Teşekkürler Kufez! (2)
Adı yanımızda mahfuz, sözkonusu Kıbrıslıtürk okurumuzla 2008 yılının Mayıs ayında yaptığımız röportajın son bölümü şöyleydi:
SORU: Yani Muratağa’nın “intikamı”ydı bu...
OKURUMUZ: Sıcağı sıcağına oldu bunlar. Ben askerdim, karargahtaydım o gün...
SORU: Yani Muratağa’dan haberiniz olduydu... Yani bir haftanın içinde haberiniz olduydu demek istersiniz...
OKURUMUZ: Tabii... Ben gidip teşhis ettiydim bazılarını... Çukurlar açılırken oradaydım...
SORU: Ondan sonra ne oldu?
OKURUMUZ: O gün Mihail Loizu’nun annesiyle babasını eve yolladılardı, görmesinler diye... İhtiyarları eve yolladılardı, çünkü bu baba-oğulu kaçıracaklardı. Luiz Dayı vardı dedeleri ve nineleri – köy içinde bir evde tutukluydular, eski bir evde tutuluyorlardı. Onları gönderdiler evlerine, görmesinler diye...
Torbalara koydular baba-oğulu, ikisini da... Sonra traktöre yükleyip götürdüler Arıdamı’na (Artemi) doğru bir yere... Öldürmüşler, gömmüşler...
SORU: Karısı? Kızları?
OKURUMUZ: Kızları yoktu, kızları Lefkonuk’ta (Geçitkale) lisede bir yerdeydiler o zaman... Kızları yoktu köyde...
SORU: Kızları onun için kurtardı...
OKURUMUZ: Tabii... Daha geriye gidelim... Birinci harekat olduğu günlerde, Mihail Loizu kaçtıydı köyden, yani Kufez’den ve Lefkonuk’a (Geçitkale) gittiydi. Lefkonuk o zaman Rum köyüydü... İkinci harekatta bir söylenti çıktıydı, Ayharida (Ergenekon) var ya, orada bayrak elinde, o köye gitmiş Türk’tür diye... Ve orada esir almışlar kendini... Bu söylentiydi, doğru muydu bilemem. Ama ikinci harekat başlamadan Mihail Loizu geldiydi köye, yani Kufez’e (Çamlıca).
SORU: İkinci harekat başlayınca mı tutuklandıydılar?
OKURUMUZ: Orasını pek hatırlayamayacağım... Hatta o ihtiyar, Luiz Dayı, her gün sabahtan kilisenin çanını çalardı, Lefkonuk’a mesaj – öyle derlerdi o günlerde! Ve kilisenin çanının ipini kestilerdi, mesaj göndermesin çanla diye...
SORU: Belki da “Biz hayattayık” mesajıydı o yalnızca...
OKURUMUZ: Belki da... Bizim komutanımız sağlam bir adamdı, Allah rahmet eylesin ona da...
Baba-oğul alındılar, Arıdamı’na (Artemi) doğru götürüldüler, “Latçi Kuyu” denen bir bölge vardı, Ramadan’ın tarlasının üst başında çam ağacı vardı – şimdi erozyona uğrayıp değişmiş olabilir – orada vurup gömdüler dedilerdi. Taze kazılmış toprak yığını vardı orada – ben gözümle görmedim, öyle dedilerdi… Mihail Loizu’nun karısını da Akova’da (Yipsu – İpsoz) esir kampına gönderdiydiler...”
(MAYIS 2008 – YENİDÜZEN)
--------------------------------------------------------------------------------------
Okurlarımız bildiklerini paylaşmaya devam ediyor...
Kufezli Mihail Loizu ve oğlu Loizos’un öldürülmesiyle ilgili olarak bir okurumuz açıklama yaptı:
“Kararı sancaktar vermişti”
Kufezli (Çamlıca) Mihail Loizu ve oğlu Loizos’un öldürülmesiyle ilgili olarak dönemin köy komutanıyla ilgili bir okurumuzun Loizular’la ilgili anlattıklarına yanıt vererek “Öldürme kararını, sancaktar vermişti” dedi.
Bir okurumuz baba-oğul Loizular’la ilgili olarak şunları paylaşmak istediğini söyledi:
*** Bir okurunuzun baba-oğul Loizular’ın ölüdürülmesi kararını veren dönemin komutanının kanserden öldüğünü iddia ediyor. Sözünü ettiği kişi, köyün komutanıydı ve bu öldürme kararıyla hiçbir alakası yoktur.
*** Köy komutanı Çamlıcalı (Kufezli) idi. O dönem Çamlıca’nın (Kufez’in) komutanı idi. Loizular öldürüldüğü zaman, köyde bile değildi.
*** Dönemin Sancaktarı Mihail Loizu’nun sık sık Lefkonuk’a (şimdiki Geçitkale) gidip gelmesinden işkillenmiş ve “casusluk yapıyor olabileceği” gerekçesiyle, Kufezli (Çamlıcalı) Mihail Loizu’nun öldürülmesi emrini vermişti. Ancak bir süre sonra bu kararı geri almıştı.
*** Sancaktar bu kararı geri aldığı zaman, Kufez köyü komutanı Mihail Loizu’yu, ailesini de alıp köyden kaçmaları için uyarmış, onlara “Gidin, sonra kötü şeyler olabilir” diye ısrar etmişti. Ancak Mihail Loizu, hayvanlarını satamadığı ve tahılını kaldıramadığı gerekçesiyle köyden kaçmayı reddetmişti.
*** Sancaktar, daha sonra yeniden Mihail Loizu’nun öldürülmesini emretmişti. Mihail Loizu ve oğlu öldürüldüğü zaman Kufez komutanı köyde değildi. Öldürme kararının verilmesinde hiçbir rolü olmamış, tam tersine, Loizular’ın köyden gitmeleri için ısrar etmişti.
*** Köy komutanının Mihail Loizu ve oğlu Loizos’un öldürülmesinde hiçbir sorumluluğu olmamış, tam tersine onlara elinden gelen yardımı yapmaya çalışmıştı. Loizular öldürüldüğü zaman, köyde bile değildi...
Bu okurumuza paylaştığı bu değerli bilgiler ve yaptığı düzeltme için sonsuz teşekkürler…