1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. "Serum yok, şeker ilacı yok, tansiyon ilacı yok..."
"Serum yok, şeker ilacı yok, tansiyon ilacı yok..."

"Serum yok, şeker ilacı yok, tansiyon ilacı yok..."

 “Devletin hastanesinde ağrı kesici ateş düşürücü yok, serum yok, şeker ilacı yok, tansiyon ilacı yok, önemli bazı ilaçlar yok”

A+A-

YENİDÜZEN’e konuşan Tıp-İş Başkanı Dr. Mustafa Taşçıoğlu, Sağlık Bütçesi’nin genel bütçenin %8.8’i olduğuna dikkat çekerek, gelişmiş ülkelerde bu oranın an az %10-12 civarında olduğunu belirtti

Ödül Aşık ÜLKER

Tıp-İş Başkanı Dr. Mustafa Taşçıoğlu, Sağlık Bütçesi’nin genel bütçenin %8.8’i olduğuna dikkat çekerek, gelişmiş ülkelerde bu oranın an az %10-12 civarında olduğunu belirtti.

Dr. Taşçıoğlu, Devletin hastanesinde ağrı kesici-ateş düşürücü yok, serum yok, şeker ilacı yok, tansiyon ilacı yok, çocuk psikiyatrisinde kullanılan önemli bazı ilaçlar yok, romatoloji ilaçları yok. Kanser ilaçları zorlamayla temin ediliyor, eksiklik oluyor. Laboratuvarda kit yok. Ama özele yapılan sevkler için, iki ayda 5 milyon TL gibi bir meblağ ödenebiliyor” diye konuştu.

Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin sağlık çalışanlarına mesafeli durduğunu, onlarla görüşmekten kaçındığını da söyleyen Dr. Taşçıoğlu, Pilli’nin tek gündeminin seçim olduğunu belirtti.

Ne pandemi hizmetlerinin ne de pandemi dışı diğer sağlık hizmetlerinin sunumunun arzulanan şekilde olduğunu kaydeden Dr. Taşçıoğlu, Sağlık Bakanı Pilli’nin sağlıkta çalışanları muhatap kabul etmediğini ancak aşı karşıtlarıyla görüştüğünü söyledi ve “Sayın Bakan aşı karşıtı mı?” diye sordu.

“Yetkiliden herhangi bir açıklama, tepki gelmedi”

Soru: Geçtiğimiz günlerde sağlık çalışanlarına bir saldırı oldu, bu ilk değildi, son olacağını da düşünmüyorum. Bu olaydan sonra Sağlık Bakanlığı’nın olaya kayıtsız kaldığını açıkladınız ve Girne Akçiçek Hastanesi’nde iki saatlik uyarı eylemi yaptınız. Eylemden sonra Sağlık Bakanlığı’ndan nasıl bir tepki geldi?

Dr. Taşçıoğlu: 5 Aralık Pazar sabahı erken saatlerde doktor, hemşire, paramedik ve ambulans şoförleri sağlık hizmeti verdikleri alkollü iki şahıs tarafından darp edildi. Hastanede kolluk kuvvetleri yoktu. En yakın Polis Karakolu’yla temasa geçilip olay yerine sivil polisler çağrıldı. Sağlık çalışanlarını darp eden şahıslar, polise mukavemet gösterip polis aracına da zarar verdi ve polis tarafından gözaltına alınıp, karakola götürüldü. Olayın üzerinden 3 gün geçti, Sağlık Bakanlığı’ndan olayla ilgili hiç bir resmi açıklama görmedik. Sadece başhekimin olay yerine gittiğini, olayın ne olduğunu sözlü olarak öğrendiğini ve Acil Servis’te zarar verilen perde, ray sistemini tamir ettirip ayrıldığını öğrendik. Gün içerisinde Sağlık Bakanlığı Müsteşarı’nın da hastaneye gittiğine dair duyumlar aldık ama gelip gelmediği konusunda net bilgimiz yok. Olayın üstünden üç gün geçtiği halde hiç bir resmi açıklama duymadık ve Hemşireler ve Ebeler Sendikası, Hemşireler Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ile birlikte 8 Aralık 2021 tarihinde Girne Akçiçek Hastanesi önünde şiddeti protesto eden bir basın açıklaması yaptık.

