Tercihler ve ‘karga’lar
Hayatta tercihler önemlidir.
Doğduğunuz yeri, ananızı-babanızı, renginizi siz belirleyemezsiniz.
Bunlar ‘tercih’ edilemez.
Ama bir vakiten sonra hayatta bütün tercihler size aittir.
Meslek seçiminde...
Hayat arkadaşı bulmada...
Arkdaş grubu belirlemede...
Siyasal görüşte...
İdeolojik duruşta...
Elbette tesadüfler de olur ama sonuçta ‘karar’ sizindir.
Ya öyle...
Ya böyle...
**
Hayatı şekillendiren tercihlerimizdir.
Dolayısıyla sorumluluk da tercihi yapana aittir.
Karar alırsınız, yaparsınız.
Yapmadan önce ihtiyaç duyarsanız ‘güvendiğiniz’ insanlara danışırsınız.
Yahut ‘sizi sevenler’ kendiliğinden gelir, uyarılarını yaparlar.
Bazen de ‘karga’lar gelir akıl vermeye...
Son karar yine sizindir ama...
Söylenenleri dinlersiniz, ölçüp tartarsınız.
İster ‘sizi sevenlere’, ister ‘karga’lara güvenirsiniz.
Ve kararınızı verirsiniz.
**
İnsan kimi zaman kime güveneceğini şaşırır.
40 yıllık bildiğine değil, bazen ‘karga’ya güvenir.
Şeytana uyar.
Bulunduğu zaman ve mekanda, tarihin bundan öncesi ve bundan sonrasıyla ilgili diyalektik gerçekliği unutuverip ‘başkalarının doğruları’ ile haraket eder.
‘Kılavuz’ karga olunca, burnun nereye batacağı bellidir, ama ‘dost’ uyarılarını duymaz, dinlemez, önemsemez, ciddiye almaz.
O zaman ‘güle güle’ denir.
Başka söylenecek laf kalmaz çünkü...
**
Herkes ‘hata’ yapar mutlaka...
Bazen bigisizlikten...
Deneyimsizlikten...
Heyecandan, stresten, yorgunluktan...
Bazen korkudan, şehvetten, hırstan...
İnattan hatta...
Hatasız ‘kul’ mu var?
Ama telafisi mümkündür çoğu zaman hataların...
Ya da bir ‘özür’, bir ‘pardon’ yeter.
Ancak bile bile, kör parmağım gözüne yapılanlara ‘hata’ denmez.
‘Dost’u değil ‘karga’yı kılavuz bilenlerin yaptığı ‘gaflet’ olur olsa olsa...
Ve burunlarını temizlemek için yine ‘dost eli’ ararlar gün gele...
Bulurlarsa...
O an artık ‘tercih’ karşı taraftadır çünkü...