TL ‘PUL’ OLDU
Dövizin ‘ateşi’ düşmüyor, Türk Lirası eriyor, ekonomist ve finans uzmanları uyarıyor: “Vergilerde iyileştirme yapılabilir”
Nami: ‘Harçları TL’ye çevirmek yönünde anlayış birliği vardır”
Ekonomi Bakanı Nami’den YENİDÜZEN’e: “Bakanlar Kurulu’nda da bu meseleyi görüşeceğiz, devletin döviz temelinde aldığı harçların öncelikle tümünün belirlenmesi gerekiyor. Döviz temelli harçların Türk Lirası’na çevrilmesi için hükümette bir anlayış birliği vardır.”
Didem MENTEŞ
Dövizdeki dalgalanma ve Türk Lirası’ndaki erime süreci hayatı olumsuz etkiliyor. Kıbrıs’ta dövizin yaygın kullanılması, yatırımcı ve yurttaşların endişelerini artırıyor. Döviz borcu bulunan iş insanları ve yurttaşlar büyük bir gelecek belirsizliği yaşarken, hükümet de atabileceği adımları görüşüyor.
Ekonomi Bakanı Özdil Nami, YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamada “Döviz temelli harçların Türk Lirası’na çevrilmesi yönünde hükümetin anlayış birliği içerisinde olduğunu” belirtti.
Nami, Türk Lirası ve dövizdeki dalgalanmaya yönelik uzun soluklu bir çalışmanın da gerekliliğine işaret etti.
Nami şunları söyledi: “Bakanlar Kurulu’nda da bu meseleyi görüşeceğiz, devletin döviz temelinde aldığı harçların öncelikle tümünün belirlenmesi gerekiyor. Ortaya kapsamlı bir döküm çıkması ile birlikte döviz temelli harçların Türk Lirası’na çevrilmesi için hükümette bir anlayış birliği vardır.”
Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, ülkeye döviz girdisinin artırılması, bankalardan Türk Lirası üzerinden kredilendirmenin teşvik edilmesi ve TL faiz oranlarının daha aşağıya çekilmesi gibi uzun soluklu çalışmaların da gündemlerinde olduğunu sözlerine ekledi.
Uzmanlar: Harçlar TL’ye çevrilmeli
Türkiye’deki siyasi gelişmeler ve Amerika’daki faiz oranlarının artışı nedeniyle Türk Lirası günden güne değer kaybederken, döviz rekora koşuyor.
YENİDÜZEN’e konuşan ekonomi ve finans uzmanları, ‘döviz artışının bu kez daha şiddetli gittiği ve hız kazanacağı’ noktasında birleşirken, hükümetin alabileceği önlemlere dikkat çekti.
Bütçenin el vermesi durumunda Hükümet tarafından alınan harçların Türk Lirası’na çevrilebileceğine işaret eden uzmanlar, ülkeye ithal edilen ürünlerde de vergi oranlarında bazı iyileştirmeler yapılabileceğini belirtti.
Ekonomist Prof. Dr. Mustafa Besim:
“Bütçe imkan verirse hükümet harçları TL’ye çevirebilir”
Ekonomist Prof. Dr. Mustafa Besim, geçen hafta uluslararası kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’nin kredi puanını düşürmesi ve olumsuz rapor yayınlamasının, Türk Lirası’nın değer kaybını tetiklediğine dikkat çekti.
Besim, “Türkiye’nin puanının düşürülmesi ile zaten kırılgan olan ekonomisi, bütçe disiplinin de kaybolması ile bu sonuca zemin hazırladı” diye konuştu.
Türkiye’nin ekonomik yapı olarak çok kırılgan bir yapıda olduğunu, bölgedeki siyasi gelişmelerin de doğal olarak ekonomiyi ve yatırımcıları olumsuz etkilediğini aktaran Besim, böylesi raporların açıklanmasından sonra kurun artış göstermesinin normal olduğunu vurguladı.
Döviz kurunun artışının bu kez daha şiddetli gittiğine işaret eden Besim, “artışın nereye varacağını kestirmek zor” dedi.
Türkiye’nin bu yapısında bunların beklenen şeyler olduğunu aktaran Besim, “Birkaç senedir Türkiye Hükümetleri ile Merkez Bankası arasında bir uyumsuzluk vardır. Merkez Bankası biraz daha fazla ekonomiye ısındığı ve enflasyon sorunu olduğu için faizleri artırma görüşündedir. Merkez Bankası ‘faizleri biraz artıralım ekonomiyi yavaşlatalım’ görüşündedir ancak Türkiye Hükümeti bu görüşte değil. Hükümet ‘biz faizleri daha fazla nasıl düşüreceğiz’ niyetindedir. Dolayısıyla Merkez Bankası faizleri net bir şekilde yükseltmediği için ekonomi ısınmaya devam ediyor. İthalat, bu inşaat sektörü sonucu itibariyle çok fazla geldi ve açık oluştu. Bundan dolayı Türkiye’de kırılgan bir yapı var. Bu kırılgan yapı da böyle haberler çıkınca kurun fırlamasına neden oldu” dedi.
“Bankacılık sektöründe döviz cinsinden kredi vermede bazı kısıtlamalar getirilebilir”
Ekonomist Mustafa Besim, dövizin yükselmesi karşısında KKTC Hükümetinin yapabileceği pek bir şey olmadığının altını çizerek, “Biz Türk Lirası bölgesindeyiz ama Türk Lirasının değerlenmesi ya da yönetim konusunda gücümüz yoktur” dedi. KKTC Hükümetinin dövizin yükselmesi karşısında alabileceği tedbirlere dikkat çeken Besim, bütçe imkanları el verdiğince hükümetin gerek tapu gerek gümrük gibi işlemlerini yavaşça Türk Lirası’na çevirmesi vatandaşı biraz olsun rahatlatacağını vurguladı.
