1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. ‘Temaslar bitmez’
‘Temaslar bitmez’

‘Temaslar bitmez’

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'la Cenevre'deki Kıbrıs zirvesi sonrası Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gelinen son durumu konuştuk… Cumhurbaşkanı, sorunun çözümüne ilişkin “yeni siyaset” olarak anlattığı modeli muhataplarına aktarmanın rahatlığı içinde…

A+A-

Mert ÖZDAĞ

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'la Cenevre'deki Kıbrıs zirvesi sonrası Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gelinen son durumu konuştuk… Cumhurbaşkanı, sorunun çözümüne ilişkin “yeni siyaset” olarak anlattığı modeli muhataplarına aktarmanın rahatlığı içinde…

“Zirve çöktü, ne olacak şimdi?” dedim, Görüşmeler, zirveler, müzakereler bitmez. Tam bitti denilir yeniden başlar” dedi, içi rahat…

Şunu çok net olarak gördüm,  İngiltere'nin bundan sonraki süreçte atacağı adımlar Tatar'ın takibinde olacak. Bu konuya özellikle vurgu yaptı.

Federasyon yolundan çıkmaktan rahatsız değil, tam aksine bunu “doğru” olarak görüyor.

 

Genel Sekreter ne dedi? “Dinledi”

Genel Sekreter'in 6 maddelik Türk tarafının tezini kabul etmediğini de sordum Tatar’a…  Tatar, bu soruma “BM Genel Sekreteri tarafları dinlemiştir, alması gereken mesajı da almıştır diye düşünüyorum. Sonuçta toplantı gayrı resmi bir görüşmeydi, yeni fikirler ortaya konulsun dendi, biz de fikirlerimizi anlattık, o da dinledi” cevabını verdi, bir nevi Genel Sekreter’in ne dediğini söylemedi, “tarafları dinlediğini” belirtti.

Bu soruya yanıt verirken İngiltere’den beklentisini dile getirdi.  “Biz bundan sonraki süreçte İngiltere’nin tutumunu takip etmek istiyoruz. İngiltere garantördür ve konuya taraftır. İngiliz bakandan bizim tezimize önem vermesini, destek vermesini istedim” cümlelerini kullandı.

 

Rum lider ne dedi? “Federasyondan anladığı anayasal değişiklik, gözüme baka baka söyledi”

Özellikle vurguladığı ise Rum liderin federasyondan kastının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir anayasa değişikliği ile federal devlete dönüşmesi fikri… “Gözümün içine baka baka anayasal değişiklikten bahsetti” diyor Tatar… 

Genel Sekreter’in 2-3 ay sonra yeni bir zirve toplama fikrine ise “temaslar sürebilir” diyerek olumlu bakarken bu sürenin daha da uzayacağına dikkat çekti.

 

Kuzey AB dışında mı kalacak? “AB ile sorunumuz yok”

“Kuzeyin AB dışında kalacağı bir model midir düşündüğünüz?” diye sordum, “AB ile sorunumuz yok, kuzey AB’de olabilir” diye konuştu.

Cenevre Zirvesi’nden sonra en çok konuşulan konulardan biri de Maraş ve Ercan’ın BM, Mağusa Limanı’nın da AB kontrolünde açılması önerisi idi. Tatar bunun “aslında bir cümle ile Rum liderin konuşmasında geçtiğini tartışılacak bir durum olmadığını” söyledi. Röportajın bu kısmında sinirlendi Cumhurbaşkanı Tatar, “yeri miydi bunları konuşmanın?” diye sordu. Taraflar arasında zemin var mı yok mu konuşulacakken Mağusa’nın, Ercan’ın konuşulmasına öfkelendi. “Hakaret kabul ediyorum” şeklinde konuştu. 

Basın toplantısında bunu, yani Rum liderin önerisini reddettiğini hatırlatmam üzere ise “Evet reddediyorum. Kendi kurumlarımı neden AB ya da BM kontrolüne vereyim ki? Bu egemenlik sorunu yaratır. Kabul etmiyoruz” dedi.

Ersin Tatar’la zaman zaman gerildiğimiz, ancak genelinde birçok soruyu dobra dobra sorabildiğim bir röportaj oldu.