Yataklı tedavi kurumları olan birimlerde, hastanelerde kolluk kuvvetlerinin olması gerektiğini vurguluyoruz. 10 yıldan fazla zamandır hastanelerimizde görev alan güvenlik birimleri özeldir, yasaları yoktur, yasal dayanaktan yoksun şekilde çalışıyorlar, olaylara müdahale etme yetkileri yoktur. Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’nda sağlık çalışanına görev başındayken şiddet uygulayanlarla ilgili yasal müeyyideler uygulanmasına yönelik bir düzenleme talep ediyoruz. Darp edilen kişiler şikayetlerde bulunuyorlar ama bu kişiler gündelik hayatlarında bu şiddete maruz kalmadılar, kamu görevi ifa derken bu şiddete maruz kaldılar. O yüzden bağlı oldukları kurumun ita amiri, başhekim, Yataklı Kurumlar Dairesi Müdürü, Müsteşar, Sağlık Bakanı kamu görevi sırasında uygulanan şiddetle ilgili kamu davası açacak şekilde şikayetçi olmalıdır. Bunu talep ediyoruz. Olayın üzerinden 3 gün geçtikten sonra biz açıklama yaptık, o günden bugüne kadar da hiç bir yetkiliden herhangi bir açıklama, tepki gelmedi.

“(Pilli’nin) Tek gündemi seçim”

Soru: Sağlık Bakanı ile görüştünüz mü?

Dr. Taşçıoğlu: 16 Ekim’de Tıp-İş Sendikası’nın genel kurulu yapıldı, yeni başkan ve yönetim kurulu seçildi. Daha sonra bildiğiniz gibi UBP’nin kurultay hesaplaşmaları, hükümet krizi, skandallar, sorunlar vardı. Yeni seçilen parti başkanı, hükümeti kurma görevini aldı, hükümeti kurdu. Sağlık Bakanlığı’nda devir teslim olacağı gün, 8 Kasım’da bir teknik kurul toplantısı için bakanlığa gitmiştik. O teknik kurul toplantısı Sayın Pilli tarafından “ben daha gelişmelere vakıf değilim, bu kurulu erteleyin” denilerek, ertelendi. Teknik Kurul’da görüşülecek olan konu, 2008 öncesi kamuya giren meslektaşlarımızın nöbet ücretlerine, 13. maaşlarına ve emekliliklerine yansımayan bir ödenek nedeniyle kendilerinin daha sonra kamuya girmiş hekimlere göre daha mağdur bir pozisyona düşmeleriydi. Sayın Pilli’nin göreve gelmesinin üzerinden bir aydan fazla zaman geçti ancak bu teknik kurul hala gerçekleşebilmiş değil. Teknik Kurul için gittiğimiz o gün Sayın Bakan’ı ayaküstü gördük, selamlaştık ve ayrıldık. Ertesi gün sabah sabah Sağlık Bakanı’na ulaşıp kendisinden randevu talep ettik. Bize iki kez randevu verdi ama kendi verdiği randevuya kendisi gelmedi. Daha sonra üçüncü kez Sağlık Bakanı’na ulaşıp randevu talep etmeye çalıştık, fakat Sayın Sağlık Bakanı, geçen bakanlık döneminde de olduğu gibi, sağlıkçılara, doktorlara, Tabipler Birliği’ne, Tabip Odası’na, Hekimler Sendikası’na mesafeli durmaya devam ediyor. Sağlık hizmeti sunumunun aksaklıklarını aktaracağımız, çözüm önerilerini gündeme getireceğimiz randevu taleplerine olumlu cevap vermiyor, anladığımız kadarıyla tek gündemi seçim...

“Pandemi hizmetlerinin sunumunda çok büyük sıkıntılar var”

Soru: Son zamanlarda COVİD vakaları artıyor, ölümler artıyor. Acil Durum Hastanesi’nin, yoğun bakımın dolduğu söyleniyor. Hastaların hemşire eksikliği nedeniyle beklediği yazılıyor. Kamu sağlık sistemi bu yükü kaldırabilecek mi? Pandemi yönetimiyle ilgili durumu nasıl görüyorsunuz?

Dr. Taşçıoğlu: Ülkemizde salgın Mart 2020’de başladı. O zamandan beri, ne pandemi hizmetleri ne de pandemi dışı diğer sağlık hizmetlerinin sunumu sağlık çalışanlarının ve sağlık çalışanları örgütlerinin arzuladığı şekilde seyretti. Sağlık Bakanlığı veya idareler, sağlık çalışanlarıyla, doktorlarla, iletişim , istişare içinde bu işi götürmeye pek niyetli olmadı. Acil Durum Hastanesi’nin yapımı ayrı sıkıntı oldu, çalışmaya başlaması ayrı bir sıkıntı oldu. Hala Yataklı Tedavi Kurumlar Dairesi Teşkilat Yasası’nda tanımlanmamış bir hastanede, aslında yasadışı olarak çalışıyoruz. Ama pandemi dönemindeyiz, çalışmak durumundayız.

