'TEKNOKRAT KABİNE ÖNERİSİ GELDİ'
Maliye Bakanı Serdar Denktaş’tan YENİDÜZEN'e önemli açıklamalar
Fayka Arseven Kişi
Maliye Bakanı Serdar Denktaş, ‘erken seçim’ tartışmaları hakkında net konuştu, “Nisan 2018’e kadar seçim yok” dedi.
Kabinede DP kanadından ‘teknokrat’ değişiklik yapılması yönünde öneri yapıldığını söyleyen Denktaş, bunu kabul etmediğini dile getirdi.
Denktaş, yeni seçim sisteminde bazı aksaklıkların olduğunu da ifade ederek, Ad-Hoc komite ile bunların yeniden ele alınacağını açıkladı.
“Cratos Otel’in elektrik borcu nedeniyle sorumlu her kimse sorgulanmalı” vurgusunda bulunan Denktaş, her şeyin mahkeme sürecinde ortaya çıkacağını ifade etti.
Vatandaşlık konusunda ise her kimin hakkıysa vatandaş yapılacağını söyleyen Denktaş, “Anastasiadis kızacak diye durmamızı kimse bizden beklemesin” vurgusunda bulundu.
YURTTAŞLIKLAR
“Her kaç kişinin hakkı ise vatandaş olacak. Anastasiadis kızacak diye durmamızı kimse bizden beklemesin…”MALİYE KASASI
“Beklediğimiz kadar rahat değiliz. Son ay ortaya çıkan döviz dalgalanması, enflasyon, hayat pahalılığı oranındaki artışı bu öngörümüzde bizi sekteye uğrattı.”ELEKTRİK KURUMU
“Elektrik Kurumu birçok noktada vatandaştan gerekli tahsilatı yapmasına rağmen, hatta vatandaşın ödememesi gereken bir takım gelirler elde etmesine rağmen üstüne düşen görevi yerine getirmemektedir.”ERKEN SEÇİM
“Nisan 2018’e kadar seçim yok”MÜŞAVİRLER
“Müşavirlik konusunda bir şey yapmayı düşünmüyorum. Kim yapabilirim derse de kendisiyle dalga geçer.”KABİNE DEĞİŞİMİ Mİ?
“Yenile teknokrat kabine kuralım önerisi getirildi ama çok iyi bilirsiniz ki ben bunu daha önce denedim.”
- Türkiye ile ilişkiler nasıl? Protokolün Haziran’a kadar olan kısmın hayata geçirilmesi planlanıyor mu?
- Serdar DENKTAŞ: Hazirana kadar takvimlemede çok büyük oranda geriden kalmış ve gündemde olan konuları çözmüş olacağız. Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Bir kısmı hali hazırda zaten Meclis’tedir, görüşülmeye başlandı. Bir kısmı yürürlüğe girmiş durumdadır. Dolayısıyla Haziran geldiğinde 2017 Haziran’ına kadar yapılması taaddüt edilmiş işlemlerinin tümü diyeceğim ama çok iddialı olacak büyük bir kısmı çözülmüş olacak.
- Nedir Haziran’a kadar olanlar?
- Serdar DENKTAŞ: Meclis’in gündeminde Mali Yönetim Yasası, Bankalar Yasası var. Factoring Yasası var, Kamu Reformu Yasası var. Tüm bakanlıklarda Maliye açısından zaten aşağı yukarı güncel gidiyoruz. Diğer bakanlıklardaki eksiklikleri de takip ederek, CTP-UBP Hükümeti tarafından hazırlanmış olan program içerisindeki takvimlendirmeyi güncelleştirmiş hale getireceğimizi umuyoruz.
- Türkiye’den gelen para akışında sıkıntı var mı?
- Serdar DENKTAŞ: Şu an yok. Aralık-Ocak ayında bir para akışı olmadı ama Şubat sonundan itibaren bu sıkıntı ortadan kalktı.
- Sıkıntı nasıl kaldırıldı?
