Toplu iş sözleşmesi ve hizmet akitlerine ‘SINIRLAMA’: ‘1 ay içinde yenilenmezse, 1 yıl geçerli olacak’
İş Yasası’nda, ‘Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası ile uyumlu hale getirilmesi’ amacıyla tüzük değişikliğine gidildi, geçerlilik sürelerine ‘sınırlama’ getirilmesi için adım atıldı.
İş Yasası’nda, ‘Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası ile uyumlu hale getirilmesi’ amacıyla tüzük değişikliğine gidildi, geçerlilik sürelerine ‘sınırlama’ getirilmesi için adım atıldı.
Henüz resmileşmese de yapılan değişikliğe göre; toplu iş sözleşmesi veya hizmet akitlerin süresinin dolması ve 1 ay süreyle yenilenmemesi halinde, geçerliliğinin yalnızca 1 yıl devam etmesi öngörülüyor, ‘sınırlama’ getirilmesi hedefleniyor.
Ayşe GÜLER
Türkiye ile KKTC arasında imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü Eylem Planı’nda da yer alan ve ‘toplu iş sözleşmeleri ve hizmet akitlerin geçerlilik sürelerine’ sınırlama getirilmesi adına İş Yasası’nda düzenleme öngören koşul için adım atıldı.
UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti, İş Yasası’nda ‘Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası ile uyumlu hale getirilmesi’ amacıyla tüzük değişikliğine gitti.
Resmi Gazete’de yayınlanarak halkın bilgisine getirilen, yapılması planlanan değişikliğe göre; toplu iş sözleşmesi veya hizmet akitlerin süresinin dolması ve 1 ay süreyle yenilenmemesi halinde, geçerliliğinin yalnızca 1 yıl devam etmesi öngörülüyor, ‘sınırlama’ getirilmesi hedefleniyor.
Oysa, mevcut İş Yasası’nın 30’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında “Toplu iş sözleşmesinin sona ermesi veya hizmet akdinin süresinin dolması halinde, yenisi imzalanıncaya kadar mevcut toplu iş sözleşmeleri veya hizmet akitleri devam eder” deniliyor.
Mevcut yasada herhangi bir kısıtlamadan bahsedilmiyor.
Türkiye ile imzalanan protokolün eylem planına göre; bu konuda Nisan 2021’e kadar mevzuat değişikliği için tasarı hazırlanması, Temmuz’a kadar da yasallaşma öngörülüyor.
Sendikalar: “İşçi ve emekçi haklarına gasp”
UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti tarafından yapılan çalışmaya sendikalar sert tepki gösterdi.
Dev-İş Genel Sekreteri Ömer Naşit, İş Yasası’nda toplu iş sözleşmeleriyle ilgili yapılmak istenen değişiklikle iş barışının bozulacağını vurguladı.
Naşit, hükümetin çalışma yaşamını etkileyecek bir adım attığını dile getirdi, “Belediyeler, özel sektör, kooperatiflerde, sözleşme ya da hizmet aktinin bitmesiyle iş barışı bozulacak” dedi.
Öte yandan KTAMS Başkanı Güven Bengihan, hükümetin işçi ve emekçi haklarını gasp etmek istediklerini söyledi.
YENİDÜZEN’e değerlendirmede bulunan Bengihan, “Yapılmak istenen toplu iş sözleşmesi düzenine müdahaledir. Hakların geriletilmek istendiği açıkça ortadadır” diye konuştu.
Hür İşçi Sendikaları Federasyonu Başkan Vekili Ahmet Serdaroğlu ise İş Yasası’nın 30.maddesinde yapılmak istenen değişikliğin sendikal yaşam için büyük tehlike olduğu uyarısında bulundu.
Meclis Başkanlığı: “Görüşlerinizi 20 gün içinde yazılı iletin…”
Meclis Başkanlığı, İş (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nı iç tüzüğün 85'inci maddesi gereğince Resmi Gazete'de yayımlamak suretiyle halkın bilgisine sundu, görüş-önerilerin tasarının Resmi Gazete’de yayımlanmasın ardından 20 gün içinde yazılı olarak iletilebileceği belirtildi.
KTAMS Başkanı Güven Bengihan:
“İşçi ve emekçi hakları gasp edilmek isteniyor”
KTAMS Başkanı Güven Bengihan, hükümetin işçi ve emekçi haklarını gasp etmek istediklerini söyledi.
Bengihan, özellikle toplu iş sözleşmeleri ve hizmet akitlerinden yararlanacak emekçilerin hazırlanan değişiklikle yasa tasarısı ile maaş ve özlük haklarının geriye götürüleceğini dile getirdi.
YENİDÜZEN’e değerlendirmede bulunan Bengihan, “Toplu iş sözleşmesi düzenine müdahaledir. Hakların geriletilmek istendiği açıkça ortadadır” diye konuştu.
İş Yasası’nda değişikliğine ilişkin çalışma öncesinde hiçbir sendika ile görüşülmemesini de eleştiren Bengihan, teknik kurul toplantısı yapılması gerektiğini, bunun ‘amir hüküm’ olduğunu vurguladı.
“1 yıl ile sınırlama getirilmesi, işveren ve işçi temsilcisi arasında Uzlaşı Masası kurulmasını emreder. Bu ortadan kaldırılıyor” şeklinde konuşan Bengihan, “İşveren temsilcisinin elini güçlendirmek için yapılıyor. Hiçbir dünyada böyle düzenleme yoktur” dedi.
Dev-İş Genel Sekreteri Ömer Naşit:
“İş barışı bozulacak”
Dev-İş Genel Sekreteri Ömer Naşit, İş Yasası’nda toplu iş sözleşmeleriyle ilgili yapılmak istenen değişiklikle iş barışının bozulacağını vurguladı.
Naşit, hükümetin çalışma yaşamını etkileyecek bir adım attığını dile getirdi, “Belediyeler, özel sektör, kooperatiflerde, sözleşme ya da hizmet aktinin bitmesiyle iş barışı bozulacak” dedi.
Çalışanların hakların geriye gideceğini, bazı yerlerde sıfırlanmakla da karşı karşıya kalabileceğine dikkat çeken Naşit, “Bu duruma göre güçlü kim ise o baskın hale gelecek. Tüm işyerlerinde ciddi sıkıntılar olacak” şeklinde konuştu.
Naşit, yasa tasarısının yürürlüğe girmesi helinde toplu iş sözleşmelerinin yeni baştan başlayabilecek noktaya gelebileceğini dile getirerek, “İş yerleri verdiği hakları, artık vermeyebilir” dedi.
Bu konuda sendikalardan görüş alış verişi yapılmadığını ifade eden Naşit, mücadele başlatacaklarını söyledi.
Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş), İş Yasası’nın 30.maddesinde yapılmak istenen değişikliğin sendikal yaşam için büyük tehlike olduğu uyarısında bulundu.
Hür-İş Federasyonuna bağlı Kamu-İş, Büro-İş, Memur-Sen, Bay-Sen, DAÜ Per-Sen, Bass Sendikası, Din Gör-Sen ve Bel-Sen adına yazılı açıklama yapan Hür-İş Başkan Vekili Ahmet Serdaroğlu, iktidarın İş Yasası’nın 30.maddesinde yapmak istediği değişiklikle, çalışanların toplu sözleşme hakkını elinden almak istediğini savundu.
“Modern kölelik sistemi kurmak istiyorlar”
Serdaroğlu, “Çalışanların toplu sözleşme hakkını elinden almak isteyen bu yasayı asla kabul etmeyiz. Modern kölelik sistemi kurmak istiyorlar. Hür-İş Federasyonu olarak getirilmek istenen yasaya karşı tüm sendikaların ortak mücadele başlatması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Yasanın sendikal yaşamla ilgili çok büyük bir tehlike olduğuna vurgu yapan Serdaroğlu, yasada yapılan değişiklikle toplu iş sözleşmelerinin ortadan kalkacağını ve toplu iş sözleşmelerindeki kazanılmış hakların geriye götürüleceğini öne sürdü.
“Emekçiyi ucuz çalıştırılabilmek için iş yasalarını değiştirmek istiyorlar”
Yasayla asıl hedefin emek sömürüsü olduğunu ifade eden Serdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz emek dünyasının sömürülmesini önlemek için, toplu iş sözleşmelerinin özel sektörde de yaygınlaşması için mücadele ederken böyle bir yasayla karşı karşıya kaldık. Şu anda kurulan azınlık hükümeti emek sömürüsünü hedef aldığını, imzaladığı mali protokol ile bize gösterdi. Azınlık hükümeti topluma fayda getirecek yasaları getireceği yerde, alım gücünü düşürmenin peşine düştü. İş hayatında emekçiyi ucuz çalıştırılabilmek için iş yasalarını değiştirmek istiyorlar.”