Pandemi hizmetlerinin sunumunda çok büyük sıkıntılar var. Pozitif çıkan bütün vakaları Acil Durum Hastanesi’ne getirme zorunluluğu varmış gibi bir algı var, aslında öyle bir şey yok. Bütün ilçelerde PCR testi, aşılama yapılıyor. Pozitif çıkan vakaların yaşadıkları ilçelerde doktorlar tarafından muayenelerinin yapılıp, sadece yakın takip veya yatılı olarak tedavi edilmesi gerekenlerin Acil Durum Hastanesi’ne sevk edilmesi çok büyük bir sıkıntıyı çözer, Acil Durum Hastanesi’ndeki yığılmanın önüne geçer, personelin iş gücünün aşılmasına engel olur, çalışan personelin bulaş riskini azaltır. Sağlık Bakanlığı, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin neden böyle bir karar üretmediğine şaşırıyoruz. Biz bir anlamda virüsü ilçelerarası seyahat ettiriyoruz.

“Sürdürülmesi gereklilik arz eden, COVİD dışı sağlık hizmetleri sekteye uğruyor”

Acil Durum Hastanesi’nin şu anda yatak kapasitesi dolmak üzere, aslında sürekli doluyor, ertesi gün bir kaç kişi taburcu olunca boşalıyor. Yoğun bakım yatakları dolu, yetişmiş yoğun bakım hemşiresi yok. Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nde genel yoğun bakım servisindeki 10 yatak, peyderpey azaltıldı ve şu anda 6 yatak var. Pandemi dışı sürdürülmesi zorunlu sağlık hizmetlerinde yatak kapasitesi gözetilmelidir, bir gün hepimiz veya hepimizin yakınları yoğun bakıma ihtiyaç duyabilir. Pandemiye yatak ve yetişmiş hemşire aktarıldığı için sürdürülmesi gereklilik arz eden, COVİD dışı sağlık hizmetleri sekteye uğruyor. O zaman da özele sevk yapılıyor ve çok yüksek meblağlarda paralar ödeniyor, devlet maddi kayba uğratılıyor.

“Ağrı kesici yok, serum yok, kit yok”

Soru: Ancak diğer taraftan “para yok” deniyor, ilaç, malzeme, sağlık çalışanı sıkıntısı yaşanıyor.

Dr. Taşçıoğlu: Devletin hastanesinde ağrı kesici ateş düşürücü yok, serum yok, şeker ilacı yok, tansiyon ilacı yok, çocuk psikiyatrisinde kullanılan önemli bazı ilaçlar yok, romatoloji ilaçları yok. Kanser ilaçları zorlamayla temin ediliyor, eksiklik oluyor. Laboratuvarda kit yok. Ama özele yapılan sevkler için, iki ayda 5 milyon TL gibi bir meblağ ödenebiliyor. Kamu sağlık hizmetlerinin sunumu gerekli ise bunları düzenlemek gerekir.

Öte yandan, pandemi döneminde cansiperane çalışan sağlık çalışanlarının nöbet tutanlarına verilen yemek hakkı ellerinden alındı. Cuma sabah Sayın Başbakan Sucuoğlu ile ayak üstü bir randevu ayarladık, kısa süreli bir görüşmemiz oldu. Kendisine konuyu aktardık. “Nöbet tutuyorsunuz, devlet size nöbet parası veriyor? O yüzden size yemek vermeyeceğiz” denmişti, ancak 6 aydır doktorlara nöbet parası da verilmiyor. En son Haziran 2021 ödendi, Temmuz- Ağustos- Eylül- Ekim- Kasım aylarının ek mesaileri duruyor. Alınması gereken ek mesailer devalüasyon ve ekonomik kriz sebebiyle yüzde %30-35 oranında eridi. Ancak Pandemi Hastanesi’nde nöbet tutan doktorlara yemek veriliyor, bu ikili bir tutumdur. Sayın Başbakan yemek sorununun kısa sürede çözüleceği sözünü bize iletti.

Pandemi sürecinde bütün dünyada sağlık çalışanları el üstünde tutulup, ek ödenekler, ek imkanlar sağlanırken. ülkemizde hükümet edenler “sağlıkçıların hakkını ödeyemeyiz” diyorlar. Başbakan’a “sağlıkçıların hakkı ödenmez diyorsunuz ve gerçekten de ödemiyorsunuz” dedik. Birikmiş ek mesai ödeneklerimizin yasal mevzuatta belirlenen sınırları içerisinde ödenmesini talep ediyoruz. Ödenmediği takdirde eylemlilik haline geçeceğimizi de Sayın Başbakan’a bildirdik.

“Hem sendikal, hem de hukuki eylem”

Acil Servisler düzensiz çalışılan yerlerdir ve orada çalışan doktorlara, maaşlarına ilaveten, asgari ücretin %15’i kadar düzensiz çalışma ödeneği verilir. Acil serviste çalışan doktorlara düzensiz çalışma ödeneği yıllardır ödenmiyor. Biz hem sendikal eylem, hem de hukuki eylem olarak bunun takipçisi olacağız. Ek mesailerin de, düzensiz çalışma ödeneğinin de ödenmemesi anayasaya aykırıdır. Hiç kimseyi ücretini ödemeden çalıştıramazsınız.

Sosyal Güvenlik Yasası’na tabi çalışan ve ve yatırımları asgari ücret üzerinden yapılan kişilerin emekli maaşlarının asgari ücretin 3’te 2’si kadar olacağına dair bir ibare var. Bu Sayın Ersin Tatar’ın Maliye Bakanı olduğu dönemde alınan bir karardı. Günümüzde ekonomik yıkım yaşanırken, asgari ücret açlık sınırının altında kalmışken, yatırımları asgari ücret üzerinden yapılmış emeklilere, asgari ücretin üçte ikisi kadar maaş vermek, onları ölüme, açlığa sevketmek demektir. Eğer halkı, fakiri fukarayı, dar gelirliyi düşünüyorsak, bu konuda düzenleme yapmak gerektiğini Sayın Başbakan’a da sözlü olarak ifade ettik. Eylemlerimizde bunu da gündeme getireceğiz. Sadece sağlık çalışanlarının değil, toplumun genelini ilgilendiren konularda da sendikamız söz söyleme ödevi olduğunun farkındadır.

“Kamu eliyle verilemeyen sağlık hizmetleri sebebiyle özele çok büyük meblağlar ödeniyor”

Soru: 2022 Sağlık Bütçesi’yle ilgili değerlendirmeniz nedir?

Dr. Taşçıoğlu: Sağlık bütçesi genel bütçenin %8.8’i. AB ülkelerinde veya gelişmiş ülkelerde sağlık bütçesi bütçenin minimum %10-12’si kadardır, %14’e kadar çıkan ülkeler var. Bizim ülkemizde %12-13 olsa, bütçe %50 artar. Ancak ülkemizde yıllardır hükümetler tarafından sağlık hizmetlerinin geri bırakılması, sağlık hizmetlerindeki personel, doktor, ilaç, teknik teçhisat, ekipman, bina gibi ihtiyaçların geri bırakılması ve kamu eliyle verilemeyen sağlık hizmetlerinin özele sevki sebebiyle özele çok büyük meblağlar ödeniyor. Düşünün, bir özel hastaneye iki ayda 5 milyon TL verildiğinde, bu senede 30 milyon TL eder. 30 milyon TL ile neler yapılmaz ki... Sosyal devlet ilkesi gereği eğitim ve sağlık her vatandaşa eşit ve ücretsiz verilmelidir, devlet bunları özelleştiremez.

“Kaynak yaratma konusunda hükümet edenler bordroluların cebine elini uzatıyor”

Soru: Bu bütçeyle 2022 nasıl atlatılır?

Dr. Taşçıoğlu: Kaynak yaratma konusunda hükümet edenler bordroluların cebine elini uzatıyor. Zenginlerden bir kez olsun servet vergisi almayı düşünmüyor. Asgari ücret konusu ayrı bir sıkıntı. Asgari ücret bir işe girerken aldığınız en düşük ücrettir. Başta asgari ücretle işe girilir ama bütün çalışma hayatı boyunca asgari ücret verilemez. Neoliberal politikalar gereği toplumun % 60-70’inin asgari ücretle geçindiği ve patronların da mutlu olması istenen bir düzen var. Rum tarafında banka krizi yaşandığında mevduatlara ve servetlere belli bir traşlama yapıldı. Biz niye zenginlerimizden bir kez olsun servet vergisi almıyoruz?

“Sayın Bakan aşı karşıtı mı?”

