Temiz toplum, açık siyaset!
Kleptokrasi, siyasi yozlaşmanın hakim olduğu devlet düzeninin adıdır. Monarşi veya oligarşi düzeninde olduğu gibi, demokrasilerde de siyasi yozlaşma söz konusu olabilir. Karar verme yetkisine sahip olan siyasal aktörlerin, kamusal yetki ve gücü, mevcut ya
Kleptokrasi, siyasi yozlaşmanın hakim olduğu devlet düzeninin adıdır. Monarşi veya oligarşi düzeninde olduğu gibi, demokrasilerde de siyasi yozlaşma söz konusu olabilir. Karar verme yetkisine sahip olan siyasal aktörlerin, kamusal yetki ve gücü, mevcut yasa, norm ve ahlak kurallarına aykırı olarak kullanmasından kaynaklanmaktadır. Kamu zararına özel çıkar sağlamak veya siyasi aktörlerin, sahip oldukları gücü kendi kişisel çıkarına dönüşecek şekilde kullanmasıdır, yozlaşmayı ortaya çıkarmaktadır.
Kıbrıs’ın kuzeyinde yaratılan sistem, siyasi yozlaşmayı üreten bir sistemdir. Gerek sistemin kuruluş şekli gerekse dünyaya kapalı izole durumu, yozlaşmayı günden güne büyüten, üreten bir hale dönüşmüştür.
Kapalı sistemler yani dünya ile siyasi, hukuksal ve ekonomik anlamda entegrasyonu gerçekleştir(e)memiş ülkeler, siyasi çürümenin koşullarını kötü huylu bir tümör gibi bünyelerinde taşırlar. Dünya tarihi bunun örnekleri ile doludur. Kapitalizmin daha fazla kar (ya da kar maksimalizmi) yaratmak için şekillendirdiği ulus devlet modelleri, ülkelerdeki farklı kastların egemenliğini mutlaklaştırırken aynı zamanda kleptokrasinin üremesine açık ortam ürettiler. Büyük bedeller ödeyen İsviçre gibi üç beş ülkeyi bir yana koysak da en genelde onların da yabancı düşmanlığından ırkçılığa varan yönelimlere farklı uç siyasi tercihlere çoğu kez kaydığını gördük.
Dolayısıyla hani, duran suyun kirlenmesi, akmayan suyun kokması gibi, toplumsal koşulların dünyaya açık bir siyasetle iyileştirilmesi öngörülmeden, ekonomik, sosyal ve siyasi bir gelişme modeli düşünmek, şimdiden sonu belli bir yolculuğa çıkmaktan öte değildir.
Zaten demokrasi de ancak açık sistemle anlam bulur.
İzolasyon koşulları on yıllardan beri kendi ekonomik sistemini de oluşturmuş durumdadır. Ülkemizde, izolasyondan kaynaklanan sebeplerle kayıt dışı ekonomik odaklar oluşmuş durumdadır. Ve elbette bu odaklarla bütünleşmiş siyasi aktörlerin varlığı su götürmez bir konu.
İzolasyon koşullarından beslenen rant odakları ile açık bir şekilde hesaplaşmak, siyasi yozlaşmanın önüne geçmek, ülkemizdeki her bir demokratın ana görevidir. Bu yöndeki her bir duyum, belge ve bilgi açık bir şekilde tartışılmak ve temize havale edilmek durumundadır.
Sistemi değiştirmek isteyenler, aynı zamanda sistemi ayakta tutan, sistemden beslenen güç odakları ise hesaplaşmak zorundadırlar. On yıllardır yaratılan şükran edebiyatı ile, vatan hainliği hamaseti ile toplumun gözünü karartanlarla sivilleşme ve demokratikleşme mücadelesi verirken bir diğer yandan dünyaya entegre olmanın ortak paydasını yaratacağız, yaratmak zorundayız.
Biz sivilleşme ve demokratikleşme yolunda yapılması gereken herşeyi yapacağız. Bu konuda afaki söylemlere, bizi bölmeye çalışan psikolojik oyunlara ve ucuz saldırılara karşı dik duracağımızı da bir son not olarak belirtmek isterim.
Herkes eteğindeki taşları döksün! Demokrasi, sivilleşme, açık ve dünyaya entegre bir sistem için, barış için Kıbrıs Türk halkının öncelikli çıkarları için kararlılığımız tamdır.