- Serdar DENKTAŞ: İstişare ile bazı adımları atmış olduğumuzu göstererek. Mali tablo açısından zaten oldukça memnundular, gidişattan bütün bunları konuşarak, istişareyi sıkı tutmak suretiyle bu sorun aşıldı.
- Bu sorunların aşılmasında mesai sisteminde yaptığınız değişim var mıydı?
- Serdar DENKTAŞ: O sendikalarla tartışmakta olduğumuz konuydu. Sonucuna da ulaştık.
- Mesai sistemlerinde değişiklik ile murat edilen ek mesailerden tasarruf mu?
- Serdar DENKTAŞ: Sadece bu değil. 85 milyon ek mesai ödemesi yapıldı. 85 milyonun içinde 2015’ten kalan 4-5 aylık ek mesai ödemeleri de vardır. Ama biz bundan mutlu değiliz. Bu ek mesai sistemi mutlaka bir düzene sokulmalı ve minimize edilmelidir. Mesai saatleri uygulaması bunu düşürecek diye bir yaklaşımla hareket etmedik. Çift mesaiye geçiş bizim açımızdan bir zorunluluktu. Bu verimlilik algısını yükseltecek. Ama çok açık ifade ediyorum; bana göre verimliliğin artması salt mesai saatlerinin artmasıyla olmaz. Kamu Reform Yasası’nın geçirilmesi, amirlerin siyasilerin çok daha bu konuya önem vermeye başlaması devlete girme imkanı yakalayanların ki bu müthiş bir avantajdır. Bu ülkede bu avantajı elde edenlerin neyi elde ettiklerinin farkına varmasıyla birlikte, topyekun bir verimlilik o verimliliğe ulaştığınızda ve vatandaş artık devlet dairesine girip çıktığında mutlu olarak, ayrılmaya başlar öyle bir noktada ben, bırakın 40 saati haftada 30 saat çalışmayı bile göze alırım yeter ki verimli bir bürokratik sistem kuralım.
Ama şimdi hakikatten psikolojikti mesele... Bunu bir uzlaşı çerçevesinde yeni bir çalışma düzeni oluşturduk. Tek tek özellikle vatandaşla muhatap olan dairelerde incelemelerimiz başladı, devam ediyor. Bu dairelerde eğer biz yeterli personel ve alt yapıyı da oluşturmamız kaydıyla elbette esnek çalışma saatleri uygulamasına geçmemiz de mümkündür. 40 saat çalışalım haftada ama kimisi 4’ü çeyrek geçe mesaisini bitirirken, kimisi 5’e kadar çalışıp bitirecek. Böylelikle hem ek mesai tam anlamıyla o zaman azalacak. Hem de daha verimli, vatandaşın daha rahat ulaşabileceği bir bürokratik sistem olacak. Bunlar hep önümüzdeki dönemde konuşacağımız, uzlaşmayla, mutabakatla uygulamaya koyacağımız konular olacak.
- Devletin kasası şu an ne durumdadır?
- Serdar DENKTAŞ: Beklediğimiz kadar rahat değiliz. 2016 bütçesini hazırlarken, ortaya koyduğumuz öngörüde 2017 çok rahat bir yıl olarak görülmekteydi. Hatta yerel kaynaklarla birçok yatırımın önünü açabileceğimiz öngörümüz vardı. Ama son ay ortaya çıkan döviz dalgalanması, enflasyon, hayat pahalılığı oranındaki artış, bu öngörümüzde bizi sekteye uğrattı. Buna rağmen toparlanma içerisindeyiz. Ocak-Şubat gelirlerine baktığımda Ocak 2016’ya göre yüzde 20, Şubat ayı yüzde 21.5 büyüme gösterdi. Biz toparlayacağımızı ümit ediyoruz yine çok aksi bizim elimizde olmayan bir olayla karşılaşmazsak.
- Haziran’a kadar protokolü yerine getirmemeniz durumunda da bir sıkıntı yaşanır mı?
- Serdar DENKTAŞ: Aralık’ta tamamen protokol dışına çıkılan KTHY Yasası vardır, o sekteye uğrattı. O hareket gelmesi beklenen 105 milyonun gelmemesini sağladı. Ama biz o açığı kendi kaynaklarımızla geçiştirdik. Şimdi artık yeniden tam istediğimiz şekilde akışın devam noktasına doğru ilerlemekteyiz.
- Telekomünikasyon Dairesi’nde ne planlıyorsunuz?
Serdar DENKTAŞ: Raporlama yapılacak. Telekomünikasyonun daha verimli, üretken çalışması için ne yapılması gerektiği, tartışılacağı ve bunun rapora döküleceği, sonuçta o rapordan sonra alınacak karalarla bir yürüyüş başlayacaktır. Bizim o anlamda tavrımız nettir. Maliye Bakanlığı olarak bunu TEL-SEN ile daha önce görüştüm. Biz o duruşu koruyoruz. Bunun özelleştirmeden ziyade bir yeni yapılandırma, gelir ve kar ortaklığı ile bir bölümünün hizmet veren bir noktaya getirilmesi Telekomünikasyon Dairesi’nin… Alt yapı sahipliliği ve hizmet verenlere imkan sunan, kiralayan yapı olarak da Telekomünikasyon Dairesi’nin devam etmesidir, bizim öngördüğümüz. Bunun tabi altı daha doldurulacak. Bu rapor çıkacak ve bu rapor üzerinden paydaşlarla konuşmaya başlayacağız.
‘Her kimse sorgulanmalı’
- Elektrik Kurumu Yönetim Kurulu toplantılarına DP’li üyeler katılmıyor. Tepki niye, sorun nedir?
- Serdar DENKTAŞ: Tabi bir sıkıntı yaşandı. DP’li yönetim kurulu üyeleri bazı kararlara itiraz ettikleri için nisap sağlamamaya başladı bir süre… Geçen hafta itibarıyla o sorunu ortadan kalktı diyebiliriz. Cratos Otel ile ilgili bağış meselesi var. Mahkeme kararında Maliye Bakanlığı olarak bizi de mükellefiyet altına sokan bir madde var. Biz o maddeye yönelik itirazlarımızı hazırlıyoruz. Bir nevi istinaf olmayacak, nizamnamedir itiraz edeceğimiz. Ama bir dikkat çekeceğiz ki düzeltme yapılsın.
O safhada araştırmamız gereken konular var. Nedir bunlar? Eğer herhangi bir kuruluş kendi üzerine düşen mükellefiyeti yerine getirmiş ve elektrik kurumuna da ödemesini çıkarmış ise ama Elektrik Kurumu kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemişse vatandaşı veya ilgili şirketi suçlayamayız. Bizim itirazımızla bu gündeme gelecek. Hata, Elektrik Kurumu’nda ise bu hatayı işleyen Yönetim Kurulu, hangi dönemde ise o dönemde kararı alan veya icraatı yerine getirmeyen ekip sorgulanmalı. Bu bilgi henüz elimizde yok. Ama şunu biliyoruz; Elektrik Kurumu birçok noktada vatandaştan gerekli tahsilatı yapmasına rağmen hatta vatandaşın ödememesi gereken bir takım gelirler elde etmesine rağmen üstüne düşen görevi yerine getirmemektedir.
Bu da bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Dolayısıyla belki önümüzdeki birkaç ay, mahkemeye itiraz dosyalanırken, bir taraftan da Elektrik Kurumu’nun bu tür tahsilatları veya vermediği hizmetleri masaya yatırılmak durumunda olacak.
- Bu süreçte sonuç elde edileceğini bekler misiniz? Siz Elektrik Kurumu’ndan herhangi bir rapor talep etiniz mi?
- Serdar DENKTAŞ: Evet sonuç olacak. Raporu ilgili arkadaşlar istedi ama esas mesele mahkeme huzurunda daha çok meydana çıkacak.
