Teklif

Teklif

Teklif

A+A-


Tayfun Çağra

İŞ BAŞA DÜŞTÜ

Yusuf, liseyi dışarıdan bitirebilmişti çünkü başbaşa kaldığı annesine bakabilmek için çalışmak zorundaydı. Babası, Yusuf daha küçükken şehirlerarası yük taşıdığı kamyonuyla kaza yapmış ve yaşamını yitirmişti. Annesi ev temizliğine giderek Yusuf’a bakabilmişti, o da 14-15 yaşlarına kadar… Rahatsızlanmıştı Yusuf’un annesi, artık ev temizliğine gidecek gücü, kuvveti kalmamıştı. “Artık çalışamazsın, yorulmayacaksın, dinleneceksin, gıdana dikkat edeceksin, üzülmeyeceksin, sıkılmayacaksın” demişti doktor her hastaya söylenen klasik sözlerle… Ancak nasıl üzülmeyeceğini, hangi parayla gıda alacağını, dinlenme gibi bir lüksü olup olmadığını sorgulamamıştı bile!..
Onun görevi değildi nasılsa, o görevini yapmış, “yorulma” demiş, ilacını yazmış, göndermişti. Sosyal Hizmetler Dairesi değildi ya…

HAYATA KARŞIN

İşte bu durum Yusuf’un okulu bırakmasını, iş bulduğu inşaatlarda çalışmasını gerektirmişti. Henüz 15 yaşındaydı ama yaşından büyük göstermesi nedeniyle işverenler açısından da yasalar karşısında sorun yaratmıyordu. Annesi zor kabullenmişti ama başka çare de yoktu çünkü artık sadece iki tabak yemek yapabilecek gücü bulabiliyordu kendinde… Bulaşıklar bile çoğu zaman Yusuf’a kalıyordu.
Gerçek durum böyle ‘arabesk’ bir tablo görünümündeydi ama Yusuf tüm bu kara tabloya karşın güler yüzlü, şakacı, sempatik, insanlarla iyi ilişkileri olan ve bu yüzden de oldukça dost kazanmış biriydi.
Hayata güler yüzle bakması, inşaatlarda çalışırken liseyi de dışarıdan bitirmesine yardımcı olmuştu. Belki bir önemi yoktu işinde lise diplomasının ama bu gayreti ona kısa sürede ustabaşılık görevini getirmişti. 25-26’lı yaşlara geldiğinde o artık aranan bir inşaat ustasıydı. Kendine bir ekip kurmuş, 8-10 kişiye maaş verebilecek ve tabii ki annesine ve evine rahatça bakabilecek bir duruma gelmişti. Hatta annesi için bir de yardımcı ayarlamıştı. İşindeyken içi rahattı artık…

TEKLİF

Bu sıralarda Rusya’dan bir teklif geldi. Daha doğrusu Rusya’da inşaat işi alan büyük bir şirket Yusuf ve ekibiyle işlemek istiyordu. Teklif güzeldi, inşaat bitene kadar, belki 2-3 yıl orada kalacaklar ve bu sürede oldukça güzel bir para alacaklardı… Durumları anlatıldığı gibi çok kötü değildi ama fazlası cep mi delerdi! Hem geldiklerinde belki birer de küçük ev alabilecek durumları olabilirdi.
Teklif güzel olabilirdi teklifi alanlar açısından ama bu teklifi alanların ülkelerinde kalacak aileleri onları oldukça endişelendiriyordu. İlk kez yanlarından ayrılacaklardı ve bazılarının küçük çocukları vardı. Buna karşın teklif de geri çevrilecek bir teklif değildi ve iki haftaya kadar da yanıt vermeleri gerekiyordu.
Yusuf, ekip arkadaşlarını topladı ve bu durumu tek tek ailelere söyledikten sonra ailelerle bir araya gelip hep birlikte karar vermeyi teklif etti. Yusuf’un teklifi kabul edildi, ailelere tek tek açıklanan durumun ardından bir piknik alanında bütün aileler toplandı. Yusuf, sözü aldı ve herkes için 2-3 yıllık ayrılığın öneminin gerekliliğini anlatmaya çalıştı. Bazı aileler karşı çıktı, çünkü henüz küçük olan çocuklarıyla yalnız kalmak onları korkutuyordu. Devreye diğer aileler girdi; Özellikle küçük çocukları olanların, yaşlıları olanların ve her türlü sorunlara karşı diğer ailelerin her zaman yanlarında olacaklarının garantisini verdiler.

DAYANIŞMA

Eşleri 2-3 yıllık ayrılığı onlar için yaşayacaklardı, oralarda olanlardan aldıkları haberlerde de aldıkları paranın geldiklerinde işlerine çok yaradığını biliyorlardı. Kendileri için neden iyi olmasındı! Evet, kolay olmayacaktı ama 2-3 yıl buna katlanmak durumundaydılar. Gelecekleri için elde edecekleri maddi olanak çok işe yarayacaktı. Ve bütün aileler ikna oldular. Aile reisleri aralarında yokken birbirlerinin destekçisi olacaklarının sözünü verdiler.
Hazırlıklar yapıldı, Rusya yolculuğuna hazırlanıldı.
Gün geldi, ayrılık ve gözyaşları… Babalarının peşlerinden koşabilecek yaşta olan çocuklar onları havaalanına götürecek arabanın ardından koştular nefesleri tükeninceye kadar… Daha küçük olanlar annelerinin kucağında anlamadan baktılar, telaşın, gözyaşlarının nedenini anlamaya çalışarak... Yaşlılar arkalarından su döktüler erken kavuşma dilekleriyle…
Uçak kalktı, 3-4 saatlik yolculukta neredeyse hiç konuşmadı ekip arkadaşları… Yeni işi de düşündüler ama akılları hep geride bıraktıklarındaydı… Alışmak kolay olmayacaktı ama bu fırsatı da değerlendirmek zorunda hissediyorlardı kendilerini…

FARKLI BİR YER

Uçak indiğinde iliklerine kadar soğuğu hissettiler. Mart ayındaydılar ama indikleri yerde havanın bu kadar soğuk olacağını tahmin edememişlerdi. Sıcaklık neredeyse -10’lardaydı… Halbuki geldikleri yerde yazlık giymeye başlamışlardı bile… “Haaa, havalarla işimiz zor olacak” diye düşündüler… Kendilerini alan midibüste şehir merkezine doğru yol alırken başka bir ülkede olduklarını havaların soğukluğundan sonra bir kez daha anladılar. Her yer düzenli, altyapısı mükemmel, yeşillendirilmiş bir yerdeydiler… Yoldaki Rus kızları ise herşeyden güzeldi sanki… Ekipteki bekârlar şanslıydı belki ama evliler yalnızca bakmakla yetinmek durumundaydılar.
Şirketin çalışma ekipleri için kurduğu yerler konforluydu. Her türlü ihtiyaçları düşünülmüştü. Hafta sonları iş sonrası onları şehir merkezindeki lokantalar ve eğlence yerlerine götürecek arabaları bile vardı. İşte ne olduysa o hafta sonlarından birinde oldu.
-devamı haftaya-

 

 

Bu haber toplam 1289 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 128. Sayısı

Adres Kıbrıs 128. Sayısı