Toplumsal alanda sanat
Toplumsal alanda sanat
Simge Çerkezoğlu
Bu hafta sayfalarımı sanatı kamusal alana ve toplumun geniş kesimine taşımaya çalışan, özünde kendilerini sanata adayan iki isme Bahar Çıralı ve Zehra Şonya’ya ayırmak istedim. Geçtiğimiz Pazar gün tamamladıkları çalışmada, daha güzel çevre ve bir açık hava müzesi fikri ile yola çıkıldı. Böylece bir günde yıllardır hayal ettikleri projeleri de hayat buldu. Toplumun bazı kesiminden trafikte yaratacağı sıkıntılar noktasında eleştiri alıyor olsalar da onlar aslında her şeyi en küçük detayına kadar düşünerek bu sonuca varmış görünüyorlar… Sanatı ise sokağa taşıma noktasında çalışmaya devam edecek gibi bir duruş sergiliyorlar.
BAHAR ÇIRALI: ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMALIYIZ
Öncelikle bu fikir sizde nasıl oluştu?
Yıllar önce bu duvarlara desen çalışması yapıldığında ben yurt dışındaydım. O dönem bu duvarın yeterince verimli kullanıldığını düşünmedim. Oldukça boştu. Sanatsal çalışmalar değildi. Zaten zaman içinde de yıprandı. Benim yurt dışında olduğum dönemde aklıma bu proje geldi. Buraya taşındıktan sonra üç yıl hep bunu düşündüm. Lefkoşa’ya gidip gelirken aklımdan hep bu fikir geçti. En son artık değişmesi lazım diyerek adımlar attım. Önce diğer sanatçı arkadaşlarıma fikrimi açtım. Ardından Girne Belediyesi ve Karayolları Dairesi geldi. Sponsorlar bulundu. Onlara projeler sunuldu ve böylece oluştu.
Duvarın mesafesi oldukça uzun görünüyor.
Yaklaşık iki kilometrelik bir duvar, o yüzden de projeyi tek başıma hayata geçirmem mümkün değildi. Diğer sanatçı arkadaşlarımı da yanıma alıp birlikte hareket etmeye o yüzden karar verdim. Zehra Şonya ile birlikte projeye başladık. Birlikte çalışma fikrinin ardında ise neden bu duvar açık müze olmasın fikri zihinlerimizde doğdu.
DAHA ÇOK SANAT İÇİN…
Kuzey Kıbrıs’ta hala bir sanat müzemiz yok zaten…
Evet yok o yüzden burası bir açık müze olsun dedik. Bu temelde biraz da arz ve taleple alakalı bir durum diye düşünmekteyim. Bunca yıldır olmadığına göre toplum olarak buna ihtiyaç duymadık. Hayatlarımızda sanatın eksikliğini hissetmedik. Biz de temelde bu duyguyu yaratmak istedik. İnsanların daha çok sanatı istemelerini, hayatlarında buna yer açmalarını istedik. İstemeleri için de elbette öncelikle gözlerimizin eğitilmesi gerekiyor. Ruhlarımızın eğitilmesi sanatın yokluğunu hissetmesi lazım. Aynı zamanda yaşadığımız yeri benimsemememiz de bu noktada önemli. Biz yaşadığımız yeri benimsememişsek bir şey de yapmak istemeyiz. Demek ki biraz da elimizi taşın altına koyup bir şeyler yapmamız gerekiyor burada yaşıyorsak... Bu şekilde yola çıktık.
“SANATI LÜKS OLARAK GÖRDÜK”
Siz sanata olan ilginin toplum genelinde bu kadar az oluşunu neye bağlıyorsunuz?
Sanırım bu sadece bu güne dayalı bir olgu değil. Göçebe ve savaş toplumunda yaşamış savaşla yüzleşmiş insanlar olarak bunun etkisi altındayız hala. Bir insan bir yeri benimsediğinde sahiplenip dekore etmeye başlar. Evlerimiz üzerinden bunu düşünebiliriz. Biz ise hep bir ev mekân, şehir değiştirme psikolojisindeyken bunu yapamazdık. Biz sanatı biraz da lüks olarak gördük ve hayatımızda bu lükse ayıracak imkân olmadığını da düşündük.
Proje tek bir günde tamamlandı sanırım…
Trafik konusunda da izin alarak bu projeye giriştik. O yüzden bir günümüz vardı, bunu bir günde bitirmek için de önceden çalıştık. Öncelikle sanatçılar taslaklarını hazırladılar. Karayolları Dairesi tarafından bu taslaklar onaylandı. Trafiği engellemek istemedik. Dikkat dağıtmak istemedik. O yüzden yazılar 4 incin üzerinde seçildi. Renkler uyumlu ve dikkat dağıtıcı değildir. Bu sebeple önceden çalışmalar yapıldı. Desenler trafikte sergilenebilecek şekilde seçildi. Geriye uygulaması kaldı.
SOKAK SANATI
Kimler projeye katkı koydu?
Üniversitelerden hocalarımız asistanlarını görevlendirdi. Liseden genç öğrencilerimiz var. Bunun otuz yedisi profesyonel sanatçı ama toplamda yüz elli kişilik bir ekibiz. Bir günde tamamlandı. Bu daha çok trafikte seyrederken izlenecek bir müze olacak. İnip de izlemek için çok uygun ortam yok, aralarda durularak gezilebilir. Böylece bir açık hava müzemiz oluyor diyebiliriz. Ümit ediyorum ki zaman içinde kapalımız da olacak.
Avrupa ülkelerinde sokak sanatı çok yaygın acaba bizde buna uygun yeterince mekân da mı yok?
Hayır, bence kamusal alanda sanat yapma fikri yeterince yaygın değil. Yoksa bunu yapabilecek mekân çok fazla. Lefkoşa ve Girne’de de çok uygun mekânlarımız var. Buna benzer aklımda da yapılabilecek çok proje var.
ZEHRA ŞONYA: SANAT MÜZESİNE İHTİYACIMIZ VAR
Siz EMA olarak bu etkinlik fikrini nasıl karşıladınız?
Biliyorsunuz daha önce de bu duvar boyalıydı ama sanatsa bir çalışma değildi. O günden bugüne duvarın görünümü benimle birlikte birçok sanatçıyı da rahatsız ediyordu. Başta Bahar Çıralı girişimde bulundu. Bana bu öneri ile geldi. Ben de EMAA’nın Dernek Başkanı olarak fikri destekledim. Çok hoşuma gitti. Bahar’ın fikri ile bu yola çıktık, geliştirdik ve bugüne ulaştık.
Böylece sanat biraz sokağa çıkmış ve daha geniş kitlelere ulaşmış oluyor sanırım…
Elbette zaten kavramımız kamusal alanda sanat. Böylece hem halkın geniş kesimine hem turistlere hem de gençlere ulaşıyoruz. Bu duvarın önünden zaman içinde yüzlerce kez geçmiş olacağız. Her seferinde bir parçasını görmek, fark etmek toplumun estetik zevkini farklı noktalara taşıyacaktır.
AMAÇ FAZLA
Bu çalışmanın amacını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında temelde birden fazla amacımız var. Hem sanatı sokağa taşımak, hem açık müze fikrini yaratmak hem de ihtiyaç duyduğumuz gerçek sanat müzesini gündeme taşımak. Bunun yanında insanlara daha güzel mekânlar da yaratmak istedik. Toplumu daha güzel görüntü içinde yabancılara tanıtmak gibi bir amacımız da var. Bunun yanında Girne’ye de bir renk katmak ona daha güzel giriş yaratmayı da arzuladık ve tüm bu düşüncelerle bu yola çıktık.
Biraz da konunun trafik boyutunu değerlendire bilir miyiz? Resimler sıkıntı yaratabilir mi diye düşündünüz mü?
Tabii o sebeple Karayolları Dairesi ile görüştük. İzinleri olmadan yapmamız mümkün değildi. Projeyi Karayolları Müdürlüğü ile birlikte yaptık. Onların verdikleri bilgiler doğrultusunda sanatçılara bazı kriterler getirdik. Yazı olmasın, karmaşık desenler bulunmasın, çıplaklık ya da siyasi mesaj gibi… Önceden taslakları daire ile baylaştık. İki sanatçımız hatta onların isteği doğrultusunda eserler üzerinde bazı değişiklikler yaptı. Özellikle virajları da boş bırakarak projeyi hayata geçirdik ki trafikte sıkıntı yaşanmasın. Burası daha önce pek çok kazanın yaşandığı bir nokta, bunun bilincindeyiz. Ona göre çalıştık.
FARKLI PROJELER
Buna bezer başka çalışmalarınız da olacak mı?
Önce bakalım nasıl geri dönüşler alacağız. Elbette bu tip çalışmalara her zaman açığız. Ben heykel sanatçısı olarak kamusal alanda artık heykel de görmek istiyorum. O tip projelerimiz de var özellikle de Lefkoşa için düşünmüştük. Maalesef belediyenin içinde bulunduğu ekonomik durum buna imkan vermedi. Hazırda bu tip projelerimiz bulunuyor fakat gerekli sponsor bulmak da zor ve kamuya yapılacak projeler için farklı mercilerden onay almak da gerekiyor. Dernek olarak bir de Avrupa Birliği projemiz var. Onunla ilgili de yoğun çalışmalarımız var. Bu çerçevede köyleri ziyaret ediyoruz. Özellikle Lefke ve Karpaz bölgesindeki öğrencilere sekiz güne yayılan eğitimimiz olacak. Daha sonra onları şehre getirip buralarda tanıtımlar yapacağız. İki toplumlu etkinliklerde de bulunacağız.
Son zamanlarda sanattaki etkinliklerde yoğunluk var. Siz bu etkinlikleri nasıl değerlendirirsiniz?
Çok fazla etkinlik var haklısınız ama bu etkinliklerin nitelikleri de sıklıkla sorgulanıyor. Elbette arada tatmin edici çalışmalar var bana sorarsanız, yine de gerçekten tatmin edici etkinlik sayısının fazla olduğunu söylemem mümkün değil.