Tıp-İş: “Sağlıkçılarla iletişim kurmaktan kaçınan bir zihniyet ile sorunları nasıl çözeceğiz?”
Taşçıoğlu, “Pandemi şartlarında salgının hız kazandığı bir dönemde sağlık çalışanları ile iletişim kurmaktan kaçınan bir zihniyet ile sağlıktaki sorunları nasıl çözeceği merak konusu olmaya devam ediyor!” dedi.
Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası, Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin sendikaya iki hafta içinde iki kez randevu verip, hiçbirine gitmediğini belirterek bu durumu kınadı.
Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası Başkanı Dr. Mustafa Taşçıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, “Pandemi şartlarında salgının hız kazandığı bir dönemde sağlık çalışanları ile iletişim kurmaktan kaçınan bir zihniyet ile sağlıktaki sorunları nasıl çözeceği merak konusu olmaya devam ediyor!” dedi.
Sağlık sektöründeki emekçilerin çeşitli hakları ve sistemdeki aksaklıklara ilişkin detayları da paylaşan Taşçıoğlu, açıklamasında “Sağlık Bakanının hekim Sendikası ve hekim meslek örgütlerine düşmanlığı devam ediyor” ifadelerine de yer verdi.
Bazı uygulamaların devam ettiği takdirde sendikal eylemlerin kaçınılmaz olacağını kaydeden Taşçıoğlu, açıklamasına şu detaylara yer verdi:
“Özellikle 2000 yılından itibaren bir yılla sınırlı sözleşmeli kadrolar, süre sınırı kaldırılarak Kamu Hizmetleri Komisyonu ve gerekli sayı ile gerekli uzmanlık dallarının belirlendiği Teşkilat yasaları devre dışı bırakılmış geçici sözleşmeli kadrolar her geçen yıl artırılmıştır. Yataklı Tedavi Kurumları Dairesine ve Temel Sağlık Hizmetleri Dairesine bağlı birimlere 2017 yılından beri kalıcı hekim istihdamı gerçekleştirilmemiştir. 47/2010 sayılı yasadaki değişiklik ile kamuda yaratılan eşitsizlik yanında, Hekimler sözleşmeli, mecburi hizmetçi ve hizmet alımı olarak güvencesiz ve özlük haklarından mahrum çalıştırılmaya devam etmektedir. Yaratılan bu eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik adım atmanız konusunda ısrarlı olacağımızı belirtir, ilk adım olarak YTKD’da ilk atama 48, yükselme 7, TSHD’da ilk atama 10, yükselme 17 olmak üzere toplam 82 yetkisi alınmış kadronun ivedilikle münhal ilan edilmesini talep ederiz.
- Pandeminin devam ettiği koşullarda hekimler tüm özverileri ile gece gündüz çalışmaya devam ederken, Maliye Bakanlığı ile yemek firması arasındaki sözleşme öne sürülerek nöbet tutan hekimlere verilen ücretsiz yemek hakkı ortadan kaldırılmıştır. Acil Durum Hastanesinde çalışan personel, hemşire ve hekimlere ücretsiz yemek verilmeye devam edilirken yaratılan bu ikircikli tutum nöbet tutan hekimleri derinden üzmüştür. Bu durumun düzeltilip nöbet tutan tüm hekimlere ücretsiz yemek verilmesini talep ederiz.
- Pandemi sürecinde gerek Covid-19 sağlık hizmetleri, gerekse de Covid dışı sağlık hizmetleri kesintisiz olarak sürdürülmüştür. Tüm dünyada sağlık çalışanları ödenekleri arttırılıp el üstünde tutulurken, ülkemizde sağlık çalışanları nöbet hizmeti karşılığı olan ek mesai ücretleri yasa dışı bir şekilde geciktirilerek 5-6 ay geriden ödenmektedir. İvedilikle ek mesai ödemelerinin yasada belirtildiği sürede yapılmasını talep ederiz.
- YTKD ve TSHD yasalarında gerekli güncellemeler yapılamadığından sağlık bakanlığına bağlı başta acil servisler olmak üzere, hem çalışanlar, hem de hizmet alanlar için sorunlar giderek artmaktadır. Acil servis hizmetleri tanımı teşkilat yasalarında belirtildiği, klinik şefi kadrosu oluşturulduğu halde gerekli yasal düzenleme yapılmadığından geçici sözleşmeli keyfi atamalar ve görevlendirilmelerle sürdürülmeye çalışılmaktadır. Ülkemiz koşullarına uygun ulusal bir acil hizmetler sisteminin oluşturulması gerekmektedir. Bunun yanında kadroların ve çalışma şartlarının revize edilerek iyileştirmeler yapılması, acil servislerin daha iyi hizmet verebilmesi için şarttır. Şu anda acil serviste çalışan hekimlerin neredeyse tamamına ödenmemiş olan düzensiz çalışma ödeneklerinin bir an önce yapılmasını talep ederiz.
- Acil servislerdeki kadro ve çalışacak hekim sıkıntısı nedeni ile sözleşmeli çalışan uzman hekimlere çalıştıkları hastanenin başhekimleri tarafından uzmanlık alanları dışında acil servis nöbetleri tutturulmaya zorlanmaktadırlar. Bu durum YTKD yasasına ve kamu sağlık çalışanları yasasına aykırı olması yanı sıra tıbbi hatalara yol açma riski olan bir tutumdur.
- Keyfi görevlendirmeler ile kamu sağlık çalışanlarının görev yerleri değiştirilerek çalışmakta olduğu birimlerce sürdürülen sağlık hizmetleri sekteye uğratılmaktadır. Bu durum hastalara verilecek hizmetin verilememesine ve özele sevk ile devletin maddi kaybına yol açmaktadır. Bu keyfi uygulamalara bir an önce son verilmesi gerekmektedir. Bu ve buna benzer uygulamalar devam ettiği takdirde sendikal eylemlerin kaçınılmaz olacağını bilmenizi isteriz.
- 2008 yılında TC-KKTC arasında imzalanan sağlık alanında iş birliği antlaşmasına göre KKTC’ye tanınan kontenjanlarla yarı zamanlı ve/veya tam zamanlı ihtisasını tamamlayan KKTC vatandaşı olan hekimler (çifte uyruklu olanlar dahil) mecburi hizmetlerini KKTC’de yapmaktadırlar. Türkiye Cumhuriyeti’nde pratisyen hekimlere de mecburi hizmet uygulaması olduğundan özellikle çift uyruklu KKTC vatandaşı pratisyen hekimlere kendi istekleri dışında Türkiye’de mecburi hizmetlerini yapmak üzere tayin edilmektedirler. TC-KKTC arasında imzalanan sağlık alanında iş birliği antlaşmasına eklenecek bir madde ile Türkiye’de mecburi hizmet yapmak zorunda kalan çift uyruklu KKTC vatandaşı pratisyen hekimlerin KKTC’de mecburi hizmetlerini yapmaları sağlanmalı ve bu sayede sağlık bakanlığının ihtiyaç duyduğu pratisyen hekim açığı bir nebze de olsa giderilecektir.
- Hükümetlerin iş birliği protokolleri adı altında, sağlığı kaosa sürükleyen politika ve uygulamaları ile ortaya çıkan aksaklıkların ve tüm olumsuzlukların faturası hekimlere ve diğer sağlık çalışanlarına ödetilmeye çalışılmaktadır. Sendikamız hükümeti ve siyaset kurumunu, acil hizmetlerin ülkemiz koşullarına uygun bir kalıcı sisteme kavuşturulmasından başlanarak, kamu sağlık hizmetlerinin yeterli hale getirecek ve hasta sevklerini ortadan kaldıracak politikalar üretmeye davet etmektedir. Bu konuda atılacak her olumlu adıma destekleyeceğimizi belirtir çalışmalarınızda başarılar dileriz.”