“Tescile sahip çıkılmalı, süreç ileriye taşınmalı”
Avrupa Komisyonu geleneksel olarak Kıbrıs’ta üretilen hellimin coğrafi tescilini oy birliği ile onayladı, sektör temsilcileri gelecek için umutlandı.
Fehime ALASYA
Hellim tesciliyle birlikte Avrupa pazarına açılabilme heyecanı duyan süt ve süt ürünleri üreticileri, sürece sahip çıkılmasını istedi. Üreticiler ayrıca bazı bilinmezliklerin ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çekti.
Hellim “Menşe İsmi Korumalı Ürün”(PDO) olarak Avrupa Birliği nezdinde patentini aldı, Yeşil Hat Tüzüğü'nde yapılan değişiklikle de Avrupa pazarına açılma şansına kavuştu. Tescil kararı, Kıbrıs kültürünün geleneksel ürününün "Hellim/Halloumi" isimlerinden birini veya istenirse ikisini de kullanarak sadece Kıbrıs’ta üretilebilmesini sağlayacak. Üretilecek hellimin belirli kriterler uyması için uluslararası bağımsız kuruluşlar denetim yapacak.
Yaşanan bu gelişmelere memnuniyetini belirten ilgili sektör temsilcileri, ortada bazı belirsizlikler olduğunu kaydetti, süreci YENİDÜZEN’e değerlendirdi.
Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk, bundan sonraki süreçte temel hedefin, üretici kapasitesini geliştirmek, tescil ve Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden ihracat uygulamaları bağlamında belirsizliklerin giderilmesi için mücadele etmek olduğunu belirtti.
Üreticiler ise yaşanan gelişmeleri belirsizliğe rağmen olumlu karşıladığını ifade etti, sürecin hükümet tarafından iyi yönetilmesi halinde tescilin özelde üreticiler, genelde ülke ekonomisine ileri vadede getirisi olacağına vurgu yaptı.
Birçok bilinmezlik içinde olunduğunu işaret eden sektör temsilcileri, “önemli olan bundan sonraki süreç” dedi, sürece sahip çıkılması çağrısında bulunuldu.
Hellim tescili kriterleri arasındaki küçükbaş hayvan sütünün %51 oranında olmasıyla ilgili yorum yapan Süt İmalatçıları Birliği, ülke genelinde kuzeyde 450 ton büyük baş günlük süt,
30, 40 ton civarı ise küçükbaş hayvan sütü olduğunu, bu oranın %7 civarına denk geldiğini belirtti. Bunun istenilen oranlara çıkarılmasının mümkün olmadığına vurgu yaptı.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk:
“Ayrıntıları görmemiz gerek”
Hellim tesciliyle ilgili nihai kararın 12 Nisan tarihinde “College of Europe” yani Avrupa Komiserler Toplantısı’nda çıkacağını belirten Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk Avunduk, temel hedefin üretici kapasitesini geliştirmek, tescil ve Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden ihracat uygulamaları bağlamında belirsizliklerin giderilmesi için mücadele etmek olduğunu belirtti.
Avunduk, “Kıbrıs Türk tarafı olarak ne tescil tüzüğünün ne de Yeşil Hat Tüzüğü’nde değişikliğinin son hali tarafımıza sunulmuştur. Her iki konuda da denetim mekanizmaları ve süreçlerin nasıl işleyeceği hususunda ayrıntıları görmemiz gerekmektedir” dedi.
AB’ye hemen hellim ihracatı yapılabileceğini ifade eden bazı çevrelerin bulunduğunu kaydeden Avunduk, bunun gerçeklerle örtüşmediğini dile getirdi.
Avunduk, “Önümüzdeki dönem üreticilerimizin haklarının korunması kapsamında daha organize, daha bütüncül ve kolektif bir çalışma içeren yeni bir mücadele gerektirmektedir” dedi.
“Küçükbaş hayvancılıkta yerel kapasitenin geliştirilmesi gerek”
Avunduk, şöyle devam etti:
“Şu anda tescil içerisinde bulunan süt oranları kapsamında, kısa vadede Pazar payımızın uluslararası anlamda daralması muhtemeldir. Hem Kıbrıs Türk hem de Kıbrıslı Rum üreticilerin tescilin öngördüğü süt oranlarını karşılaması en erken 15 yıl içerisinde mümkün olacaktır. Aynı zamanda Kıbrıslı Türk üreticilere ek finansman sağlanması gerekmektedir. Hellim tesciline uygun üretim yapılabilmesi için küçükbaş hayvancılıkta yerel kapasitenin geliştirilmesi, yerelde daha fazla yem üretimi yapılması, AB’nin hayvan hastalıkları ve diğer mevzuatlarıyla tam uyum sağlanması için çalışmak şarttır. Ayrıca güney makamlarının işlenmiş gıda ve diğer alanlarda olduğu gibi hellim ticaretimizi engellemesine izin vermeyecek hukuk ve lobi mücadelesine hazırlanmamız gerekmektedir.”
“Tam bağımsız ve tarafsız bir denetim sistemi oluşturulmalı”
Denetleme konusunda da sıkıntılar bulunduğuna değinen Avunduk, tam bağımsız ve tarafsız bir denetim sistemi oluşturulması gerektiğini ifade ederek, aksi halde denetimlerin “Kıbrıs Rum Yönetim uhdesinde” olacağını iddia etti. Avunduk bunu örneklerle şöyle dile getirdi:
“Denetim konusu iki kısımda ele alınmalıdır. Birincisi tescil, ikincisi sağlık denetimleridir.
Tescilin denetlenmesi hususunda Bureau Veritas ile Kıbrıslı Türk üreticiler arasında işbirliğini sağlayacak bir çalışma komitesi kurulacağına dair söylentiler var. Fakat bu konuda AB Komisyonu nezdinde bizlerle herhangi bir yazılı öneri veya metin paylaşılmamıştır. Yine aynı kapsamda, denetim mekanizması içerisinde, üreticilerimizin raporlara itiraz veya temyiz hakkı ne olacak veya güven ortamı nasıl sağlanacak konuşulmamıştır.
Sağlık denetimleri hususunda ise, tam bağımsız ve tarafsız bir denetim sistemi oluşturulması gerekmektedir. Fakat, şu anda gözüken durumda, Kıbrıs Rum Yönetim uhdesinde bir denetim olacağı anlaşılmaktadır. Bu da aynen işlenmiş gıdalarımızın (helva, zeytinyağı gibi) Yeşil Hat Ticareti kapsamında ticaretinin Rum Yönetimi tarafından keyfi olarak engellenmesi örneğinde olduğu gibi, ileride hellimin de benzer sıkıntılar yaşamasına neden olabilecektir.”
“Geçiş süreci yeterli değil”
Yasal sürecin 2024 tarihinde başlayacağına değinen Avunduk, geçiş sürecinin yeterli olmadığını savundu.
Avunduk şöyle devam etti:
“Kıbrıslı Türk üreticiler olarak geçiş süresinin 2039’a kadar artırılmasını talep etmekteyiz. Geçiş sürecinin uzatılması, hellim üretiminde kullanılacak küçükbaş hayvancılığın, tescile ve AB’nin sağlık politikalarına uygun olarak artırılması kullanılacaktır. Tarım Bakanlığının da, diğer paydaşlar ile birlikte, vakit kaybetmeden bu konuda yol haritası hazırlaması gerekmektedir.
Sanayi Odası olarak küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi için bir proje hazırlamış bulunmaktayız. Proje yöntemi, ülkemizdeki mevcut küçükbaş hayvan stokunun ıslahı ve doğal seleksiyon yöntemi ile verimi yüksek bir ırk yaratılması ve sayılarının çoğaltılmasını hedeflenmektedir. Özetle, bu proje hellim tesciline uygun, hali hazırda uzun yıllardır ülkemizde yetiştirilen, ülkemizdeki şartlara uyum sağlamış hayvan stokunun bilimsel bir metodoloji çerçevesinde geliştirilmesini ve sayılarının artırılmasını hedeflenmektedir.”
Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz:
“Uygulamadaki bazı düzenlemelerle ilgili pratikte sıkıntılar yaşanabilir”
Hellim tescili ile ilgili düzenlemelerin henüz Avrupa Komisyonu’ndan Kıbrıslı Türklere iletilmediğini belirten Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, özellikle denetim, küçükbaş hayvan sütü oranı gibi bazı konularda belirsizlik ve sıkıntılar olduğuna değindi. Uygulamada olan bazı düzenlemelerle ilgili pratikte bazı sorunlar doğabileceğini işaret etti. Bunu geçmiş tecrübelerle kıyasladı.
Hellim/Halloumi’nin PDO (Menşe Korumalı Tescil) süreci ile ilgili iki adet düzenleme söz konusu olduğuna değindi.
Deniz, bunlardan birincisinin PDO Uygulama Tüzüğü’nün yürürlüğe girmesi, diğerinin ise Kıbrıs’ın kuzeyinde üretilen ve ilgili Avrupa Birliği direktifleri çerçevesinde sağlık ve hijyen koşullarını sağlayan ürünlerin Yeşil Hat’tan güneye geçebilmesini mümkün kılacak Komisyon kararı olduğunu belirtti.
Deniz, “Aldığımız bilgilere göre her iki düzenleme de ilgili komitelerde oybirliği ile onaylanmıştır. Ancak bu konuda detayları görmeden sağlıklı bir değerlendirme yapılması söz konusu değildir. Ayrıca bu iki düzenleme ile ilgili onay süreci hala daha devam etmekte olup Komiserler Koleji’nde görüşülecektir.” dedi.
“Pratikte sıkıntılar yaşanabilir…”
Uygulamada olan bazı düzenlemelerle ilgili pratikte sıkıntılar yaşandığının gözlemlendiğini anlatan Deniz, bunu örneklerle şöyle anlattı:
“Örneğin Yeşil Hat Tüzüğü’nde işlenmiş gıdalar ve gıdaya temas eden ürünlerin geçişi mevzuata göre uygun olmasına karşın Kıbrıs Rum Yönetimi’nin engellemesiyle yıllardır yapılamamaktadır. Bu konu Avrupa Komisyonu ile istişarelerimizde sürekli dile getirilmesine rağmen halen daha çözüm bulunamamıştır.
Tescilin ekonomiye nasıl yansıyacağını değerlendirebilmek için pratiği görmek gerekecektir ancak bunun öngörüsünde bulunabilmemiz için düzenlemelerin detaylarını görmemiz gerekiyor. Genel olarak değerlendirildiğinde Hellim ürününün Yeşil Hat üzerinden Avrupa’ya satılabilecek olmasını olumlu olarak değerlendirmekle birlikte yaşanması muhtemel sıkıntılarla ilgili taleplerimizi muhataplarımıza iletmeye devam edeceğiz.”
“Denetimlerde iki liderin de rızası gerek”
Denetlemeler konusunda gündeme gelen sıkıntılara da değinen Deniz, bu düzenlemelerle iki ayrı denetim mekanizması oluşturulacağını belirtti. Birincisinin ürünün belirtilen PDO özelliklerine uygun üretilip üretilmediği ile ilgili denetim, ikincisinin ise Yeşil Hat’tan geçecek olan ürünler için sağlık ve hijyen denetimi olduğuna değindi.
Hellimin tescili denetimleri için iki liderin mutabakatıyla Bureau Veritas’ın görevlendirildiğini anlatan Deniz, buna karşın sağlık ve hijyen denetimleriyle ilgili hangi kuruluşun denetim yapacağının hala bilinmediğine değindi.
“Burada oluşacak komplikasyonların önlenmesi için bu görevlendirmenin PDO denetimindeki gibi iki liderin rızasıyla gerçekleşmesi gerekmektedir.” dedi.
“Geçiş süreci uzatılmalı”
Yasallaşma süreciyle ilgili dile getirilen 2024 yılına kadar olan sürenin 2014 yılında başvuru ile başladığına dikkat çeken Deniz, bunun öngörülen geçiş süreci olduğunu belirtti. Deniz bu sürecin bu geçiş süreci sonrasında hellim tescilinde başvuruda belirtilen özelliklerin tam olarak aranmasına başlanacağını kaydetti. Burada ortaya çıkan en önemli sorunun küçükbaş/büyükbaş hayvan sütü oranlarının yakalanabilmesinin zorluğu olduğuna değindi. Bu nedenle bahsi geçen geçiş sürecinin uzatılması ve yeniden değerlendirilmesinin her iki taraftaki hellim üreticileri açısından önem arz ettiğine vurgu yaptı. “Bu konuda AB Koordinasyon Merkezi ile Tarım Bakanlığı AB Muktesebatı’na ilişkin gıda güvenliği ve kalite konularında çalışma yürütmektedir.” dedi.
Süt İmalatçıları Birliği Süt İmalatçıları Birliği Başkanı Mustafa Başlar:
“Koyun sütü oranımız %7 civarında, %50’lere çekilmesi mümkün değil”
Yapılan antlaşmalarla ilgili içerik bilmediklerini ifade eden Süt İmalatçıları Birliği Süt İmalatçıları Birliği Başkanı Mustafa Başlar, detaylarıyla bilgi paylaşımının yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Bu süreçte sözü geçen kriterler arasındaki küçükbaş hayvan sütünün %51 oranında olmasıyla ilgili detaylı bilgi paylaşan Başlar, özetle şu ifadeleri kullandı:
“Anlaşmaların detayları bizde yok. Neyle karşılaşırız, şartlar ne olur, hangi kıstaslarla Yeşil Hat Tüzüğü kullanacağız bunları bilmiyoruz. Bunları öğrenince sonraki süreç de denetleme sürecindeki sıkıntı ise bağımsız denetçi ile çözülebilir. Bu konuda da yapılan sözleşmenin detayından haberimiz yok. Bu bizi sıkıntıya sokuyor. Bunların bir an önce detaylandırılması ve altının doldurulması gerek.
Küçük baş hayvan sütüyle ilgili sıkıntı var ama bunu güney dahi yerine getiremedi. Onlar da bu oranı düşürmek için çalışma yapıyor. Belki birinci sınıf geleneksel hellimde bu kriter %51 olarak kalır ama ikinci alternatif de yaratılır ve daha düşük oranda tutulur.
Ülke genelinde kuzeyde 450 ton büyük baş günlük süt var, 30, 40 ton civarı ise Küçük baş hayvan sütü var. Bu da %7 civarına denk gelir. Bu oranın %50’lere çekilmesi çok zor. 300 adet küçük baş hayvanın 3 milyonlara çıkması gerek ama bu da mümkün değil. Güneyde ise bu oran %20 civarındadır ama farklı katkı maddesi ile bu yapıldı. Bu da onay alabilecek bir durum değil.
Hayvan sayısını çoğaltma anlamında çalışmalar var. Tarım Bakanlığı bu konuda çalışıyor. Pilot bölge olarak da İskele’ye dağıtım yapıldı, damızlık hayvan da getiriliyor, bireysel olarak da vatandaşların çabası olduğunu görüyoruz. Bu oran 2024’e kadar en fazla %10 olabilir. Güneyde küçük baş hayvan destek hibesi de uygulandı. Bizde bu tarz bir çalışma devlet bünyesinde yok, AB çalışması var.”
Gülgün Süt Ürünleri İhracat Sorumlusu Ali Bayraktar:
“Bu tescil bence 1963’ten bu yana Kıbrıs Türk halkı için olumlu olarak yapılan en önemli olaydır”
“Denetimle ilgili detayları henüz bilmiyoruz. Bunu 13 Nisan’da AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandıktan sonra öğreneceğiz, tüm içerik de orada yayımlanacak. Yasal süreç çalışıyor, karar alındı, resmileşmesini bekliyoruz. Buradan bizim aleyhimize bir durum çıkacağını düşünmüyorum.
Küçük baş hayvan sütü konusunda hem güneyde hem de bizde sıkıntı var. Ama duyumlarımıza göre tescil onayı kriterleri dışında tüm ada genelinde bu oran yakalanmazsa süreci birkaç yıl daha uzatabileceklerini ifade etmişlerdi. Her şeye rağmen özelde üreticiye, genelde ülke ekonomisine çok olumlu etkisi olacak olan, bence 1963’ten bu yana Kıbrıs Türk halkı için olumlu olarak yapılan en önemli olaydır.”
Arden Gıda Süt Fabrikası Müdürü Mustafa Özbağ:
“Hükümet bu imkanın üzerine daha fazla düşmeli”
“Beklenen tescil yaşandı, henüz netleşmeyen şeyler olsa da bu durum çok iyi oldu. Şu anda bize nasıl bir faydası olacağını belirsizlikler ortadan kalkınca göreceğiz. Küçük baş koyun sütü oranı ve denetimlerle ilgili sıkıntılar vardı. Ama bu sıkıntılar nasıl aşılır bilinmiyor. Koyun sütü oranında istenilen orana birkaç yıl içinde belki ulaşabiliriz. Ama bu işin üzerine gidilmeli. Hükümet bu imkanının üzerine daha fazla düşmeli. Belirsizlikler ortadan kaldırılmalı, bu uygulamanın hızlıca önü açılmalı”