Soru: COVİD’le ilgili aşılanmayla ilgili performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dr. Taşçıoğlu: Gerek sağlık hizmetleri, gerek pandemi sunum hizmetleri, gerekse aşılama hizmetleri, hepsi maalesef siyasetin gölgesinde... Olması gerektiği gibi değil. Sayın Sağlık Bakanı sağlık örgütlerini, Tabipler Birliği’ni, Tıp-İş’i, sağlıkta çalışanları muhatap kabul etmiyor, görüşmekten kaçınıyor. Ama aşı karşıtı kişi ve organizasyonlarla bir araya gelip, onlarla resmi olarak görüşmeler yapıyor. O zaman ben de soruyorum, ülkenin sağlığından sorumlu en üst ita amiri olarak Sayın Bakan aşı karşıtı mı? Doktor-hemşire düşmanı mı? Kendi toplumuna düşman mı? Bir taraftan aşı önereceksiniz, diğer taraftan sağlıkçılarla görüşmekten kaçınıp aşı karşıtlarıyla görüşeceksiniz. Aşılama hayat kurtarır. Aşı karşıtı kişiler bilimsel verilere dayanmayan, tıp dışı dergilerden derledikleri bilgilerle “aşı bunu yaptı, aşı öldürdü, aşı COVİD bulaştırdı” diyor. Aşıların içinde canlı virüs partikülü yok ki... Ama Sağlık Bakanı bunu bilimsel verilerle ortaya koyamıyor, aşı kayıtlarının doğru düzgün, olması gerektiği gibi tutulup tutulmadığı konusunda şüphelerimiz var. Eğer Sağlık Bakanı, “şu anda Acil Durum Hastanesi’nde yatan hastaların şu kadarı şu aşıdan, bu kadarı bu aşıdan tam doz aşılanmış” gibi bir açıklama yapmıyor, kaç kişinin kaç doz aşılandığını bilmiyoruz. Bir taraftan aşılamaya hız verilip, diğer taraftan da aşılı olsak bile maske, mesafe, hijyen kurallarına uyulması ve kapalı mekanlara girişlerde daha sıkı denetimler yapılması gerekir.

Her gün siyasilerin kendi seçmenleriyle kapalı mekanlarda maske, mesafe, hijyen kuralına uymadan bir araya gelip, yemek yiyip, seçim propagandası yaptığını görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı da aynısını yapıyor, kendisi sosyal bir insan, insanlarla bir araya gelmeyi çok seviyor. Bu kendisi için önemli bir haslet, fakat 20 metrekarelik bir alanda 15 kişiyle maske, mesafe, hijyen kurallarına uymadan durduğu zaman halkın kurallara uyması beklenemez. Halka örnek olmak gerekiyor.

“Acil servisler ülkemizin kanayan yarası”

Soru: Son olarak ne eklemek istersiniz?

Dr. Taşçıoğlu: 2017 yılından beri hekimler için münhal ilan edilmemişti, bizden önceki Tıp-İş yönetimi bu konuda çok aktif çalıştı, emek verdi. Yaklaşık 80 tane, ilk atama ve yükselme kadroları Temel Sağlık ve Yataklı Tedavi Kurumlar Dairesi’nde ilan edildi. Muhtemel 2022 yılında, seçim yasakları bittikten sonra sınavlar yapılıp arkadaşlarımız özlük ve emeklilik haklarına kavuşacak şekilde daha güvenceli, daha rahat çalışma imkanları bulacaklar. Yataklı Tedavi Kurumlar Dairesi Yasası’nda da bazı güncellemeler gerekiyor.

Acil servisler de ülkemizin kanayan yarası. Acil servislerin yasal çalışma düzeneğinin düzenlenmesi, oradaki kadroların belirlenmesi ve özlük haklarına sahip olan hekimlerin orada çalışması gerekiyor. Mecburi hizmet yapan uzman hekimler, uzmanlık alanlarının dışında acil servislerde çalıştırılmaya çalışılıyor. Mesela patoloji, cildiye, göz uzmanını acile koyup “kalp krizine bak” deniyor ve hataya açık bir durum yaratılıyor. Sağlık hizmeti alanın da, sağlık hizmetini verenin de mutlu olacağı bir düzen için acil servislere el atılması gerekiyor. Sorunların çözülüp, kadroların düzenlenip, özlük haklarının iyileştirildiği bir ortamda, acil servislerde hizmeti alanın da, hizmeti verenin de mutlu olacağı ve hataya daha az açık bir sistem olacaktır.

yd-destek-gorseli-2-454.jpg

Bu haber toplam 3426 defa okunmuştur