Besim, ayrıca Hükümet ile Merkez Bankası’nın yakın çalışarak özellikle bankacılık sektöründe döviz cinsinden kredi vermede bazı kısıtlamalar getirmesi gerektiğini vurguladı.
“Kısıtlama getirilebilir”
Besim, şöyle konuştu:
“Bu döviz vermede yabancı parayı yasaklama değil, kısıtlama düşünülebilir. Bunu da iş insanlarına değil normal hane halkından kredi alacak olanlara yönelik uygulayabilirler. Eğer bir bireyin döviz cinsinden geliri varsa, varlık durumu da iyiyse o zaman döviz cinsinden kredi vermeye müsaade edilebilir. Ama hiç döviz cinsinden geliri olmayan, varlık durumu iyi olmayan sabit gelirli bir kişinin döviz cinsinden kredi alması engellenmelidir. Tabii ithalat yapan işletmeler döviz cinsinden kredi almak isteyeceklerdir, onlara engel getirilmemelidir. Yani döviz kredisi aldığından ödeme kapasitesi, ödeyebilme birikimi ve yapısı olanlara dövizin kredi olarak verilebilir. Eğer bu yapılırsa ileride en azından döviz kredisi alanların miktarı azalır. Bu da dalgalanmalarda sabit gelirlileri olumsuz etkilemez”
Finans uzmanı Ercan Ayfer:
“Merkez Bankası bazı kat sayılarda indirim yapabilir”
Nova Bank Genel Müdür Yardımcısı, finans uzmanı Ercan Ayfer, dövizdeki hareketin hem Türkiye’deki siyasi durumdan hem de konjonktür olarak ABD’deki faiz oranlarının artışından kaynaklandığını belirtti. Önümüzdeki dönemlerde artışın hız kazanabileceğine dikkat çeken Ayfer, “Avrupa Birliği ile İngiltere arasındaki Brexit görüşmeleri bugün itibariyle açıklandı, olumlu bir şekilde nihayete erdi. Dolayısıyla İngiliz sterlini açısından değerlenmeye neden oldu. Dolayısıyla sterlin bugün TL cinsinden 5.53’lere kadar çıktı. Adamızdaki hareket önümüzdeki dönemlerde de hız kazanabilir. Beklentim 6 seviyelerini görmesi yönünde. Konjonktür olarak kur artışlarının temel nedeni Amerika kaynaklı ve yurt dışındaki paranın maliyetinin artmasından kaynaklanıyor” dedi.
“Tarafların bir araya gelip sorunlar masaya yatırılmalı”
Ülke ekonomisini ithalatla ayakta tutulduğunu, yurt dışından mal ve hizmet alındığını anımsatan Ayfer, dolayısıyla ülkede kur hassasiyetinin çok fazla olduğunu vurguladı. Ülke insanının hiç borcu olmasa bile bütün mal ve hizmet alımlarının büyük kısmının döviz cinsinden olmasının enflasyonu yarattığını belirten Ayfer, “maalesef gelirlerimiz kur artışı oranlarında artmadığı için satın alma gücü son dönemlerde ciddi anlamda etkilenmeye başladı” dedi.
Alınabilecek önlemlere de dikkat çeken Ercan Ayfer, özellikle tarafları bir araya getirebilecek inisiyatif alınmasını önemsediğini vurguladı.
Ayfer, şunları aktardı:
“Ekonomi Bakanlığı bünyesinde, ülkedeki ekonomik şartların daha da kötüye gideceği yönünde izlenimler varsa, önlemler alınması için toplantılar düzenlenebilir. Bankalar ve borçlu firmaların bir masa etrafında toplanarak çözüm üretilmesi gerekiyor.”
Merkez Bankası’nın bazı kat sayılarda indirim yapabileceğine dikkat çeken Ayfer, “ithal ürünlerde olsun bunun fiyatlara yansımasını büyük miktarda önleyebilirler. Bu tedbirleri almak için atılacak tek bir adım bile toplum açısından olumlu bir izlenim yaratabilir. Ekonomi Bakanlığı, sanayi odaları, inşaatçılar birliği, bankalar, kamu gibi tarafların bir araya gelmesiyle sorunlar masada tespit edilerek çözüm önerileri aranabilir ve bu konuda ivedilikle önlem alınır.” dedi.
“İthal ürün vergilerinde iyileştirme yapılabilir”
Kamu dairelerinde tüm işlemlerin TL üzerinden yapılmasının bir öneri olabileceğini söyleyen Ayfer, ancak ev, arsa gibi piyasadaki fiyatların sterlin üzerinden olduğu için satıcı ve alıcının sterlin üzerinden o günkü kurla TL’ye dönüştürmesinin çok bir şey fark ettirmeyeceğini belirtti.
Aradaki kur farkının artmasının, kamuda yabancı para üzerinden olan işlemleri TL’ye dönüştürmenin bir çözüm olmayacağını aktaran Ayfer, “kurun TL’ye karşılık gelen cinsinden işlem yapılacağı için kurun yansımasını birebir göreceğiz” dedi.
Önemli olanın kamunun, inşaat, gıda gibi ithal ürünlerdeki vergi oranlarında biraz iyileştirme yapılabileceğine işaret eden Ayfer, “bunlar konuşulması gereken konulardır. Kamunun da bir maliyesi var, buna uymak zorunda. Her taraf kendi içerisinde özveride bulunacak ki ülke ekonomisini ayakta tutabilelim” şeklinde konuştu.