“Kıdem tazminatı da tehlikede”
Yasanın Meclis’e geldiğini ifade eden Serdaroğlu, sendikaların birlik içerisinde bir mücadele başlatması gerektiğine inanç belirterek, Yasa işyerlerinde örgütlü olan tüm sendikaları yakından ilgilendiriyor. Federasyona bağlı başkanlığını yaptığım Kamu-İş’in yürürlükte olan yasalara göre kazandığı kıdem tazminatı davasını bile ortadan kaldırmaya yönelik bir taleple karşı karşıyayız. Yapılmak istenen değişiklikle yargı kararlarını dahi değersizleştirmeye çalışıyorlar” ifadelerine yer verdi.
“KKTC’yi seviyoruz, sahip çıkıyoruz”
Sendikal yaşamın zayıflatılmaya çalışıldığını savunan ve bu yasayı asla kabul edemeyeceklerini kaydeden Serdaroğlu, Hükümeti “aklını başına almaya” çağırdı.
“Bizim derdimiz siyaset değil. Bizim derdimiz emek mücadelesidir” diyen Serdaroğlu, Hür-iş’in KKTC’yi seven ve devlete sahip çıkan bir sendika olduğunu belirterek, “Devletimizin çalışma barışı içinde sağlam bir zeminde büyümesi için mücadele ediyoruz. Bunu herkes böyle bilsin” dedi.
“Kazanılmış bütün haklar kaybediliyor”
İş Yasası’nın 30. Maddesinde yapılmak istenen değişikle çalışanların toplu sözleşme hakkının elinden alınmak istendiğini öne süren Serdaroğlu, şunları kaydetti:
“Toplu iş sözleşmelerini garanti altına alan mevcut yasaya göre, yenisi imzalanıncaya kadar eski toplu iş sözleşmesi devam ediyor. Getirilmek istenen yasayla hükümet bir yıl boyunca toplu iş sözleşmesini imzalamazsa eski sözleşme de ortadan kalkıyor. Yani kazanılmış bütün haklar kaybediliyor. Oysa Türkiye’de de yenisi imzalanıncaya kadar eski toplu iş sözleşmesi devam ediyor.
Hükümetin getirmek istediği değişiklikle toplu iş sözleşmesinin müzakere süresi de kısıtlanıyor. İşçi ve işverenden bir ay içinde toplu sözleşmeyi imzalaması isteniyor. Oysa uyuşmazlık ve hakem kurulu da ele alındığında bu süre için en az 65 gün gerekiyor.
Kamu-İş’in kazandığı kıdem tazminatı davasının temelini de 30. Madde oluşturuyor. Hükümet davayı istinafa götürmüştü. Şimdi bu maddede yapılmak istenen değişiklikle İstinaf’da davanın bozulması hedefleniyor.” (tak)
Eylem planında ne deniliyordu?
İş Yasası, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası ile uyumlu hale getirilmesi de Protokol’ün Eylem Planı’nda yer alıyor.
Buna göre, Nisan 2021’e kadar mevzuat değişikliği için tasarı hazırlanacak, Temmuz’a kadar bu tasarı yasallaşacak.
İş Yasası’nın ‘Toplu iş sözleşmesinin sona ermesi veya hizmet akdinin süresinin dolması halinde, yenisi imzalanıncaya kadar mevcut toplu iş sözleşmeleri veya hizmet akitleri devam eder’ diyen 30. Maddesinin, 2. Fıkrası, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası’nın, ‘Sürenin sona ermesinden en az otuz gün önce, bu Yasanın 12'nci maddesi kuralları uyarınca belirlenen yetkili sendika ile işveren veya temsilcisi sözleşmede değişiklik istendiğini ve bu gibi değişiklikleri yazılı olarak diğer tarafa bildirmediği takdirde, eski sözleşme kendiliğinden bir yıl süreyle yenilenmiş sayılır’ maddesine uygun olarak düzenlenecek.