1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. 'Tele-kulak', ama kim?
Mert Özdağ

Mert Özdağ

'Tele-kulak', ama kim?

A+A-

 

Bu konuyu daha önce de gündeme getirmiştim.
Ancak pek 'tıs' çıkmadı…
Yeniden hatırlatmakta, irdelemekte fayda var…
Zira, geçmişi erken unutuyoruz.
Siyaset arenasında yapılan ciddi açıklamaların anlamlarını irdelemeyi, günlük siyasi hareketlilik içinde es geçiyoruz…
Ancak bu 'es' geçmeler, kimi zaman pahalıya mal oluyor, fark etmiyoruz…
Yine bu es geçmelerden birine dikkat çekmek istiyorum bugün…
Çok eskiye değil, 10-11 ay öncesine dönmenizi istiyorum…
Ve birlikte düşünmeye davet ediyorum…
                                                                   ***
2013 yılının ilk aylarıydı…
Siyasi arena hareketli, çalkantılar kuvvetliydi…
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu devletin resmi haber ajansı TAK’ya 'yazılı' bir açıklama yapmıştı.
Derviş Bey çok ciddi bir iddiayı gündeme taşıyordu, iddia ile birlikte bir rahatsızlığını…
Cumhurbaşkanı telefonlarının dinlendiğini ima ediyordu…
Eroğlu’nun bu açıklaması o dönemde 'kurultay' tantanasının içinde kaynadı gitti, unutuldu.
O dönemde ne meclis, ne hükümet ne de güvenlikten sorumlu birimler girişimde bulundu.
Peki ne diyordu Cumhurbaşkanı?
Şunları söylüyordu TAK’taki 'yazılı' açıklamasında:
"Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı’na geçmişte ‘dinleme yapılması mümkün mü’ diye sordum; ’olmaz’ dedi. Ama böyle bir endişe ile bazı tedbirler aldığımız, gelen gidenlerin bize ‘dinleniyorsunuz, dinleniyoruz, dikkatli olunuz’ dedikleri de bir gerçektir. Özellikle bazı yerlerle görüşen vatandaşlarımız daha sonra bize gelerek, ’dikkatli olunuz, dinleniyorsunuz’ diyorlarsa ve özellikle Cumhurbaşkanı olarak beni uyarmak durumunda kalıyorlarsa hayli ilginç bir dönem yaşıyoruz demektir. Çok yazık. Böyle olmamalı. Kim dinliyor? Kime karşı önlem alınmalı; onu da bilemiyoruz? Sadece Cumhurbaşkanlığı değil, benim bildiğim kadarıyla Meclis Başkanı ve bazı diğer makamlar da endişeli ve tedbirli davranmaya çalışıyorlar. Konu önemli bir noktaya gelmiştir ve umarım ilgililerimiz, güvenlik güçlerimiz en kısa zamanda bu konu ile ilgili olarak bizi aydınlatırlar, gereken tedbirleri alırlar."
                                                              ***
Bu sözler sağ hareketten gelen bir liderin ağzından dökülüyordu!
Derviş Eroğlu’nun…
Burada durup düşünmek gerekiyor.
Ne olmuştu da Derviş Bey aniden 'telefonlarım dinleniyor' demişti?
Bunun bir nedeni, bir anlamı olmalıydı…
Aradan bir yıla yakın bir zaman geçti.
Konunun takibini ne yazık ki dönemin hükümeti yerine, dönemin ana muhalefet partisinin vekilleri yapmıştı.
Meclis genel kurulundaki konuşmalarda zaman zaman dile getirildi konu.
Lakin, sonuca ulaşmak pek tabii ki mümkün olmadı.
CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer konuyu o dönemde yine meclis gündemine taşımıştı.
Soyer daha önceki bir meclis birleşiminde Polis Genel Müdürlüğü’ne sorduğu soruya gelen yanıtı yazılı okumuştu meclis kürsüsünden…
Ne sormuştu Soyer?
“Kuzey Kıbrıs’ta telefon dinleme cihazı ya da böyle bir teknoloji var mı?”
Polis Genel Müdürlüğü yanıtında “polis bünyesinde” böyle bir teknoloji olmadığını, Kuzey Kıbrıs’ta telefonların dinlenmediğini iddia etmişti…
Kısacık bir açıklama ile konu geçiştirilmişti.
O kadar ucuz muydu konu?
Asla…
Yasalarımız polise “MAHKEME KARARI İLE” kimi şahısların telefonlarının dinlenebileceğini söylüyor.
Yani bu konuda yasal alt yapı var.
Ama durum yasaldan çok 'gayrı yasal' uygulamalarla ilgili…
Hatırlayınız, eski Cumhurbaşkanı Talat ile TC Başbakanı Erodoğan’ın telefon kayıtları bile Türkiye medyasında yayınlanmıştı bir dönem…
Hatta Erdoğan’ın evinde de bu tarzda bir cihaz tespit edilmişti.
Hemen hemen herkes Kıbrıs’ın kuzeyinde de bu tarz bir yöntem olduğunu tahmin ediyor.
Elde net veriler olmasa da, zaman zaman istihbaratın hareketlerinden dinleme olduğunu çıkarmak mümkün…
Derviş Eroğlu bile bu konuya parmak basıyor artık…
O dönemde gündeme gelen esas iddia ise ürkütüyor.
Çeşitli kaynaklar 'tele kulak' konusunda 3 araçtan bahsediyor.
Kıbrıs’ın kuzeyinde kullanılan bu 3 aracın içindeki 'dinleme cihazları' sayesinde bulunduğu ortamdaki 1 millik alandaki tüm telefonların dinlenebileceği iddia ediliyor.
Bu çok önemli ve yeni bir iddia.
• Merak edilen şu, bu araçlar (eğer varsa) hangi kurumun bünyesinde kayıtlıdır?
• Bu araçlar aracılığı ile kim, kimleri neden dinlemektedir?
• Polis Genel Müdürlüğü dışında kimler bu tarz istihbarat işleri ile ilgilenmektedir?
• Yasadışı olduğu aşikâr bu yöntem ne amaçlar doğrultusunda kullanılmaktadır?

Merak edilen bunlar…
Sorularımızı duyan olur mu dersiniz?
Olur, olur…
Telefonları dinleyen, gazeteleri de okur değil mi?
İzleyeme devam edeceğiz…

Bu yazı toplam 2379 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar