Teniste yılın en başarılı altyapı antrenörü Olga Umay Alizadeh
Ülkemizin başarılı tenisçilerinden ve Lefkoşa Şehir Kulübü Antrenörü Olga Umay Alizadeh ile spordan yaşama uzayan bir söyleşi gerçekleştirdik.
Serkan SOYALAN
Ülkemizin başarılı tenisçilerinden ve Lefkoşa Şehir Kulübü Antrenörü Olga Umay Alizadeh ile spordan yaşama uzayan bir söyleşi gerçekleştirdik. Tenis Federasyonu tarafından 2019 yılının En İyi Altyapı Ödülü’nü de alan Alizadeh, Kuzey Kıbrıs’ın tanınmamış olmasının, sporcular önünde büyük bir engel olduğunu söyledi.
Sizi okuyucularımız ile yakından tanıyalım. Spor ile olan bağınız nasıl başlayıp gelişti?
1990 yılında Almanya’nın başkenti Berlin’de doğdum. Çok küçük yaşlarda spora olan tutkum buz pateni ile başladı. Kendimi her zaman o dönemlerin başarılı yeteneği Alman Katerina Witt olarak hayal edip kendi kendime evin içinde dans ettiğimi anımsıyorum. Bunun yanında Berlin'de gitmekte olduğum çocuk yuvasında jimnastikle spora ilk adımımı atmaya başlamıştım. 1995 yılında henüz 5 yaşında iken ailemin yurt sevdası nedeni ile adamıza geri dönüş yapmıştık. Böylece buz pateni hayalime veda etmek zorunda kalmıştım. Adaptasyon sürecinden sonra ilkokula başlarken burada yapılabilecek en yakın spor branşı olan jimnastiğe tekrardan başlamıştım. Orada yaşadığım büyük hayal kırıklıklarından sonra annemin sporu bırakmamam için teşviki ile Lefkoşa Şehir Kulübü’nde Nusret Benter hocam ile tenise ilk adımımı atmıştım. Zaman içinde tenis, spordan öte bir tutkuya dönüşmüştü ve bu yolda elde ettiğim başarıların yanında 2008 senesinde 1’inci kademe antrenörlük eğitimini alıp antrenörlüğe ilk adımımı atmıştım. Bunun yanında yüksek öğrenimimi de ihmal etmeyerek 2012’de Yakın Doğu Üniversitesi’nde İç Mimarlık Bölümü’nü birincilik ile tamamlayarak mezun olmuştum. İlerleyen yıllarda da antrenörlük eğitimime devam edip tenis hayatımı bugüne kadar getirmiş bulunmaktayım.
“Zaman içinde sorun”
Sporumuzun dışa açılamıyor olması, sizleri olumsuz yönde etkiliyor mu?
Ne yazık ki, evet. Şunu bir örnekle anlatabilirim; Küçük yaşlarda teniste çok başarılı olan oyuncu, manevi olarak tatmin olabilmekte ve hobisini uygulamakta pek sıkıntı yaşamıyor gibi görünebilmektedir. Ancak ilerleyen zaman içinde, profesyonel tenis kariyerine uluslararası alanda adım atmak istiyorsa, ülkemizin tanınmamış olmasından dolayı bu durum karşısında ya geri durur, ya da dolaylı yollardan çözümler üretmek zorunda kalmaktadır.
Ülkemiz siyasetçilerinin spora bakış açılarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir spor politikamızın olmaması büyük bir eksiklik değil midir?
Siyasetçinin görevi bana göre devlet enstrümanlarını kullanarak topluma hizmet götürecek sürdürülebilir politikaları geliştirmektir. Bu politikalar eğitim, sağlık ve kültür yanında hiç tartışmasız sporu da kapsamalıdır.
Maalesef siyasetçilerimiz spor politikası üretme noktasında yetersiz kalmaktadırlar. Hiç kuşkusuz spor politikamızın olmaması, sporun gelişmesini engellemektedir. Siyasetçinin görevi bana göre devlet enstrümanlarını kullanarak topluma hizmet götürecek sürdürülebilir politikaları geliştirmektir. Bu politikalar eğitim, sağlık ve kültür yanında hiç tartışmasız sporu da kapsamalıdır. Toplumun her yaştaki bireyi için uygun spor olanaklarının erişilebilir olması, sağlıklı toplum yapısı için her açıdan olmazsa olmazdır. Ülkemiz siyasetçilerinin bu noktaya ne kadar önem verdiği tartışılır.
“Yetersiz altyapı sporun gelişmesini engelliyor”
Altyapılarımızı nasıl değerlendirebiliriz?
Ülkemizde genel anlamda, spora devlet bütçesinden ayrılan katkı payının nüfusa göre yetersiz olduğu bir gerçektir. En basit örneği spor tesislerinden verebiliriz. Birçoğu nitelik ve nicelik açısından maalesef yetersiz kalmaktadır. Bu yüzden yetersiz altyapının sporun gelişmesinde engel olduğunu da söyleyebiliriz.
Önünüzdeki hedefleriniz nelerdir?
En büyük hedefim her zaman için tenis sporunu yapmaya karar veren her bireye tenisi sevdirmektir. Bununla beraber, kendimi her yönden geliştirmeye devam ederken, elimde bulundurduğum “3.Kademe Tek Kadın Tenis Antrenörü” unvanı ile de ataerkil yapının tam tersine, bir kadının da bu alanda ne kadar başarılı olabileceği düşüncesine örnek olabilmektir. Tabii ki de bunun için çok çalışmak ve hiç durmadan devam etmek gerekmektedir. Tenis sporunun yaygınlaşabilmesi yanında, bu dalda ne kadar ilerleyip başarı elde edebileceğimizi göstermek önceliklerim arasındadır.
Spor alanında unutamadığınız bir anınızı anlatmanızı istesek, neler söylersiniz?
Yakın zamanda gerçekleşen 2019 yılı içerisinde teniste “Yılın Altyapı Antrenörü” ödülüne layık görülmemdi. Ayrıca antrenörlük görevini sürdürmekte olduğum Lefkoşa Şehir Kulübü’nden beş oyuncumuz ile “2019 Yusuf Yönlüer Anı Turnuvası” 8 yaş kategorisine katılarak elde ettiğimiz büyük başarıdan bahsetmeden geçemeyeceğim. Katıldığımız kategoride otuzu aşkın oyuncu yarışmış olduğundan, iki final maçının oynanması kararı alınmıştı. Bu da dört oyuncunun yükselip dereceye girmesi gerektiği anlamındaydı. Biz kulüp olarak bunu başarmıştık. Dört oyuncumuz birbiri ile final oynarken, biri de yarı finalist olmuştu. Bu başarıya kendi kulübümüzdeki oyuncuların erişebilmesi, o anki final tablosundaki manzara tek kelime ile inanılmazdı. O an beni çok duygulandırıp gururlandırmıştı.
Spor felsefesi
Spora yeni başlayan gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Her bireyin hangi yaşta olursa olsun, sevebileceği bir spor dalı mutlaka vardır. Spor hayatlarının her döneminde gençlerimize eşlik eden bir parçaları olmalıdır. Sporu sağlıklı yaşam için felsefe haline getirmeleri gerektiğine inanıyorum.
Her bireyin hangi yaşta olursa olsun, sevebileceği bir spor dalı mutlaka vardır. Spor hayatlarının her döneminde gençlerimize eşlik eden bir parçaları olmalıdır. Sporu sağlıklı yaşam için felsefe haline getirmeleri gerektiğine inanıyorum. Ayrıca sporu hayatlarında profesyonel olarak yapmaya karar verirlerse de sabırlı, disiplinli ve hedef odaklı çalışmalar sonucunda mutlaka başarıya ulaşacaklarına inanmalarını tavsiye ederim.
Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersiniz?
Spor insan hayatında bir zenginliktir, denge unsurudur ve sağlıklı yaşamdır. Kendimize yapabileceğimiz en büyük iyiliktir. Bu yüzden hangi yaşta olursak olalım, sporu hayatımızdan asla eksik etmeyelim.