1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. “TL” nin bu haliyle hangi ilk ev, hangi araba?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

“TL” nin bu haliyle hangi ilk ev, hangi araba?

A+A-

Türk Lirası'nın erime süreci devam ediyor ve bunu kanıksadık.
Çaresizlik içinde kabullendik açıkçası…

Türkiye'de ne faizleri artırsalar önüne geçiliyor bunun ne de bakanları değişseler...
Avrupa Birliği üyesi yeni bir Kıbrıs’ı tümüyle unutturmaya çalışıyorlar.
Euro’yu konuşmuyorlar dahi…

1 Sterlin, 38 Türk Lirası oldu.
40’a doğru yol alıyor.
Kredi paketleri açıklıyorlar, buna karşın…
“İlk evim…”
Kim alabilir?

Kıbrıs’ın kuzeyinde bir gencin yeni bir ev değil sadece…
Yeni bir araba alabilmesi de hayal oldu şimdi…
Bugünkü şartlarda dünyaya üç beş kez gelmesi, ömrünce çalışması, kazandığı paranın tümünü her gün döviz yapması ve belki bir araba sahibi olabilmesi mümkün!

***

Lefkoşa'da 2+1 daire satın alacak olsa bir genç...
Tek çocuk yapacak bu zamanda çaresiz!
Diyelim ki 65 bin sterlin...
2.4 milyon Türk Lirası'na denk geliyor!
"İlk Evim Kredi Paketi" zaten "1.6 milyon TL'yi geçmemek kaydıyla" diyor.

***

Diyelim ki bu yeni pakete başvurdunuz, “ilk ev” için…
1.6 milyon TL borç alacaksınız – ki o paraya yeni bir ev nerede bulacaksınız…-
Yüzde 21 yıllık faiz…
10 yıl vade…
Her ay 33 bin 34 TL 94 kuruş aylık taksit ödemeniz gerekiyor.

Öyle anlaşılıyor ki bu paketle Ünal bey ve dostları ayrıca zenginler çocuklarına yeni ev alacaklar.
Bir genç, her ay, 33 bin TL taksit nasıl ödeyebilir, bunu bize bir anlatsalar…

***
Dahası var…
Örneğin Girne’de 65 metrekare 1 + 1 konutun aylık kirası 500 sterlin!
19 bin TL.
“KKTC”de asgari net asgari ücret 15.750,00 TL!

tl-nin-bu-haliyle-hangi.jpg


“Büyük olunca güzeldir.”

“Büyük olunca güzeldir.”
Değildir!
Yeni Ercan Havaalanı bu derin yanılgıyı bir daha anımsattı.
Hani alelacele gerçekleşen açılışın ardından ilk kez gittim ve hayalet havaalanı gerçeğiyle yüzleştim.
İsraf!
Abartı!
İhtiyaç ötesi ve asla öncelik olmayan bir yatırım!

En büyük havaalanı…
En büyük cami…
En büyük külliye…
En büyük gelecek belirsizliği, sıradanlık, yalnızlık!

Şair Neşe Yaşın’ın sözüyle, Her şeyin bir cilalı imaj, bir göstergeden ibaret olduğu bu sahtelikler çağında derin yanılgılar içinde bocalıyoruz…”

***

Kıbrıs’ın kuzeyine iki buçuk havayolu şirketi uçuyor zaten…
Üstelik dünyaya açılmak gibi bir siyaset de yok.
Tam aksine…
Kıbrıslı Türkleri siyasi özne konumundan ve uluslararası toplumdan her gün biraz daha uzaklaştıran mevcut siyaset yalnızlığı dayatıyor.

Böylesi bir ortamda gerçekleşen bu heyula proje işlevsellikten uzak tam bir savurganlık yığını olarak duruyor.

***

Saat 11’de gelecek uçak 02.30’a sarkınca ilk kez gittiğim yeni havaalanını gezdim. Koskoca koridorlar kimsesizler yurdunu andırıyor; ne oturacak yer yapmışlar, ne yolcunuzu bekleyecek salon… Tek bir cafe var, sandalyeler üzerinde insanlar iki büklüm uyuyor, ince belli bardakta tek bir çay 97 liraya servis ediliyor.

Yeni havaalanında insanın kendini yaşadığı ülkeye yabancı hissetmesi için ne gerekiyorsa esirgenmemiş (!)

***

İhtiyaç ötesi gösterişe, ihtişama, büyüklüğe değil kaliteli bir sadeliğe, mütevazı ama çağdaş yapılara ihtiyacımız var bizim…

Yıllar yıllar önce Lefkoşa Atatürk Stadı da aynı mantıkla yapıldı.
Büyük ama gereksiz…
Tuvalet ve duşları iğrenç, soyunma odaları utanç halinde, skorbordu genelde arızalı, 25 bin kişilik stadyumda yüz elli kişi izliyor maçları ve hem bakımı zor, hem kullanımı…

Tek bir uluslararası maç yapılamıyor en önemlisi…

Büyük mü?
Öyle!
“Yapılacak” demiş birileri yapılmış da…
Bakılamamış…
İhtiyaç bu muydu?
Elbette değildi!

Asıl sorun da bu değil mi?
Kendi önceliklerimize karar veremiyoruz.
Kendi geleceğimiz hakkında plan yapamıyoruz.
Kendi kurallarımızı koyamadığımız bir ülkede yaşıyoruz.
Tam bir iradesizlik, tam bir iktidarsızlık, tam bir biçarelik hali...

***

Ercan’ı geziyorum… Daha girişte tabela sizi park yerine yönlendiriyor ama oradan ana terminale ulaşmanız için sezgilerinize güvenmeniz gerekiyor. Çıplak kablolar fışkırıyor duvarlardan… Yürüyen merdiven duruyor… Ayaklarınızın içinden sular akıyor.

“Mescit”i gösteren tabelanın kumarhane reklamlarıyla flörtüne acı tebessümle bakıyor insan… Her yer “rulet” kokuyor zaten…

Böylesi bir havaalanı değildi ihtiyacımız. Çok daha butik, şirin, sıcak, fonksiyonel, kullanılabilir bir sonuç üretilebilirdi. Üstelik eskisi ihtiyaca yetiyordu. Yeni teknolojilerle geliştirilir, uçakların indiği alan büyütülür, buraya harcanacak milyonlarla da ülkenin öncelikli ihtiyaçları karşılanabilirdi.
Olmadı!
Yeni bir ihtişamlı “hayalet” yaratıldı.
Turistin çoğu da karadan, geçiş noktalarından geliyor zaten!

ercan-1-001.jpg ercan-2.jpg


Demek istediği!

Üstel, “Bu coğrafyada huzur ve güven içerisinde yaşıyorsak, ana vatanımız sayesinde” demiş, TC Başkan Yardımcısı ile ortak basın toplantısında…
Açık ve net: Huzur ve güven içerisinde yaşamıyoruz!
Üstel’in demek istediği şu sanırım:
“KKTC Başbakanı olarak huzur ve güven içerisinde bu makama getirilmişsem, ana vatan sayesinde…”

unal-ustel-cevdet-yilmaz-001.jpg

Bu yazı toplam 2190 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar