Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’nin Sağlanması için Uğraşacak Adaylara Oy Vereceğiz!
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’nin Sağlanması için Uğraşacak Adaylara Oy Vereceğiz!
Feminist Atölye (FEMA)
[email protected]
28 Temmuz seçimleri yaklaşırken partilerin toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarına verdiği önem de bir kez daha gündemimize oturdu. Bizler Feminist Atölye aktivistleri olarak kadınların siyasetteki temsilinin artırılması gerekliliği üzerine defalarca konuştuk. Bir yandan kadınların siyasette aktif olması için gereken yapısal ve kurumsal düzenlemeler ile ilgili önerilerimizi sunarken, öte yandan da seçilecek olan vekillerin biyolojik cinsiyet itibarıyla “kadın” olmasının yeterli olmadığını, toplumsal cinsiyet eşitliği ve adaletini sağlayacak vekiller olması gerektiğini defalarca vurguladık. 28 Temmuz seçimlerine giderken ülkeyi yönetmeye talip olan siyasi parti ve adaylara taleplerimizi bir kez daha duyurma ihtiyacı hissettik. Bizler sandığa gideceğiz ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için gerekli olan projelere programlarında yer veren partilere oy vereceğiz. Bu bağlamda geçen hafta yayınlamaya başladığımız taleplerimize bu hafta da devam edeceğiz.
***
FEMA’nın Talepleri (devam) :
8. Kamu Yönetiminde eşitliğin sağlanması:
8.1) Kamu kurumlarında çalışan personelin istihdamında ve çalışılan her kademede (üst düzey kamu görevliliği dâhil) cinsiyet eşitliğinin en az %40 oranına çıkacak şekilde düzenlenmesi
8.2) Kabine, kamu görevi ve uluslararası temsiliyette yapılacak atamalarda kadınlar için en az %40 oranında bir kotanın benimsenmesi
8.3) Mobbing (iş yerinde taciz/yıldırma) suçları başta olmak üzere, iş yerinde kadına yönelik her türlü şiddeti önleyecek yasal düzenlemelerin yapılması.
9. Eğitim Sisteminde düzenlemelere gidilmesi:
9.1) Genelde insan hakları, özelde ise kadın hakları ile ilgili derslerin temel eğitim düzeyinde zorunlu ders olması
9.2) Öğretmenlerin TCE eşitliği ve insan hakları konusunda hizmet-içi eğitime tabi tutulması. Ör. Birleşmiş Milletler ve Sabancı Üniversitesi işbirliği ile Türkiye’de belli pilot bölgelerde uygulanan Mor Sertifika Programı gibi programların uygulanması
9.3) Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim programlarında kullanılan ders kitaplarının içeriğinin gözden geçirilerek toplumsal cinsiyet rollerinin eşitliğe dayalı olacak biçimde yeniden düzenlenmesi
9.4) Ortaöğrenimden itibaren öğrencilere cinsellik, öz bakım ve üreme hakları ile ilgili temel bilgilerin verilmesini sağlayacak derslerin zorunlu olması
9.5) Doğum kontrol yöntemleri, doğurganlık hakları ve üreme sağlığı ile ilgili halkı eğitici programların beledi ve genel düzeyde yaygınlaştırılması.
10. Çalışma yaşamının Toplumsal Cinsiyet Eşitliği gözetilerek yeniden düzenlenmesi:
10.1) Tüm ekonomik sektörlerde cinsiyet ayrımcılığına sebebiyet veren koşulların ortadan kaldırılması için kadın istihdamını teşvik edici özel önlemler alınması.
10.2)Ev eksenli çalışan kadınlar başta olmak üzere, sosyal güvenlik haklarından yoksun çalışan kadınların güvenceli çalışma koşullarına kavuşturulması için politika geliştirilmesi. Bu bağlamada ILO C-189 nolu sözleşmenin KKTC Meclisi’nde kabulünün sağlanması
10.3) Kadınların girişimciliğinin desteklenmesi için düşük faizli mikro kredi imkanları ile kadın kooperatifleşmesinin teşvik edilmesi
10.4) Kadının istihdam alanındaki fırsatlarının eşitlenmesi için çocuk kreşleri ve yaşlı bakım merkezleri, güvenli toplu ulaşım ve cinsiyet ve toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı güvenlik ve bilgiye erişim gibi sosyal ve ekonomik koşul ve hizmetlerin oluşturulması
10.5) Hamile kadınların çalışma yaşamında ayrımcılığa maruz kalmasını önleyici yasal önlemlerin alınması
10.6) Doğumdan önce 8 hafta ve doğumdan sonra bir yıl süresince, işten çıkarılmanın yürürlüğe konmasının yasaklanması
10.7) Hamilelik sebebiyle haksız yere işten çıkarıldığı tespit edilen kadınların çalışma sürelerine bakılmaksızın görevlerine iade edilmelerinin sağlanması
10.8) Çalışan her kadının doğum izninin en az 14 hafta olması
10.9) Ebeveyn izninin yasal düzenlemelere dâhil edilmesi
10.10) İş ilanlarındaki cinsiyet ayrımcılığının engellenmesi
10.11) Mobbing (iş yerinde taciz/yıldırma) suçları başta olmak üzere, iş yerinde kadına yönelik her türlü şiddeti önleyecek yasal düzenlemelerin yapılması.
11. Sağlık alanında düzenlemelere gidilmesi:
11.1) Kürtaj vakalarında ebeveyn ve eş rızasının kaldırılması. Devlet hastanelerinde belli koşullarda ücretsiz kürtaj uygulamalarına ilişkin düzenlemelerin yapılması.
11.2) Hamileliğin sona erdirilmesi için belirtilen ilk on haftalık sürecin uzatılması, birçok ülkede yürürlükte olan 18 veya 24 hafta sınırının getirilmesi
11.3) Ceza Yasası’nda geçen “Hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil durumlarda, bu durumu saptayan doğum ve kadın hastalıkları uzmanı tarafından hamileliğin sona erdirilmesi halinde; en geç yirmi dört saat içinde hamileliğine son verilen kadının kimliği, yapılan müdahale ve müdahale yapılmasını gerekli kılan durumların Sağlık Müdürlüğüne bildirilmesi” koşulunun kaldırılması
11.4) Kürtaja alternatif doğum kontrol yöntemleriyle ilgili kadınlara ücretsiz danışmanlık sunulması
11.5) Doğal doğumların yararlarıyla ilgili farkındalık artırma programlarının hayata geçirilerek sezaryenle yapılan doğum sayısının düşürülmesi
11.6) Acil olmayan sezaryen ameliyatları için ‘ikinci bir görüş’ alınmasının zorunlu kılınması
(devamı haftaya)
***
FEMA’dan Haberler:
Yaşayan Kütüphane - Nefes Alan Kitaplar Etkinliğindeydik
29 Haziran 2013 Cumartesi günü Mağusa Bandabulya’da Mağusa Gençlik Merkezi (MAGEM) ve Youth Power’ın UNDP desteğiyle düzenlemiş olduğu Yaşayan Kütüphane Etkinliğine FEMA aktivistleri de katıldı. Toplumun marjinalleştirilen kesimlerinden birçok katılımcıyı bir araya getiren Yaşayan Kütüphane etkinliği toplumda yaygın olan önyargıların yanı sıra ötekileştirme kavramının da sorgulanmasına katkı sağladı. Özellikle genç bir kitleyi hedef alan etkinlik, LGBTQ hakları, Kadın Hakları, Hayvan Hakları ve Mülteci Hakları yanında anne olmak ve Kıbrıslı olmak gibi kavramlara ve akademisyenlik, şehir plancılık, çocuk psikiyatristi gibi mesleki önyargılara da yer verdi. Katılımcılar ayrımcılık ve önyargıyı zamansal ve mekansal olarak sorgularken, keyifli sohbetler ve kişisel paylaşımlarla “insan haklarına ve onuruna saygı” konseptine de değindi.