Şu an bir karar var Yönetim Kurulu’nun aldığı. Mahkeme kararı var, ‘şu kadar bağışlanacak şu kadar Maliye ödeyecek’ diye. Biz o kısmına zaten itiraz ediyoruz. Çünkü dava edilenlerden biriyiz ama haberdar değiliz. Ki benim müsteşarlarım, müdürlerim bu konularda çok hassastır, mahkemeyi hiç kaçırmazlar. O nedenle şimdi bir itiraz dosyalıyoruz. Bu yaklaşımdan sonra zaten araştırılmak durumunda kalınacak ilgili mükellef kendi üzerine düşeni yaptı mıydı? Yapmışsa da, şantiye elektriğinden normal elektriğe geçirilmedi o zaman suçlu Elektrik Kurumu’dur.
- Mahkeme konusunu açmışken müteahhitlerle ilgili açıklamalarınız, yaşanan bir dava süreci de var. O konudaki gelişmeler nedir?
- Serdar DENKTAŞ: Konunun hiç detayına girmeyeceğim. Çünkü ilk defa bu memlekette bir konuyla ilgili mali polis bir taraftan, bize açılan dava nedeniyle Müteahhitler Birliği tarafından mahkeme ve savcılık bir başka taraftan, Meclis soruşturması bir taraftan yapılmaktadır. Böylesi bir ortamda ben taraftar bulma ihtiyacında değilim. Söyleyeceğim her şeyi söyledim. Bir taraftan ara emri davaları tek tek geri çekilmektedir. Biz sonuna kadar bu işin üzerine gitmeye devam edeceğiz. En ufak geri adımımız yoktur. Daha düzgün çalışan bir sistem ümit ederim bu şekilde de ortaya çıkacaktır.
- Bursları azaltmaktaki gerekçeniz nedir?
- Serdar DENKTAŞ: Esas hedef ama şimdi şu an içinde okuyanlara yönelik değil. Yeni başlayacak olanlara yönelik tasarı hazırlandı ve artık bütün Avrupa’da da uygulamada olan kredili sisteme geçiştir. Burslar konusunda da yapılan çalışma ile bazı alanlardaki burslar kaldırılmış bir kısmı azaltılmıştır. Buradan bir tasarruf yapılması programın öngördüğü ve CTP döneminde yapılan müzakere sonucudur. Protokolün içinde vardır. Kredilenme esastır. Yani kredi vererek iş hayatına atıldığında bunu geri ödemesidir. Bu Türkiye’de uygulanıyor ama çok başarılı değiller. Avrupa’da uygulanıyor gayet başarılıdır. İngiltere’de de özellikle uygulanan bir sistem. Bunun üzerinde çalışmalar devam ediyor. Nasıl başlayacak bu? Biz hazır olduğumuzda, bir sonraki eğitim yılına yönelik üniversiteye gireceklere uygulanacak bir sistem olacak. İçindekiler mevcut sistem bitinceye kadar devam edecek. Ama artık buna dönmemiz lazım. Bizim yetişen gençlerimizin ve devletin sağladığı bu imkandan faydalanarak, yolumuza devam etmemizin tek yoludur. Başka türlü bir noktada duvara toslayacağız. Artık hiç burs vermez duruma düşeceğiz, uğraş odur.
‘Kim yapabilirim derse de kendisiyle dalga geçer’
- Müşavirlik önemli bir sorun. Bu konuda bir adım atacak mısınız?
- Serdar DENKTAŞ: Düşünmüyorum. Kim yapabilirim derse de kendisiyle dalga geçer. Mümkün olduğunca müşavirlerden yetkilendirmek suretiyle faydalanmaya çalışıyorum. Çalışan arkadaşlar bize katkı koyuyor. Ama o kadar siyasallaşmıştır ki müşavirler ordusu bunu verimli çalıştırmaya dönüştürme noktasında zorluklar var. İleriye yönelik bu işin çözümü Kamu Reformu Yasası içindedir. O yasayı geçirebilirsek, geçmişe bir şey yapamayız ama ileriye yönelik sorunu ortadan kaldıracağız.
- Kamu Reformu Yasası’nın hayata geçmesine yönelik bir tarih belirlendi mi?
- Serdar DENKTAŞ: Benim açımdan dün geçirilmeliydi. Çünkü o yasayı hazırlayıp uygulamaya koyalım diye ben Bakanlıktan ayrıldım ve komite başkanlığı yaptım. Kamu Reformu’na gerçekten inanan parti konumundayız. Ama CTP o dönemde engelledi geçmesini sonra da hükümeti bozdular. Şimdi tekrar ele almak için her türlü girişimi yapıyorum. İnşallah görüşmelerine başlayacağız. Haziran’a kadar bitirmiş olacağız dedim ya takvimlenmiş icraatların büyük bir çoğunluğunu büyük bir çoğunluğu sözcüğünü kullanmamın tek nedeni Kamu Reformu Yasası’nı geçirip geçiremeyeceğimiz konusundaki şüphemdir. Ben bütün sendikalarla mutabık kalarak, hazırlamıştım yasa tasarsısını… Sonra popülist değişiklikler yapıldı, onların yeniden düzeltilmesi mümkündü, değildi, önümüzdeki 2-3 ayda göreceğiz.
- Sayıştay üyeliği seçiminde UBP adayını desteklemediniz. Nedir bu konudaki rahatsızlığınız?
- Serdar DENKTAŞ: Rahatsızlık yok ama zamanlaması açısından son derece yanlış zamanda yapılmış bir seçim var ortada. Aday olabilecek kişiler nedeniyle zaman yanlışlığı var. Çünkü ikisi de kıdemli arkadaş. Birinin emekliliğine çok az bir süre kaldı öbürününkine biraz daha varmış. Ama 1.5 yıldır boş olan bir makam şimdi doldurulmaya değil de Meclis tatile girip yeniden açıldığında gündeme getirilmiş olsaydı 6-7 kişi başvurabilirdi. Çok daha rahat bir seçim imkanı doğardı. Biz DP olarak grubumuzu bu konuda serbest bıraktık. Neticede bir arkadaş seçildi. Bu bir sorun haline de getirilmedi. Biraz da vicdan meselesi yaptı bazı arkadaşlar. UBP’nin tavrını anlarım çünkü iki aday olunca mesele siyasallaştı. Tabi ki çok adaylı seçimde bu siyasallaşma ortaya çıkmazdı. Neticede biri seçilmiş oldu ama bu eziyeti çekmemiş de olabilirdik. Ben seçimin iptalini önerdim, bu dertten kurtulalım diye. Savcılık iptalinin mümkün olmadığını ifade etti.
- Aciliyetli bir konu muydu bu seçim?
- Serdar DENKTAŞ: Hayır değildi. Bu makam 1.5 yıldır boş, 1.5 yıl…
- Hükümet bu nedenle mi Meclis’te yoktu geçtiğimiz hafta…
- Serdar DENKTAŞ: Evet bu nedenle… Çünkü Pazartesi günü dedik ki gelecek haftaya erteleyelim mutabakatla, ‘hayır seçim yapalım’ deyince seçime de girmedik. Niçin? Çünkü iptalini talep edeceğimi söyledim. Meclis’in İç Tüzüğü nedeniyle nisap olmayınca her gün arka arkaya Meclis toplanmak zorunda. Ve söyledik ‘katılmayacağız, nisap olmayacak.’ Ama o süreç yaşatıldı.
‘Hükümette çok az sıkıntı var’
- UBP ile hükümette bir uyumsuzluk var mı?
- Serdar DENKTAŞ: Şunu da söyleyebilirim ki koalisyonlarda hatta tek parti hükümetlerinde bile ortaya çıkan iç huzursuzluğun çok altında sıkıntılar var. Bu çok normaldir ve çözülmeyecek bir sorun da yok.
- Özgürgün’ün erken seçim konusundaki açıklamalarına DP Genel Sekreteri Afet Özcafer ‘sorumsuzluk’ dedi, siz nasıl değerlendirdiniz? Siz ortağınızla erken seçimi görüştünüz mü?
- Serdar DENKTAŞ: Ana muhalefet ile Başbakan’ın karşılıklı atışmalarının getirdiği nokta oldu bu süreç. Ortaya koyduğumuz tavırla Nisan 2018’e kadar başlattığımız görevi devam ettirmeliyiz ki bir yol da kat etmiş olalım. Aksi takdirde ne olacak seçim yaptığımızda? 10 aydır özellikle Maliye olarak ortaya koyduğumuz uğraş sıfırla çarpılıp, yeniden aynı noktaya dönecektik. Bunu istemiyoruz. Maliye’nin son 10 yıl içerisinde belki ilk kez bu kadar rahat hem gelirini artıran ve harcayan durumda olduğunu gördük. Ben bunca yıldır bulunduğum bakanlıklarda Tarım, Sağlık Bakanlığı’nın nasıl feryat ettiğini çok yakından izledim. İlk kez bu kadar rahattır Tarım ve Sağlık Bakanlığı…
Geçtiğimiz hafta çok ciddi bir artış yaptık, yıllardan beri tartışılan bir mesele hekim-hakim eşitliği ilk kez bu dönemde bizim de ortaya koyduğumuz yaklaşımla ki sendika geldiğinde bunu talep bile etmedi. Biz koyduk bunu ortaya ‘gelin bunu yapalım, başka bir şey tartışmayalım’ dedik. Neticede yeni hekim yeni hakim maaşını eşitlemiş olduk.
Şunu da söyleyeyim Tıp-İş Başkanı Sıla Usar ‘ilaç yok’ açıklamasında bulundu. Kendi de biliyor ki Maliye Bakanlığı olarak başından itibaren ucuza kaçmayın devlet hastanesi en iyi tıbbi araç gerece, ilaca en ucuza olabildiğince sahip olmalıdır. Bizim yaklaşımımız budur. Bizden iyiyi talep edin bunu biz karşılamaya hazırız diye açık çek verdik. Bu çeki kullanamıyorsa birisi bu bizim suçumuz değil. Ama ilk defa kendilerine bir Maliye Bakanı diyor ki; en iyisini alınız.
- Bakanlarınızdan memnun musunuz?
- Serdar DENKTAŞ: Hepsi de ellerinden geleni yapıyor. Elbette sıkıntı olur. Zaman zaman yok dediğimiz günler de var. Ama bu Maliye dönemi geçmiş yıllara nazaran son derece kullanmasını bilen bakanlara, fırsat veren, görevini yaptığı takdirde, talep ettiğini verdiğimiz bir dönemdir. Bu fırsat iyi kullanılırsa sonuçları da vatandaşa yarayacaktır.
- Birkaç bakanın değişeceği iddiaları var. DP kanadında durum nedir?
- Serdar DENKTAŞ: Bizde öyle bir şey yok. Bizde bunu yapacak sayıda zaten yok. Yenile teknokrat kabine kuralım önerisi getirildi ama çok iyi bilirsiniz ki ben bunu daha önce denedim.
- Neden böyle bir öneri geldi?
- Serdar DENKTAŞ: Sayımızın azlığı nedeniyle… Bölgelerde daha rahat dolaşabilelim diye. İlk düşünmüş olmama rağmen sonra geçmiş tecrübeleri de göz önünde bulundurup, gerek olmadığını söyledim. Ama şu sıkıntımız var; bir sürü icraat var yaptığımız, şu anda Maliye Bakanlığı olarak attığımız adımlar önemlidir ki ülkede yaşanan her gelişmenin altında imzamız var. Ama bunu çıkıp anlatmaya fırsat bulamıyoruz. Ya da milletvekillerim olsa daha fazla onlar çıkacak anlatacak ama o imkan yok. Bir arkadaşımız Meclis’te, Dr. Arabacıoğlu bütün komitelerde inanılmaz derecede görev yapıyor. İki arkadaşımız bakan… O nedenle biraz propaganda ve yaptıklarımızı anlatma noktasında sıkıntı yaşıyoruz ama önemli olan o gelişmelerin hayata geçirilmesidir.
- Yeni seçim sistemine DP hazır mı?
- Serdar DENKTAŞ: Hepimiz ne kadar hazırsak DP’de o kadar hazır.
- Yeni seçim sisteminin sıkıntıları olacak mı?
- Serdar DENKTAŞ: Yüksek Seçim Kurulu zaten 6-7 maddelik uyarılarda bulundu. Onların üzerinde tartışmamız, konuşmamız ve düzeltmemiz gerekir birkaç ay içerisinde…
Sistemin uygulanması açısından da bazı değişiklikler gidilmesi gerekebilir. Onlarda Meclis’te bulunan partilerin tartışması gereken konulardır. Bu konuda zaten Ad-Hoc komite oluşuyor. Yeni bir uygulama vatandaş ne kadar doğru kullanabilecek bütün bunlar hepimiz için soru işaretidir.
- Kıbrıs müzakerelerinde bir tıkanma dönemi yaşanıyor. Ne olacak?
- Serdar DENKTAŞ: Taraflardan biri adanın ve adadaki her şeyin sahibiyim diyerek masada oturduğu müddetçe ve bütün dünyada bunu onaylar şekilde hareket ettiği müddetçe diğer tarafın ben ortaklık arıyorum uğraşı ne kadar iyi niyetle yaklaşırsanız yaklaşın bir sonuca ulaştırmaz. Bunun artık görüldüğü bir noktaya geldik. Anastasiadis’in önce ENOSİS kutlamasıyla başlayan yaklaşımı ardından azınlık çoğunluğa hükmedemez sözüyle zaten kaç yıldır anlatmaya çalıştığımızı bir cümle ile anlatmış oldu. Bizim önerimiz ısrarla belli bir noktaya gelinmiştir artık. Bunu daha fazla zorlamanın anlamı yoktur. Referanduma gitmek suretiyle bu masanın ortadan kaldırılması halk da onay veriyorsa, bu belirsiz durumdan kurtulmamız gerekir. Bir gerçek daha 1963 yılında BM’ye verilmiş bir mandayla iyi niyet misyonuyla 2017’de sorun çözmeye kalkarsanız bir yere varamayacağınız zaten bellidir. Dolayısıyla önce o iyi niyet misyonunun değişmesi ve yeni mandayla BM Genel Sekreteri’nin görevlendirilmesi gerekir ki bir yere varılabilinsin.
- Vatandaşlıklar konusunda da ‘hakkı olan herkes vatandaş olacak’ yönünde açıklamanız oldu. Bu sayı belli mi?
- Serdar DENKTAŞ: Her kaç kişi ise… Nedir hakkı olan diye baktığımızda; çocuk ya burada doğmuş veya burada büyümüştür. 18 yaşına geldi anne baba vatandaş değil diye o da zor durumda. Halbuki bu çocuklar bizim içimizde büyüdü. Anne baba belki de kaçak durumda olduğu için hiç Türkiye’ye gitmedi. Verdiğimiz vatandaşlıklar büyük çoğunlukla bunlara yöneliktir ve verilmesi gerekir. İnsan hakları açısından da… Vatandaşlık Yasası artık sonuçlandırılmalı. Bu olay rafa kaldırılmalıdır. Yasa geçtikten sonra gelenlere elbette hükümetin hakkı vardır ‘bekleyin, durun vermiyorum vatandaşlık’ demeye. Ne zamana kadar; halkın yaşam kalitesini yükseltinceye kadar… Ona hükümet karar verir. Ama halen içimizde yaşayan ‘buralı mı değil mi’ söyleyemeyen genç çocuklarımız var. Bizim gibi konuşur bizim gibi hareket eden insanlardır bunlar. Bir kısmı da o gettolaşma içinde kaybetmiş durumundayız. Bu yazıktır. Bu insan haklar açısından da büyük ayıptır. Bunun ortadan kalkması gerekir. Bu anlamda işte Anastasiadis kızacak diye durmamızı kimse bizden beklemesin…