“Terör örgütü listesi diye bir yasamızdan haberdar değildim”
Dışişleri Eski Bakanı- Hukukçu Emine Çolak Bakanlar Kurulu’nun FETÖ/PYD’yi terör örgütü listesine alınması kararıyla ilgili yapılan açıklamalara ‘DEHŞET VERİCİ’ yorumu yaptı
• Bakanlar Kurulu ardından yapılan açıklamalarının dehşet verici olduğu görüşünü belirten Çolak, tedbir alınması gerektiğine ancak bunların hukuka uygun olması gerekliliğine vurgu yaptı…
• ‘Belirli kişilerin yaptığı belirli şeyler yasak olacak’ gibi genellemelerin kabul edilemez olduğuna da dikkat çeken Çolak, kimin, hangi faaliyetin baz alındığını açıkça tanımlanması gerektiğine vurgu yaptı, “Bu gibi ciddi konularda genellemeye göre atma bir şeyler söylemek en zayıf tabiri ile sorumsuzluktur” dedi.
• “Bir terör örgütü listemiz olsun da, o örgüte karşı güvenlik düzenlemesi getirelim, buna karşı değilim. Ama iki yıl önce Gülen Hoca tarafından bursla okutulmuş biri varsa, ki vardı böyle şeyler, bir tarikat, güç olarak tanımlarsak dine bağlı, burslar dağıtıyorlardı. On yıl önce ben onların bursu ile okumuşsam, ben bu örgütün üyesi miyim? Veya tutuklanması, ya da gözaltına alınması gerekenlerden miyim? Çizgi nereden çekilecek. Ne zaman teröre dönüştü? Hangi yasaya göre baz alacağız?..”
Yenidüzen- Kanal SİM
Dışişleri Eski Bakanı, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı Eski Başkanı Avukat Emine Çolak Türkiye’de yaşanan darbe girişimi ve KKTC Bakanlar Kurulu’nun Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) terör örgütü listesine alınması kararıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Emine Çolak, “Bir şeyin suç sayılması için karar alırken de, halka mesaj verirken de ciddiyet lazım. Terör örgütüne alınma ile ilgili bir yasamızdan haberdar değildim” şeklinde konuştu.
“Böyle konularda atmak, sorumsuzluk”
Bakanlar Kurulu’nun açıklamalarının dehşet verici olduğu görüşünü belirten Çolak, tedbir alınması gerektiğini ancak bunların hukuka uygun olması gerekliliğine vurgu yaptı.
‘Belirli kişilerin yaptığı belirli şeyler yasak olacak’ gibi genellemelerin kabul edilemez olduğuna da dikkat çeken Çolak, kimin, hangi faaliyetin baz alındığını açıkça tanımlanması gerektiğine vurgu yaptı, “Bu gibi ciddi konularda genellemeye göre atma bir şeyler söylemek en zayıf tabiri ile sorumsuzluktur” dedi.
BAKANLAR KURULU’NUN FETÖ KARARI…
Çolak: “Terör örgütü listesine alınma ile ilgili bir yasadan haberdar değilim”
Bakanlar Kurulu’nun “Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) terör örgütü listesine alınması kararı alması ile ilgili görüşü de sorulan Dışişleri Eski Bakanı Avukat Emine Çolak’ın ifadeleri şöyle:
“Bir şeyin suç sayılması için karar alırken de, halka mesaj verirken de ciddiyet lazım. Terör örgütüne alınma ile ilgili bir yasamızdan haberdar değildim.
Dünkü açıklamalar çok ilgimi çekti. Fazla genel, fazla müphem tanımlarla bir olayı suça çevirmeye çalışmak çok tehlikelidir.
‘Herhangi bir faaliyeti bir insanın suç sayılacak’… Suç sayılması için bir şeyin, önce bir ceza yasası olur, tanımı olur, cezası olur ve Meclis’ten geçer ve o bir suç olur.
Nerden bahsediyoruz? Bir örgüt, bir grup kişi bir konser yapacaksa, biri ‘Amerika’da yaşayan biri ile bağlantısı olabilir o nedenle ben onu yasaklarım, suç sayacağım’ demekle suç olmaz. Biraz ciddiyet ve ağırlık lazım. Karar alırken de, konuşurken de, halka, basına mesaj verirken de bu kadar işkembeden atma olmaz.
Ben terör örgütüne alınma ile ilgili bir yasamızdan, mevzuatımızdan haberdar değildim. Örneğin kendi içimizde veya genel anlamda terörist olduğunu bildiğimiz, saydığımız ve kendi güvenlik birimlerimiz ve halkın duyarlılığı açısından bildiklerimiz var.
Herkes soruyor, başka kim var bu listede? Başka hangi örgütler vardı mademki böyle bir listemiz var? Bunun cevabını bulamayacak… Dün ortaya bu lafı atan devlet yetkilisi, bunun cevabını nasıl verecek çok merak ederim. Olsun yani, olmasın demiyorum. Bir terör örgütü listemiz olsun da o örgüte karşı daha bir güvenlik düzenlemesi getirelim, buna karşı değilim.
İki yıl önce Gülen Hoca tarafından bursla okutulmuş biri varsa, ki vardı böyle şeyler, bir tarikat, güç olarak tanımlarsak dine bağlı, burslar dağıtıyorlardı. On yıl önce ben onların bursu ile okumuşsam ben bu örgütün üyesi miyim? Veya tutuklanması, ya da gözaltına alınması gerekenlerden miyim? Çizgi nereden çekilecek. Ne zaman teröre dönüştü? Hangi yasaya göre baz alacağız?
Bu gibi ciddi konularda genellemeye göre atma bir şeyler söylemek en zayıf tabiri ile sorumsuzluktur. Ciddi bir tehdit, tehlike varsa oturun onun tanımını yapın. IŞID’in de, ELAM’ın da FETÖ’nün de tanımını yapın ama bilelim. Aksi takdirde nerede bir genelleme, müphemiyet varsa, bunu kapıdan çıkan bir vatandaş şapka takmadı diye, şort giydi diye de tutuklanabilir”.
İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ…
Çolak: “Bariz ihlaller yapıldı”
Türkiye’de OHAL çerçevesinde bazı maddelerin askıya alınması ile ilgili de açıklamalarda bulunan Emine Çolak, önemli olanın devlet olarak insan haklarını özümsemek olduğunu söyledi.
“Darbe girişimi sonrasında bariz ihlaller yapıldı” diyen Çolak, “Türkiye’den bir insan hakları örgütü, ‘ihlallerle ilgili gelin şikayette bulunun’ dese bile, OHAL çerçevesinde o örgütü kapatma yetkisi de mevcut” dedi.
Şimdiki insan hakları standartlarında ters kelepçenin bile bir işkence olarak tarif edildiğine işaret eden Çolak, OHAL maddeleri incelendiğinde her türlü sivil toplumu yasaklama yetkisi bulunduğuna vurgu yaptı, bu boyutta hukukun pratik uygulamasının hiç de kolay olmadığına değindi.
“Binlerce kişilik liste nasıl oluştu?”
Kanal Sim’de yayınlanan Radyo Gazetesi programına konuk olan Emine Çolak, “Darbe ciddi bir suçtur fakat başarısız bir darbe girişimi sonrası asker, savcı, yargıç, öğretmen ya da memurun da yer aldığı binlerce kişinin isminin yer aldığı listeler nasıl oluştu?
Binlerce insanı tutuklamak gözaltına almak görevden uzaklaştırmak hangi hukuk, hangi adil yargılama, hangi kanun, hangi adli süreç ve tutarlı verilerle yapılıyor, yapılabilecek? Bunlar hep soru işareti… Ve endişelerim var” şeklinde konuştu.
Çolak’ın ifadeleri devamla şöyle:
“Elbette ki bir darbe girişimi oldu, şiddet oldu, cinayetler oldu. Gerek darbe yapanlar, gerek halk tarafından karşılıklı… Ama bunların tümünü süzgeçten geçirecek bir yapı var mı şu anda Türkiye’de? Bunları kim yapacak?
Özellikle yargılayacak veya soruşturacak olan savcılar ve yargıçlardan topluca görevden uzaklaştırdıklarınız varsa, kim yapacak bunu? Hangi verilere göre, ne kadar sürede?..
Gördüklerimiz yanında bir sürü de görmediğimiz tablolar olacak. Stadyumlara mı doldurulacak zanlılar, yargılananlar? Hangi koşullarda, nerede tutuluyorlar?”
“Hukukta en büyük tehlike geniş müphem tanımlardır”
“Her ülkede kamu görevinden uzaklaştırılmanın kriterleri var, Türkiye’de de var. Onların hangisi uygulanıyor? Hukukta en büyük tehlike geniş müphem tanımlardır. Hukuk yazılı spesifik müdafaa edebileceğim koşullar, tanımlar ister. Örneğin devleti çökertmeye yönelik faaliyette bulunmaya yönelik şüpheli davranış çok geniş bir ifadedir. Adil bir yargılanmayı getirecek bir yapı, ya da hazırlık ne var merak ediyorum”.