1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “TMK etkin şekilde çalışıyor”
“TMK etkin şekilde çalışıyor”

“TMK etkin şekilde çalışıyor”

2006-2021 yılları arasında Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) Başkanı olarak görev yapan Ayfer Said Erkmen, TMK’nın etkin iç hukuk yolu olmaktan çıkarılması tehlikesi olduğunu düşünmediğini söyledi

A+A-

Ödül AŞIK ÜLKER

Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) eski Başkanı Ayfer Said Erkmen, TMK’nın çok değerli olduğunu söyleyerek, “TMK, bize altın tepside sunulan bir fırsattır. AİHM, TMK’yı iç hukuk yolu kabul ederek, Kıbrıs Türk tarafına kısmi bir egemenlik sağlamış, 1 milyon 450 bin dönüm üzerinde karar verme yetkisini Kıbrıs Türk tarafına vermiştir. Bu çok önemlidir, bunu küçümsememeliyiz” diye konuştu.

TMK’nın etkin bir şekilde çalıştığını vurgulayan Erkmen, TMK’nın çalışmalarının da değerlendirileceği, 17-19 Eylül tarihlerinde yapılacak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nden olumsuz bir karar çıkmasını beklemediğini kaydetti.

2006-2021 yılları arasında TMK Başkanı olarak görev yapan Erkmen,“TMK’nın etkin iç hukuk yolu olmaktan çıkarılması tehlikesi olduğunu düşünmüyorum çünkü AİHM TMK’yı devreden çıkarıp, bütün davaların tamamının kendisine gelmesini istemez. Kısaca olumsuz bir karar çıkacağını sanmıyorum. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi belirli dönemlerde AİHMde nezdinde bu gibi girişimler yapıyor ancak bir netice alamıyor” diye konuştu.

 

Prosedür...

Soru: TMK’nın işleyişi hakkında bilgi verir misiniz?

Erkmen: Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK), daha önce Mal Tazmin Komisyonu idi ve kapasitesi sadece tazminat kararı almaktı. AİHM bunu benimsemedi, görev kapsamında iade ve takas da olması gerektiğini belirtti. 2005’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Xenides-Arestis v. Turkey davasında vermiş olduğu hükümler uyarınca, Taşınmaz Mal Yasası tahtında TMK kuruldu. AİHM, 1 Mart 2010’da, Türkiye aleyhine açılan Demopoulos ve diğerleri davasında TMK’yı etkin bir iç hukuk yolu olarak kabul etti. O dönemde bize 1650 civarında dava geldi. Rumlar tepki gösterdi ama AİHM, kendisine müracaat eden Rumları geri çevirdi ve TMK’ya yönlendirdi, “iç hukuku tüketin” dedi. İç hukuk yolu kapsamında önce başvuru alınır, sonra talimat safhasında taraflar arasında evraklar gidip gelir. Daha sonra, zapt-ı dava süreci denen karşılıklı anlaşma süreci başlar, TMK’nın huzurunda İçişleri Bakanlığı temsilcisiyle mal sahibi taleplerini beyan ederler. Eğer mal sahibi İçişleri Bakanlığı’nın teklifini beğenmezse yani aralarında anlaşamazlarsa duruşmaya gidilir. Duruşma tam bir mahkeme safhasıdır, savcılar ve avukatlar gelir, kendi tezlerini bizim huzurumuzda tartışırlar ve sonuçta komisyon bir karar üretir. Eğer başvuru sahibi komisyonun kararını beğenmezse, Yüksek İdare Mahkemesi’ne gider. Oradan da bir karar çıkar, eğer başvuran için menfi karar çıkarsa AİHM yolu açılmış olur. Prosedür budur.

Komisyon her perşembe toplanır, elindeki başvuruları değerlendirir. Bugüne kadar 1840 dava görüldü, bunun 226’sı geri çekildi çünkü bu davalarda davacı mal sahipliğini ispat edemedi veya koçan yerine sözleşme getirdi. TMK Yasası’na göre 1974 koçanı olması gerekir. Bazı başvuru sahipleri istenen belgeleri temin edemiyor ve süreçleri ilerleyemiyor.

 

“Olması gereken, malı kullananla mal sahibinin birbirini bulup anlaşması”

Olması gereken, malı kullananla mal sahibinin birbirini bulup anlaşması ve 13/2008 Terk Edilmiş Mallar Üzerindeki Hakların Devri ve Kaydedilmesi Yasası tahtında, TMK yoluyla konularını çözmeleridir. Ancak bu yasada, söz konusu malın üç yıldır tasarufunda olma şartı vardır, ben bunun kaldırılmasını öneriyorum. Kullanıcının mal sahibini bulmasına imkan tanınmalıdır ki, kullanıcı taşınmaz mal üzerindeki uluslararası engelinin kaldırılmasını sağlayabilsin. 13/2008 kapsamında Bristol Hotel, Doranna Hotel, Rocks Hotel, kısmen Acapulco Hotel, Salamis Bay Hotel, Golden Tulip Hotel, Colony Hotel ve Palm Beach Hotel üzerindeki yasal engel kaldırılmıştır.

 

“TMK etkin şekilde çalışıyor, vazifesini yapıyor”

Soru: Komisyonun çalışmalarını etkin buluyor musunuz? TMK’nın etkin kılınması veya etkinliğinin korunması için gereken yapılıyor mu?

Erkmen: TMK etkin şekilde çalışıyor, vazifesini yapıyor, her perşembe toplanıyor. Ancak bazen bilgi akışında sorun oluyor. Örneğin İçişleri Bakanlığı’ndan görüş gecikmeli gelebiliyor. İçişleri Bakalığı’nda bu konuda bir atılım yapılmalı ve güçlü bir birim kurmalı.

 

“TMK etkin çalışıyor, tazminatı ödemek Maliye’nin görevidir”

Soru: Resmi verilere göre, 13 Eylül itibarıyla 467 milyon 60 bin 546 sterlin karara bağlanmış tazminat var. 2020 yılı sonuna kadar karara bağlanan tazminatlar ödendi. Zaman zaman tazminatların ödenmesinde gecikme olduğunu ve bunun TMK’nın etkinliğinin sorgulanmasına neden olduğunu biliyoruz...

Erkmen: TMK etkin çalışıyor, karar üretiyor ancak tazminatı ödemek Maliye Bakanlığı’nın görevidir. TMK Yasası’nın 14’üncü maddesi “Komisyonun aldığı kararlar bağlayıcı olup, yargının aldığı kararlar gibi, icrai niteliktedir. Bu kararlar ilgili makamlara tebliğ edildikten sonra geciktirilmeksizin yerine getirilir” diyor. Bu madde uyarınca kaynak yaratıp, tazminatların geciktirilmeksizin ödenmesi gerekmektedir.

Ben, Rum tarafıyla görüşmelerde Mülkiyet Teknik Komitesi eş başkanı olarak da görev yaptım, Rumların başkanı da Sayın Erato Markulli idi. 4 sene süreyle mülkiyet bu konuları tartıştık, %90-95’ini neredeyse anlaştık. Ancak çözüme ulaşılamadığı için konu orada kaldı. 

 

“Maraş, askeri bölge olmaktan çıkarılması durumunda, TMK’nın yetki alanına girer”

Soru: Maraş’ın %3.5’i askeri bölge olmaktan çıkarılmıştı ancak TMK’nın bu konuda bir kararı yok. TMK’nın Maraş’ta da etkin olması için ne yapılmalı?

Erkmen: Maraş yıllarca iade edilmek üzere, bir nevi koz gibi tutuldu. Maraş, askeri bölge olmaktan çıkarılması durumunda, TMK’nın yetki alanına girer. BM Güvenlik Konseyi’nin de 550 ve 789 sayılı kararları da Maraş’ın 1974’teki Rum sahiplerine iadesinden bahseder.

 

Güneydeki Türk malları...

Soru: Bazı Kıbrıslı Türklerin güneyde kalan mallarını el altına sattıklarını ve bir gün takas edecek mal bulamama ihtimalinden bahsediyorsunuz...

Erkmen: Güneydeki Türk malları 2012 yılında 591 bin dönümdü, 544 bine düştü. PRIO’nun son açıkladığı 2022 verilere göre, Türk malları 416 bin dönüm oldu. Birileri bunları el altından satıyor. Bir kısmı da Rum yönetimi tarafından istimlak edilmiştir.

 

Soru: Güney’de kalan Türk mallarıyla ilgili nasıl adım atılabilir?

Erkmen: Güneyde bıraktığı malına karşılık kuzeyde mal almayan Kıbrıslı Türkler, Rum İçişleri Bakanlığı altındaki Vasilik ofisine başvuru yapabilir. Vasilik kararını beğenmeyenler güneydeki mahkemeye başvurabilir. Önceleri güneyde, malını almak isteyen Kıbrıslı Türklerin 1974 yılında yurtdışında bulunması şartı vardı. Larnaka Havalimanı’nın buluduğu arazinin bir kısmının sahibi olan Nezire Sofi’nin AİHM’de açtığı dava sonrasında, AİHM, Rum Başsavcılığı’na yazı göndererek, 1974 yılında yurtdışında bulunma kriterinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Özel Mülkiyet Prensibi’ne aykırı olduğunu söyledi ve bunun değiştirilmesini istedi. Rum Başsavcılığı derhal bir yasa tasarısı hazırladı ve 1974’te yurdışında olma kuralı meclisten geçirilen yeni düzenlemeyle kaldırıldı ancak bu defa başka şartlar konuldu. Örneğin güneyde 6 ay ikamet, güneydeki bir bankada mevduatınız olması veya çocuğunuzun güneyde okula gitmesi gibi...

“TMK’nın etkin iç hukuk yolu olmaktan çıkarılması tehlikesi olduğunu düşünmüyorum”

Soru: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 17-19 Eylül tarihlerinde TMK’nın çalışmalarını değerlendirecek. Bu toplantıdan ne tür bir karar çıkmasını bekliyorsunuz? TMK’nın etkin iç hukuk yolu olmaktan çıkarılması tehlikesi var mı?

Erkmen: Oradan tavsiye niteliğinde bir karar çıkabilir. TMK’nın etkin iç hukuk yolu olmaktan çıkarılması tehlikesi olduğunu düşünmüyorum çünkü AİHM TMK’yı devreden çıkarıp, bütün davaların tamamının kendisine gelmesini istemez. Kısaca olumsuz bir karar çıkacağını sanmıyorum. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi belirli dönemlerde AİHMde nezdinde bu gibi girişimler yapıyor ancak bir netice alamıyor.

 

“TMK, bize altın tepside sunulan bir fırsattır”

Soru: Siyasiler TMK’nın değerini ne kadar biliyor?

Erkmen: TMK çok değerlidir, bize altın tepside sunulan bir fırsattır. AİHM, TMK’yı iç hukuk yolu kabul ederek, Kıbrıs Türk tarafına kısmi bir egemenlik sağlamıştır, 1 milyon 450 bin dönüm üzerinde karar verme yetkisini Kıbrıs Türk tarafına vermiştir. Bu çok önemlidir, bunu küçümsememeliyiz.

TMK etkin bir şekilde çalışmaktadır. TMK’nın çalışmalarının bazen istenen hızda gitmemesinin nedeni dış kaynaklıdır, bilgi akışında sorunlar olabilmektedir veya başvuru sahibi istenen belgeleri sunamayabilmektedir.

 

“Mülkiyet konusunda, çözümsüzlük ortamında tek çıkış yolu TMK’dır”

Mülkiyet konusunda, çözümsüzlük ortamında tek çıkış yolu TMK’dır. Rum tarafındaki yetkililer vatandaşlarına TMK’ya başvuru yapmamaları yönünde sürekli çağrı yapmaktadır. Çağrılarla başvuruların önünü alamayınca, başka tedbirleri uygulamaya koydular. Eskiden kuzeydeki mallarla ilgili güneyde bankalar sıfır değer biçerdi. Şimdi, güneydeki bankadan yetkililer kuzeydeki malın değerini araştırıyor ve bankalar o değer üzerinden malı ipotek alıyor. Bu şekilde, TMK’nın tazminata bağladığı bazı malların sahibi olan Rumların tazminatlarını almaya gelmediğini de biliyorum. Ayrıca Rum Yönetimi, Rumların kuzeydeki mallarını başka bir Ruma, devir parası ödemeden, satmasının önünü açtı. Mal el değiştirince, malı yeni alan Rum TMK’ya başvuramıyor çünkü 1974’teki mal sahibi kendisi değildir. Böylelikle o malla ilgili süreç kilitlenmiş oluyor.

(Fotoğraf: Hüseyin ÖZBARIŞCI)

Bu haber toplam 1088 defa okunmuştur