıyla en azından bu çözümsüzlükler çözülebilecek. Çünkü aileler de bunu talep eder… Şu anda insanlarda ciddi bir güvensizlik duygusu var…

***  Tekke Bahçesi’nden başka Ortaköy’de iki mezar açıldı bu kazılarda, Mağusa’da da “Meçhul” yazan iki mezar açıldı. Mağusa’nın sonuçlarına göre, biriyle eşleşmedi – bu konuda bir hipotez geliştiremedik. O dönem Çifte Mazgallar Şehitliği civarında şehit olmuş, “kayıp” olmuş, gömülmüş, “meçhul” yazılmış birisiyle ilgili bir bilgiye ulaşamadık. Dolayısıyla hiçbir örnekle eşleşmedi.

***  Ortaköy’de yaptığımız araştırmada, orada yapılan tertip ve düzenleme ve yenilenmeden sonra, mezar taşlarının kaymış olduğu tespit edildi. Ve bu kaymadan dolayı oluşan boş mezarlara da “Meçhul” yazdılar. Bütün bunların nasıl düzenleneceğiyle ilgili de yine Cumhurbaşkanlığı bir girişim yaptı ve düzeltilmesiyle ilgili bazı toplantılar gerçekleşti.

***  Tekke Bahçesi’nin dışında gömülü olanlarla ilgili olarak son yürütülen kazılarda üç “kayıp”tan geride kalanlara ulaşıldı, bunlar üç kişi gibi görünür ama muhtemelen DNA analizine gittiği zaman bu sayı çoğalacaktır. Öyle bekler yani uzmanlar. Zaten daha kazı bitmedi, devam eder. Kazı devam ederken bir bilgi daha geldiydi, Tuncer Bağışkan’ın verdiği bir bilgi vardı, şimdi kazı yaptığımız park yerinde değil, diğer park yerinin içerisinde… Muhtemelen burası bittikten sonra diğeriyle ilgili da bir girişim olacak. Buraya sizinle gittiydik ve Tuncer Bağışkan ve başka bazı şahitler getirdiydiniz, burasıyla ilgili olarak. Mahalleli zaten orasını hep söylermiş…

***  Bu süreçte hem “kayıp” yakınlarının, hem çeşitli derneklerin, hem senin yazılarının, hem de bu kazıların orada yapılabilmesi için politik bir irade ortaya koyan Cumhurbaşkanı’nın büyük bir etkisi oldu. Hepsi bir araya gelince, en uygun zamanda bu gerçekleşti.

2-083.jpg
Ayvasıllı Ayşe İbrahim'in defin töreni...

DEVAM EDECEK

Bu yazı toplam 1844 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar