‘TL’ yoğun bakımda
Döviz dün son zamanların en yüksek rakamlarına ulaştı, Türk Lirası (TL) karşısında olağanüstü değer kazandı. Sterlin 9’a dayanırken, Euro 7,73’ü buldu. Dolar ise, son 22 ayda en yüksek seviyesini görerek 7,15’e çıktı.
Dila ŞİMŞEK
Döviz, Türk Lirası karşısında olağanüstü değer kazandı, salgınla birlikte yaşanan ‘ekonomik yıkım’ büyüdü. Döviz kurları, dün son zamanların en yüksek rakamlarına ulaştı, Türk Lirası adeta eridi. Sterlin 9’a dayanırken, Euro 7,73’ü buldu; Dolar ise, son 22 ayda en yüksek seviyesini görerek 7,15’e ulaştı.
YENİDÜZEN’e konuşan ekonomistler, ‘elimizden bir şey gelmez’ diyerek, karamsar mesajlar verdi. Uzmanlar, ekonominin bu süreçten olumsuz etkilenmeye devam edeceğini belirterek, enflasyonun artmasının kaçınılmaz olduğunu anlattı.
Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın acilen dış kaynağa ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, ‘swap’ (iki devletin maddi takasta bulunması) anlaşması yapacak banka aradıklarına işaret etti.
Swap anlaşması veya IMF’den borçlanılması yollarına gidilmesi gerektiğinin altını çizen ekonomistler, aksi takdirde çok daha ‘kötü’ günler yaşayacağımızı söyledi.
2019’la 2020 arasında ‘uçurum’ fark…
KKTC Merkez Bankası’nın döviz kurları verilerine göre, 7 Ocak 2019’da 6,88 olan Sterlin, 7 Ocak 2020’de 7,86’yı gördü. Aynı tarihte 2019’da 6,18 olan Euro, 2020’de 6,69’a ulaştı.
Dolar ise, 5,42’den 5,98’e tırmandı.
2019’un Nisan ayında Sterlin 7,35’ken, 2020’de 8,34’e yükseldi.
Euro da artışa geçerek, 6,30’dan 7,32’ye fırladı. Dolar 2019’un Nisan ayında 5,61’yken, 2020’nin Nisan’ında 6,77 oldu.
Son zamanların en büyük yükselişi ise 2020’nin Mayıs ayında yaşandı. 7 Mayıs 2019’da Sterlin 7,89, Euro 6,72, Dolar ise 6,01 olarak kayıtlara geçmişti. 7 Mayıs 2020’de (dün) Sterlin 8,88’e tırmandı. Euro 7,73’e fırlarken, Dolar 7,15’ten işlem görerek son 22 ayın zirvesini gördü.
* Tabloda verilen döviz kurları, KKTC Merkez Bankası’ndan yararlanarak hazırlanmıştır.
Dolar en son 22 ay önce bu seviyelerde görülmüştü...
Hafta başından bu yana sert bir şekilde yükselişe geçen dolar/TL kuru, dün sabah 7,15'i aşarak tarihi zirvesini yeniledi. Haftaya 7 liranın hemen üzerinde başladıktan sonra Merkez Bankası'nın swap düzenlemesinin ardından yukarı yönlü hareketini güçlendiren dolar/TL kuru, gece yarısı 7,20 liraya kadar tırmandı.
Dolar/TL'de, 13 Ağustos 2018'de de 7,24 seviyesi görülmüştü.
Piyasada dış veri gündemi ve TCMB'nin haftalık verileri takip edilirken yeni bir dış kaynak sağlanıp sağlanamayacağı sorusu ise piyasanın ana gündemini oluşturmaya devam ediyor.
Ekonomist Erdal Güryay:
“Döviz patlayacak, biz izleyeceğiz”
Ekonomist Erdal Güryay, Türkiye’de Merkez Bankasının rezervlerini neredeyse tüketmek üzere olduğunu söyledi. Türkiye’nin yurtdışından ithalat yaptığını ve dövize ihtiyacı olduğunu kaydeden Güryay, sıcak paraya ihtiyaç duyulduğunu ancak piyasada TL’nin bol, dövizin az olduğunu ifade etti. Güryay, Türkiye’nin zaten risk grubunda ilerlediğini ve dış borçlanmada %6’lık ‘ek’ faizi olduğunu hatırlattı. Güryay, “Döviz kurları çok daha yükselecek, ekonomi kötüye gidecektir. Doların 9, Euronun 10, Sterlinin ise 12’ye dayanacağını düşünüyorum. Bizim elimiz kolumuz bağlı, izliyoruz. Tek suçumuz Türk Lirası kullanmak. Ancak TL kullanmamıza rağmen ticaretimizi dövizle yapıyoruz. Fiyatlar artıyor, döviz ise patlayacak. Ama yapacak bir şeyimiz maalesef yok…” dedi.
Ekonomist Mertkan Hamit:
“Döviz stoku 30 milyar dolar eridi”
Ekonomist Mertkan Hamit, yaşanan kur krizinin COVID19 önlemlerinin küresel anlamda ekonomiye olan etkileri ile açıklanabileceğini söyledi. Küresel talebin azalmasının, Türkiye’nin ihraç gelirlerini de etkilediğini belirtti, bunun da ülkedeki döviz kurlarında oynaklığa sebep olduğuna işaret etti.
Tek sorunun COVID19 olmadığını ifade eden Mertkan Hamit, uzun süredir Türkiye ekonomisinde temel sorunlar olduğunu dile getirdi. Özellikle bankacılık ve finans sektörünün spekülatif sermaye hareketlerine yönelik bazı önlemler aldığını anlatan Hamit, “Bu önlemleri en basit biçimde, birilerinin oyun oynanırken oyunun kurallarını değiştirmesi biçiminde yorumlayabiliriz. Bu kuralları değiştirerek, savunma yapma hamlelerinin gerçekleşmesi risklerin arttığı şeklinde yorumlanıyor. Bu da yabancıların menkul kıymetlerini satması ile sonuçlanıyor. 30 Nisan haftasında 245,5 milyon dolarlık hisse senedi satıldı” diye konuştu.
Hamit sözlerine şöyle devam etti: “Bunun yanında merkez bankası iki politika aracı daha kullanıyor. Bunlardan birincisi, döviz rezervlerini satışa çıkarıyor. Geçen hafta sadece 1,2 milyar dolar piyasaya verildi. Döviz rezervi 51 milyar seviyesine geriledi. 2019 yılı sonunda bu rakam 81 milyar 240 milyon seviyesindeydi. Yani bir yıl içinde döviz stoku 30 milyar dolar eridi. Bu rakam piyasaya sürüldü ancak piyasada dolaşmadı, bir kısmı altına bir kısmı ise Türkiye dışına çıktı. Yılın 4 ayında azalan rakam şu an mevcut stokun yarısından fazla. Başka bir deyişle bu hızla yılsonuna kadar rezervin kontrolünü kaybetme kuşkusu oluşuyor. Bu da doğal olarak azalan para biriminin fiyatının artması ile sonuçlanıyor.
Tüm bunların yanında, bir de Merkez Bankasının Parasal Genişleme (Quantitative Easing) yapması da söz konusu. Bu para basma olarak da söyleniyor ama cümle anlamındaki gibi karşılıksız para basmak değil ancak uzun dönemli teminat karşılığı para yaratma işlemi gibi bir yöntem.Şu an yapısal olarak bir tarafta rezerv döviz stokunun azaldığı, diğer tarafta Türk lirasının piyasada bollaştığı bir süreç yaşıyoruz. Bunlar eş zamanlı olunca hem TL'nin değeri azalıyor; ekonomik kırılganlıklarla birleşince de mevcut tablo ortaya çıkıyor. Eğer Türkiye uluslararası SWAP anlaşmalarında başarı sağlayamaz ve IMF yoluna da girmezse, daha kötü günlere de hazırlıklı olmak gerek.”
Ekonomist Dr. Ayşem Çelebi:
“Enflasyon artacak, döviz yükselmeye devam edecek”
Ekonomist Dr. Ayşem Çelebi, dünya genelinde kriz olduğunu, sadece güçlü ekonomilerin ayakta kalabileceğini söyledi. Çelebi, güçlü ekonomilerin para birimlerinin istikrarını koruyabileceğini, ancak dışa bağımlı ülkelerin şimdiden krize girdiğini kaydetti. Turizm ve ihracat yokluğunda cari açığın büyüyeceğini ifade eden Dr. Çelebi, enflasyonun artacağını ve dövizin yükselmeye devam edeceğini dile getirdi. Salgın öncesi Türkiye’de zaten ekonomik krize çok yaklaşıldığını belirten Çelebi, salgının bu krizi tetiklediğini ekledi.
Çelebi şu şekilde konuştu:
“TC Merkez Bankası uzun yıllardır, döviz kurlarını kontrol edebilmek için sürekli piyasaya gereksiz bir şekilde müdahale edip dolar satıp TL alıyordu. Fakat gelinen durumda merkez bankasının döviz rezervleri eridi ve artık piyasaya müdahale etme gücü kalmadı, o yüzden kriz beklentisiyle de herkes dövize kaçmaya ve TL mevzuatlarını dolar veya Euro cinsinden hesaplara aktarmaya devam ediyorlar. Yani, korkudan dolayı TC ekonomisinden TL’den dövize doğru bir kaçış var.
Bu sebeple, döviz hızlı bir şekilde yükselmeye başladı. TC Hükümetinin acilen dış kaynak bulması gerekiyor. Swap anlaşması yapacak başka bir merkez bankası arıyorlar, fakat S-400 krizinden dolayı ABD buna yaklaşmıyor. TC, IMF’ye de gitmek istemiyor (daha önce: IMF’ye bile borç verecek durumdayız demişlerdi).
Swap anlaşması yapacak başka bir merkez bankası dahi bulsalar, bu sadece geçici bir suni teneffüs olacaktır. Reel sektörü canlandıracak ve ihracatı kamçılayacak acil bir çözüm bulunmazsa, TC bu yılı çok daha kötü bitirecek. Zira bu yıl artık dünya genelinde turizm faaliyeti ve turizm gelirleri yok. Ki, TC’de cari işlemler açığını turizm gelirleri kapatıyordu yıllarca…
Sonuçta, döviz salgın sonrası daha hızlı yükselişe geçecek, eğer swap yapılırsa, bu hızlı yükseliş geçici olarak kısa süreliğine durdurulabilir. Döviz yükseldikçe, enflasyon da yükselecek.”