 

İşte Ersin Tatar’la Cenevre Zirvesi sonrasında yaptığımız röportaj

  • Uzun süredir dile getirdiğiniz ve zaman zaman “yeni siyaset” diye adlandırdığınız “iki ayrı devletli” çözüm modelini Cenevre’deki gayrı resmi Kıbrıs konferansında taraflara sundunuz. Tabiri caizse hemen hemen her Kıbrıs zirvesi gibi bu zirve de çöktü. Bundan sonrası için nasıl bir tutum içinde olacaksınız?
  •  TATAR: Benim söylediğim çok nettir. Bunu yeni olarak da söylemiyorum. Seçimden önce de, bir UBP Milletvekili olarak da bunu hep dile getirdim, Başbakan olarak görev yaptığım UBP-HP Hükümeti’nin hükümet programında da bu vardı, senelerce görev yaptığım UBP’nin de siyaseti budur. Bu siyasetle seçime girdim ve bu siyasetle seçimizi kazandım, şimdi de bu politikayı masaya koydum. Beğenmeye bilirsiniz, eleştirebilirsiniz ancak şu anda masada uygulayacağımız siyaset budur.  Bizim ortaya koyduğumuz bu yeni siyaseti Türkiye de benimsedi, onlara da anlattık ve benimsediler. Türkiye de bu yönde düşünmektedir.

    Bundan sonra ne olur sorusuna gelecek olursak; görüşmeler, temaslar elbette devam edecektir. Bizim görüşmeden, diplomasiden kaçtığımız falan yoktur. Her zaman Kıbrıs görüşme süreçleri bitti denilir sonra yeniden başlar. Temaslar elbette sürecektir. Bundan sonrasında ne olur, BM temsilcisinin yapacağı temasları takip etmek lazım. Bu yönde hazırlıklarımıza başladık. 

    Cenevre’de çok net olarak şunu anlattık; BM parametreleri değişemez diye bir şey yoktur. Elbette değişebilir ve değişmelidir. Kıbrıs sorununun kritik evrelerinin üzerinden yıllar geçmiştir. Artık iki kesim vardır, iki ayrı egemenlik vardır. Biz var olan bu egemenliğimizin tanınmasını istiyoruz. Cenevre’deki toplantı da gayrı resmi olması sebebiyle yeni fikirlerin konuşulacağı bir toplantı olarak organize edilmiş olmasıydı. Biz de yeni fikirler çerçevesinde görüşlerimizi söyledik. Şu andaki BM parametreleri içinde bir çözümün mümkün olmadığını söyledik. BM parametreleri çerçevesinde müzakerelere katılan Sayın Talat ve Sayın Akıncı bu sorunu nihai bir sonuca ulaştıramamıştır. Neden? Çünkü sorun parametrelerin kendisindedir. Talat ve Akıncı bile bu sorunu çözemediyse neden çözemediklerini konuşmuyoruz? Sorun bir tarafın esas egemen olduğu bir modeldir. Bunu kabul etmek mümkün değil.

    Çok net olarak şunu söyledik, biz federasyon temelli müzakereleri de Guterres belgesini de kabul etmiyoruz. İkisini de kabul etmiyoruz. Egemen eşitlik temelinde görüşmeler başlarsa görüşürüz. Söylediğimiz budur.

 

  • Peki Rum lider ne dedi masada? Çok net olarak nasıl bir modelden bahsetti? Sizin kabul etmediğiniz nedir bu modelde?
  • TATAR:  Gözlerimin içine baka baka dedi ki “Bizim için federasyon demek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir anayasa değişikliği ile federal bir devlete dönüşmesidir”… Bunu çok net söyledi. Kendileri için çözüm ya da anlaşma dedikleri budur. Hangi Kıbrıslı Türk, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olmak ister? Egemenliğin merkezi devlette olacağı, çoğunluk parça devletinin kendilerinin olacağı bir modeldir bahsettiği… İşte tam da itiraz ettiğimiz de budur. Biz egemenliğimizin ayrı ve tanınmış olmasını talep ediyoruz. Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama değil.

bur-1002.jpg

  • Sayın başkan, fikirler arasında çok büyük ayrım var. Çıkış yolu ne olacak? Bu ikilemden nasıl çıkacağız?
  • TATAR:  Bu ikilemi, ya da bu dengesiz durumu biz yaratmadık ki! 1960’larda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasal sahibi olarak dünya onları kabul etti, sorun öyle başladı. Sonra 74 yaşandı, sonrasında tek yanı olarak Rum tarafını Kıbrıs Cumhuriyeti olarak Avrupa Birliği’ne aldılar. Sonrasında biz verilen sözleri hatırlıyorsunuz. Ve en son olarak da Crans Montana sürecinde de bu yapılmaya çalışıldı ve haksızlığa uğradık. Biz bu dengesiz durumun ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Terazi hep aleyhimize gelişti.
     
  • Hem sizin hem de Rum lider masada bunları söylerken en çok merak edilen BM Genel Sekreteri tüm bu önerilere ne yanıt verdi, ne dedi, nasıl karşıladı?
  • TATAR:   BM Genel Sekreteri tarafları dinlemiştir, alması gereken mesajı da almıştır diye düşünüyorum. Sonuçta toplantı gayrı resmi bir görüşmeydi, yeni fikirler ortaya konulsun dendi, biz de fikirlerimizi anlattık, o da dinledi. Biz bundan sonraki süreçte İngiltere’nin tutumunu takip etmek istiyoruz. İngiltere garantördür ve konuya taraftır. İngiliz bakandan bizim tezimize önem vermesini, destek vermesini istedim. İngiltere’nin de bu topraklarda sorumluluğu vardır. Ortada haksız bir durum var, bu sorunun çözümünde İngiltere’nin de desteği önemlidir. 60 yıldır çözülemeyen bir sorundan bahsediyoruz. 60 yıldır çözülmedi! Bunca zaman iki halk kavramını kabul ettirdik, şimdi de iki devlet kavramını ortaya koyuyoruz. Biz görüşmeden kaçmayız, tüm taraflarla görüşeceğiz.
     
  •  İki ayrı devlet derken kuzeyde tanınmasını talep ettiğiniz devletin AB üyesi olmayacağı bir model midir düşündüğünüz? Böylesi bir durumda AB yurttaşı olan Kıbrıslı Türkler AB yurttaşlığını, bunun getirileri olan örneğin serbest dolaşım hakkından da olmayacak mı? Öneriniz AB yurttaşlığını kaybetmek mi?
  • TATAR:  Bizim AB ile bir sorunumuz yok ki! Kuzeydeki devlet eğer tanınacaksa AB’ye de girebilir. Bunda bir sakınca görmüyorum. Kastettiğim AB dışında kalalım değildir, hayır. Bir anlaşma durumunda AB de kuzeyde olmak isteyecektir. AB’nin kuzeyi dışında tutmak istediğini düşünmüyorum. Kuzeyin de AB içinde yer alması AB’nin de isteyeceği bir şey…
     
  • Şimdi ne olacak? Genel Sekreter 2-3 ay içinde yeniden bir 5+BM zirvesi toplayacağını söyledi. Ne olur?
  • TATAR:  Genel Sekreter bir süre verdi ancak ben daha da uzun süreceğini düşünüyorum. Bu sürede temaslarımızı sürdüreceğiz.

ESNEYECEK MİSİNİZ?

“Farkımız şudur, onlar çözüm için esneyebilecekleri kadar esnediler, ben esnemem”

  • Muhalefet size duruşunuzu esnetin diye çağrı yaptı, esneyecek misiniz?
  • TATAR: Ben duruşumdan bir adım geri atmam.
     
  • Cenevre’ye giden siyasi partileri yeterince bilgilendirmediğiniz söylendi.
  • TATAR:  2 kez toplantı yaptık. Birine Sayın Çavuşoğu’nu da davet ettim. Yeterli bilgilendirme yapılmıştır.
     
  • Her zirve sonrası bir yılgınlık, bir moral bozukluğu olur. Ancak bu kez biraz farklı… Müzakere edecek bir ortak zemin bile bulunamadı, negatif bir durum ortaya çıktı.
  • TATAR:  Moraller bozulmasın. Biz hakkımızı talep ettik. Görüşmeler, zirveler, müzakereler bitmez. Tam bitti denilir yeniden başlar. Mehmet Ali Talat da Mustafa Akıncı da bu sorunun çözümü için iyi niyetle çalıştılar. Farkımız şudur, onlar çözüm için esneyebilecekleri kadar esnediler, ben esnemem. Her türlü iyi niyetlerine rağmen çözemediler! Neden? Yenidüzen Gazetesi olarak bunu da sorgulamanızı istiyorum. Neden Talat ve Akıncı esnemelerine rağmen çözemedi?

MÜLKİYET NE OLACAK?

“Geçmişte yaşananlar nedeniyle haksızlıklar ortaya çıkmış olabilir”

  •  İki ayrı devlet dediğiniz durumu bir “hak” olarak egemenliği bir “hak” olarak dile getiriyorsunuz. Mülkiyet de hak… Mülkiyet nasıl çözülecek?
  • TATAR: Mülkiyeti daha önce çok konuştuk. Takas, iade, tazminat yöntemleri ile çözülecek. Kıbrıs sorununda geçmişte yaşananlar nedeniyle haksızlıklar ortaya çıkmış olabilir. Kıbrıslı Türkler yerlerinden oldu, daha sonra 74 yaşandı, iki kesimlilik oldu, yerlerinden gidenler oldu. Bunlar takas, iade, tazminat ile çözülür. Kıbrıs sorunu bir ticaret sorunu değil ki… Sorun siyasidir. Egemenlik meselesidir. Bunun için de bir anlaşma lazım.

ÖNERİYİ REDDETİNİZ, NEDEN?

“Cenevre’de Mağusa’yı, Ercan’ı konuşmam, yeri değil”

  • Cenevre zirvesinden sonra en çok konuşulan konulardan biri de Maraş ve Ercan’ın BM, Mağusa Limanı’nın da AB kontrolünde açılması önerisi idi. Rum lider bunu önerdi ve siz reddettiniz deniyor. Neden reddettiniz?  Ercan’ın BM kontrolünde, Mağusa Limanı’nın AB kontrolünde açılmasının ne sakıncası olabilir?
  • TATAR: BM toplantısı iki taraf arasında bir müzakere zemini var mı yok mu, onu görmek için düzenlenmiş bir toplantıydı. Toplantının özü buydu. Ancak Rum lider konuşmasının bir bölümünde bir cümle ile dediğinizden bahsetti.
     
  • Bir öneri değil miydi?
  • TATAR: Bir cümle ile geçti. Tartışılacak bir durum değildi.
     
  • Ama siz bunu basın toplantısında reddettiğinizi söylediniz.
  • TATAR: Evet reddediyorum. Kendi kurumlarımı neden AB ya da BM kontrolüne vereyim ki? Bu egemenlik sorunu yaratır. Kabul etmiyoruz.
     
  • Güven yaratıcı önlemler içerisinde mi düşünülebilir bu?
  • TATAR: Güven yaratıcı önlemler konuşulacaksa bu Kıbrıs’ta konuşulur. Cenevre bunun yeri değildir. Söylediğimiz bu. Garantörlerin de bulunduğu bir masada bizden limanımızı, havaalanımızı AB’ye, BM’ye devretmemiz dillendirildi. Bu bize bir hakarettir. Biz orada KKTC olarak yer aldık. Kendi limanımızı, havaalanımızı neden devredelim ki? Bu irade ve temsiliyet sorunu yaratır.
     
  • Doğalgaz konusunu da konuştunuz mu? Rum basınında bası iddialar yer aldı.
  • TATAR: O konuya da değindi Rum lider. Zaten bana daha önce de söylemişti. Doğalgazı bulur da çıkarırlarsa bir hesap açılacak, Kıbrıslı Türklerin hakkı buraya yatırılacak. Yeni bir şey yok. Aynı konu… Biz doğalgazı gelin birlikte yönetelim diyoruz.

bur-1187.jpg

yd-destek-gorseli-122.jpg

Fotoğraflar: Burçin Aybars

Bu haber toplam 3539 defa okunmuştur
İlgili Haberler