Top Başbakanlık’ta
Pazar günkü yazımda birkaç cümle ile geçiştirdimdi. BRT Kurumu’ndaki sorun veya sorunların sadece yeni bir Müdür atamakla halledilemeyeceğini, Kurum’un doğrudan sorumlusu olan Başbakanlığın (ve hatta Meclis’in), acil olarak konuya el atması gerektiği üzerinde durmuştum. Aslında sorun sadece Başbakanlığın sorunu da değil. Sorun başta Başbakanlık ve/veya Hükümet olmak üzere, tüm siyasilerin bir sorunu. Unutulmamalıdır ki BRT Kurumu, şu siyasi partinin veya bu siyasi partinin malı değildir. BRT Kurumu bu ülkenin, bu ülke insanlarının malıdır. Ve yine unutulmamalıdır ki, BRT Kurumu’nda sorunların bir büyük yumak haline gelmesinde, siyasilerin sorumsuz davranışları, ihmalleri, hatta ve hatta vurdumduymazlıklarının büyük payı vardır.
1994 yılından bu yana, seçim öncelerinde BRT Kurumu’nu, oy uğruna, bir ‘çiftlik’ gibi kullananlar –hiç parti ayırımı yapmaksızın vurguluyorum- siyasiler değil midir ?
Kurum personel sayısının sürekli artması üzerine, uydurma statüler yaratılmasına göz yuman siyasiler değil midir ?
Kurum’da yıllardır, terfi ve tayin mekanizmasını çalıştırmamasının, büyük bir karmaşaya neden olacağını görmezden gelen siyasiler değil midir ?
Herşey içinden çıkılmaz bir hal alırken Yasa’da düzeltmeler yapmaktan nedense kaçınan, önerilere de kulaklarını tıkayan, yeni veya tadil edilmiş bir yasa’yı çeşitli bahanelerle erteleyen, siyasiler değil midir ?
***
Yapılması gerekenler yapılmazsa, BRT Kurumu’ndaki sorunlar yeni bir müdür atamakla bitmeyecek hatta daha da büyüyecektir.
Kurumda, personel arasında, yıllardır yaşanmakta olan kaosu fırsat bilip suistimal edenler yok mudur ? Vardır... Küsenler, oturup emeklilik yaşını bekleyenler yok mudur ? Vardır... Durumu idare edip “Gün ola hayrola” diyenler yok mudur ? Vardır... Durumdan yararlanarak ‘yalakalık’ ustalıklarını kullananlar yok mudur ? Vardır... Bunlar yanısıra, her şeye karşın, meslek sevgisiyle işini en düzgün şekilde yapmaya çalışanlar da var mıdır ? Evet vardır.... (Ve hatta böyleleri çoğunluktadır da...)
***
BRT Kurumu Yasası yeni baştan ele alınmalıdır.... Yönetim Kurulu yapısı da değiştirilmeli; personel sayısı gerçekçi bir sayıya bağlanmalı; uydurma statüler derhal iptal edilmeli ve belirlenecek sayı ile ‘Sözleşmeli’ ve ‘Kaşiyeli’ personel istihdamı kesinlikle yasaklanmalı; ve derhal terfi ve atama mekanizması çalıştırılmalıdır.
1994 yılından bu yana yapıldığı gibi, ‘Vekalet’ vererek ‘Görevlendirmeler’ yaparak sorunların çözülemeyeceği çok nettir. Bu nedenle, eğer ‘Yasa’ , şu veya bu nedenle gecikecekse, çok acil olarak, terfi ve tayin mekanizması derhal çalıştırılmalı, münhal olan tüm kadrolar (hatta, dıştan başvurulara kapatılarak)doldurulmalıdır.
***
Çok geç olmadan... LÜTFEN....