1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu (TCEP) Basın Açıklaması
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu  (TCEP) Basın Açıklaması

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu (TCEP) Basın Açıklaması

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu (TCEP) Basın Açıklaması

A+A-

Feminist Atölye(FEMA)
[email protected]

 

Sosyal Riskleri Önleme Vakfı tarafından yürütülen, son beş yıldır şiddete maruz kalan kadınlara ve çocuklara barınma desteği sunan Kadın Sığınma Evi geçtiğimiz günlerde kapatıldı. Kıbrıs’ın kuzeyinde şiddet gören kadınların sığınabileceği tek yer olan Kadın Sığınma Evi’nin kapatılması, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu bileşenleri olarak yıllardır dile getirdiğimiz kurumsal düzenleme ihtiyaçlarının ve şiddeti önleyici politikaların yürürlüğe girmesinin devlet tarafından nasıl görmezden gelindiğini bir kez daha gösterdi. Kadınlara yönelik erkek şiddetinin son bulması, şiddete maruz kalan kadınların güvenlik, sağlık, barınma, rehabilitasyon, adli yardım desteği gibi hizmetleri alabilmesi, şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişilerin önleyici müdahale programları ile şiddetsiz bir yaşama yöneltilmesi gibi birçok hususu düzenleyen yasaların geçmesinin üzerinden iki yıl gibi bir süre geçtiği halde uygulamada bir arpa boyu yol kat edilmedi. Devlet, kadınlara yönelen şiddeti ortadan kaldıracak politikalar başta olmak üzere, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayıcı makro politikaları yürürlüğe koymak konusunda üç maymunu oynarken, kadınlar ve çocuklar cinsel, fiziksel, psikolojik şiddet görmeye devam etti. Her gün gazetelerde çıkan şiddet haberlerine nazire devleti yürütenler, nüfusun yarısını oluşturan kadınların şiddetsiz bir yaşam sürme hakkını yok saydı, büyük sermaye sahiplerinin vergi borçlarında indirim yaparken Sığınma Evi açılması talebine “bütçemiz yok” diye karşılık verdi ve eşitlik sağlayıcı sosyal politikaları gündemine almayı erteledi.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu bileşenleri olarak bizler belirtmek isteriz ki, devleti yöneten kişilerin şiddeti önleyici kurumsal düzenlemeleri yürürlüğe koymaması bizler için kabul edilebilir değildir. Bu yüzdendir ki, TCEP olarak Ağustos ayından itibaren Çalışma ve Sağlık Bakanlıkları, Polis Genel Müdürlüğü, Hastane, Ombudsman, Barolar Birliği ve Belediyeler Birliği ile ilgili tüm kurumlara taleplerimizi ortaya koyan ziyaretler yapacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.

Taleplerimiz:

1) Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi (TOCED)’in kurulması,
2) Bölgesel ihtiyaç analizi yapılması ve ortaya çıkan veriler ışığında gerekli olan ilçe ve bölgelerde Sığınma Evlerinin devlet tarafından açılması,
3) Sığınma Evi açacak olan sivil toplum örgütleri ve belediyelere gerekli sosyal hizmet ve güvenlik desteğinin sağlanması,
4) Polis Teşkilatında Şiddete Müdahale Birimlerinin her ilçede hizmet verecek şekilde faaliyete başlaması,
5) Lefkoşa ve Mağusa devlet hastanelerinde şiddete maruz kalan kadınlara hizmet verecek, en az bir adli tıp doktoru ve bir psikologun görev yapacağı Şiddete Müdahale Birimlerinin açılması,
6) Şiddete maruz kalan kadınlara hukuki ve psikolojik destek sağlayacak Şiddeti Önleme ve Danışma Merkezlerinin Lefkoşa, Mağusa, Girne, Güzelyurt ve İskele’de açılması
7) Aile Yasası’nda düzenlenen adli yardım desteğinin yürürlüğe girmesi için gerekli olan tüzüğün çıkarılması,

 

-----------------------------------------------------------

 EZİDİ KADINLAR İÇİN BİR DAKİKA

Şengal Ezidi Kadın Meclisi,  tüm dünya kadınlarına 3 Ağustos’un ‘3 Ağustos Kadın Kırımı ve Soykırıma Karşı Uluslararası Eylem Günü’ olması için çağrı yaptı.
Ezidi Kadın Meclisi’nin çağrısıyla tüm dünya ülkelerinde kadınlar, 3 Ağustos saat 11.00’da bir dakikalık ‘sessiz eylem duruşu’ gerçekleştirecek.
Şengal Katliamı’nın yıldönümü olan 3 Ağustos’a sayılı günler kalırken, katliamın ardından Şengal dağlarında yeni bir yaşam inşa eden Ezidi kadınlar, meclislerini oluşturdu.
IŞİD’in elindeki Ezidi kadınların kurtarılmasına dönük oluşturulan Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu da çağrıya ortak oldu.
Yapılan çağrı üzerine harekete geçen kadınlar, 3 Ağustos’ta dünyanın birçok ülkesinde ‘Bir dakikalık sessiz eylem duruşu’ yapacak.
              

Şengal Êzîdî Kadın Meclisi’nin tam çağrı metni ise şu şekilde;

Çağrı metni

"3 Ağustos 2016 günü Şengal’deki Êzîdî halkına karşı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından gerçekleştirilen kadın kırımı ve soykırımın ikinci yıl dönümüdür. IŞID, Kürt bir dini azınlık olan ve kadim dini Zerdüştlüğe dayanan Êzîdîlerin tarihi anavatanı Şengal’i 3 Ağustos 2014 günü saldırarak, ele geçirdi. Êzîdî mabetlerin yakıp yıktı, direnenleri infazetti, yerel halka bağlılık yemini etmeyi ya da öldürülmeyi dayattı. Şengal’deki IŞİD kıyım ısırasında 5.000’e yakın Êzîdî katledildi, yaklaşık 200.000 insanı ise kaçmayı başarabildi. Şengal Dağları’na kaçan 50.000 Êzîdî kapanak ısılmış bir biçimde yiyeceksiz, susuz ve hiç bir tıbbi yardım almadan su kaybı ve açlıkla yüzyüze kaldı.

Bu sırada yaklaşık 5.000 Êzîdî kadın ve çocuk esir alındı. Savaş ganimeti olarak el kondular, seks kölesi olarak satıldılar, ya da IŞİD komutanlarına verildiler. Din değiştirmeyi reddedenler işkence gördü, tecavüce uğradı, ve sonunda katledildi. Kadınların alıkonduğu hapishanelerde doğan bebekler annelerinden zorla alınarak bilinmeyen bir kadere sevkedildi. IŞİD savaşçıları tarafından tecavüze uğrayan kadınlar Şengal Dağı’ndan ölüme atlayarak intihar ettiler. Yüksek sayıda kadının kaçabilmiş ya da kurtarılmış olmasına ragmen, yaklaşık 3.000 kadın hala IŞİD’in elinde esaret altında.

IŞİD’in Êzîdî halkına karşı yürüttüğü kampanya genelde katliam olarak nitelendirilmesine karşın, bir soykırımın tüm karakteristik özelliklerini taşımaktadır. IŞİD ayrıca kadın kırımı da gerçekleştirmektedir; Êzîdî kadınların savaş ganimeti olarak kaçırılması, köleleştirilmesi, sistematik tecavüz, zorla din değiştirme gibi uygulamalar yalnızca kadınlara karşı sistematik bir savaşın unsurları olarak kalmamakta, bir kadın kırımı olarak ortaya çıkmaktadır.

Başta Şengal’deki kadınlar olmak üzere, Êzîdî halkı IŞİD’in bu soykırım ve kadın kırımı eylemlerine özyönetim ve özsavunma ile cevapverdi. Bugün Şengal Dağı, kollektif iradenin ifadesi olan halk ve kadın meclisleri ve özsavunma birlikleri ile Êzîdî özyönetiminin merkezi konumundadır. Fakat Êzîdî halkı üzerindeki IŞİD tehtidi hala Sincar’da devam etmekte ve hala sayısız kadın ISID’in elinde bulunmaktadır. Özgürleştirilmeleri için ulusal ve uluslararası eylem ve dayanışmaya ihtiyaç bulunmaktadır.

BM Özel Komisyonu’nun 16 Haziran 2016’da açıkladığı raporunda da belirttiği üzere Şengal’de yaşanalar, Êzîdîlere dönük soykırım ve insanlık suçudur. Sorumlular yargılanıp hesap verene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. IŞİD’ın Şengal’de Êzîdî halkına karşı yürüttügü kampanyanın ikinci yıldönümü vesilesiyle, 3 Ağustos 2016 gününün ‘Kadın kırımı ve Soykırıma karşı Uluslararası Eylem Günü’ olması için çağrıda bulunuyoruz. Bu günde Kürt kadın hareketinin üyeleri Kürdistan’ın farklı yerlerinde ve Avrupa’da saygı duruşları ve protesto eylemleri düzenleyecektir. Sizleri de bize katılmaya ve fark yaratacak eylemlerinizle özgürlük arayışındaki Êzîdî kadınların sesini hep birlikte yükseltmeye çağırıyoruz.

Daha fazla bilgi almak, ortak planlama yapmak ya da eylemlerinizi paylaşmak için, irtibat içinde olduğunuz Kürt kadın kurumu üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz."

 

 

Bu haber toplam 2018 defa okunmuştur
Gaile 380. Sayısı

Gaile 380. Sayısı