“Toplumsal özveri tüm kesimler için olmalı”
KTOEÖS Yönetim Kurulu, ekonomik krizin faturasının emekçinin sırtına yüklendiği gerekçesiyle bugün Meclisi önünde eylem yaptı.
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Yönetim Kurulu, ekonomik krizin faturasının emekçinin sırtına yüklendiği gerekçesiyle bugün Meclisi önünde eylem yaptı.
Eylemde basın açıklamasını okuyan KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, ekonomik krizin artarak devam ettiğini, hayat pahalılığı paketler, zamlar ve döviz karşısında TL’nin değer kaybetmesiyle halkın alım gücünün düştüğünü belirterek, krizin faturasının halkın sırtına yüklenmekte olduğunu söyledi. “Zengini daha zengin yapan bir kriz karşısında halkı koruyucu tedbirler almamak, sermayeden yana tavır geliştirmek anlamına gelir” diyen Eylem, toplumsal özverinin toplumun tüm kesimler için olması gerektiğini söyledi. Hükümetten beklentilerini de 19 madde altına sıralayan Eylem, pahalılığa, zamlara, fakirleştirmeye sessiz kalmayacaklarını dile getirdi. Selma Eylem, 3 Eylül Pazartesi günü saat 12:00’de yeniden Meclis önünde toplanacaklarını duyurdu.
Basın açıklamasının tam metni:
Fakirleştirmeye, Toplumsal Yok Oluşa Karşı Mücadeleye Devam Edeceğiz
Ekonomik kriz artarak devam etmekte, bunun ülkemize yansıması ise daha şiddetli şekilde yaşanmaktadır. Hayat pahalılığı, paketler, zamlar ve döviz karşısında TL'nin değer kaybetmesiyle halkın alım gücü gerilemekte, asgari ücretli ve göç yasası çalışanları açlık sınırı altında yaşamaya mahkûm edilmektedir. Toplum her geçen gün fakirleşmekte, gelir dağılımındaki eşitsizlik artarak sosyal adaletin ortadan kalkmasına ve orta sınıfın yok olmasına seyirci kalınmaktadır.
Krizin faturası halkın sırtına yüklenmekte, üstüne üstlük toplumsal özveriden bahsedilmektedir.
Maaşı döviz karşısında zaten eriyen, çocuğunu okutamayacak, borcunu ödeyemeyecek çalışandan daha hangi özveri beklenmektedir? Özveri toplumun tüm kesimleri için geçerli olmalıdır. Zengini daha zengin yapan bir kriz karşısında halkı koruyucu tedbirler almamak, sermayeden yana tavır geliştirmek anlamına gelmektedir.
Hükümet bu tavrını değiştirmeli ve;
1. Çalışanlar arasında eşitsizlik, adaletsizlik yaratan sosyal güvensizlik ve göç yasasını derhal kaldırmalı,
2. HP hesaplamasını gerçeğe dönüştürülmeli, eşel mobili 2 ayda 1 yapmalı,
3. Temel tüketim maddelerine sıfır KDV uygulamalı ve ucuzlatmalı, harçları kaldırmalı, ülkeye giren tüm malları, antrepoları saymalı e-devlet ve muhasebe yöntemi geliştirerek kayıt dışılığı sıfırlamaya gitmeli,
4. Dar gelirliden değil zenginden daha çok vergi almalı,
5. Asgari ücreti derhal artırmalı, Euro’ya endekslemeli,
6. Zamları geri alıp Euro'ya geçmeli,
7. Vergi kaçakçılığı yapanlardan, vergi affı uygulayanlardan, KTHY’nı, belediyeleri batıranlardan, yolsuzluklarla devleti zarara sokanlardan yasa çıkararak hesap sormalı, zararları tahsil etmeli,
8. Herkese toplu sözleşme hakkı ve sendikalaşmayı hayata geçirmeli,
9. Örtülü ödenekleri durdurmalı,
10. Üçlü kararname çok az olacak şekle dönüştürmeli,
11. Vakıf, sivil savunma, merkez bankası ve halkın olan tüm kurumların yönetiminin ve bütçesinin merkezi hükümete bağlanması için gerekeni yapmalı,
12. Doğrudan üretim, alternatif enerji yatırımını teşvik edip elektriği ucuzlatmalı,
13. İşsizliği ortadan kaldırılmak için yasal çerçeve konulup denetlenerek tüm otel, üniversite çalışanlarının en az %80'inin Kıbrıslı olmasını sağlamalı,
14. Askeri kantinlerin, otellerin, üniversitelerin yerli ürünleri satacağı, vergisiz yabancı mal satamayacağı bir düzenleme yapmalı,
15. Kimlikle girişi durdurmalı, nüfusu kontrol altına almalı,
16. Öngörülen kamu reformuna devletin tepesinden başlamalı, reformun yargının, bağımsız organların, eğitimin güçlendirilmesinden geçtiğini dikkate almalı,
17. Vergi reformu ile birlikte en az 2 asgari ücret vergi dışı bırakılırken üst gelirlere, vergi oranlarını açıp düzenleme yapmalı,
18. Fakirleşen halk için temel kamusal hizmetlerin nitelikli hale getirilmesi için özellikle devlet okulları ve hastanelerdeki kısıtlamaları, kadro eksikliklerini, altyapı sorunlarını ortadan kaldırmalı,
19. Halkın olan kamu mallarının, denizlerin tekrar halka devredilmesi sağlamalıdır.
TC'nin dayatmalarıyla alt yönetimi haline gelmiş, AB’nin Kıbrıs’taki tutumunun yanlışlığı ve tek taraflı olarak üyeliğe aldığı, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarını gasp ettiği, TC sermayesinin fütursuzca iş yaptığı, Kurumlarında, eğitimde anayasaya dahi uyulmadığı, Rekabet yasası, nerden buldun yasasının olmadığı, Kıbrıs sorunundaki strateji eksikliği, Kayıt dışı ekonomi, nüfus akışıyla Ülkemizin 30-40 yıl sonra nereye varacağını hükümetler öngörmeli, halkımızı göçe zorlayan, toplumsal yok oluşa götürecek olan düzene karşı yıllar önce toplumsal mutabakatla meydanlarda hep bir ağızdan içilen andı dikkate alarak gerekeni bugünden yapmalıdır:
- Bu memleket bizim, biz yönetmeliyiz.
- Nereden gelirse gelsin, dayatma ve müdahaleler kabul edilemez.
- Dayatma ekonomik yıkım paketleri kabul edilemez.
- Ekonomimizi biz planlamalı, biz yapılandırmalı ve biz yönetmeliyiz.
- Kıbrıs sorununda cumhurbaşkanı ve hükümet aktif çözüm planı geliştirmeli ve hayata geçirmelidir. Görüşmeler önkoşulsuz devam etmeli, kalıcı çözüm gerçekleştirilmeli, siyasi eşitliğe dayalı birleşik federal Kıbrıs’a ulaşılmalıdır.
- Nüfus, eğitim, sağlık politikalarını kendimiz belirlemeli, eğitim, sağlık ve sosyal güvenliğin yükü tamamen çalışanların sırtına yüklenmemelidir.
- Göçe, baskı ve dayatmalara, faili meçhullere ve hukuk dışılığa son verilmeli, eşitlik, adalet, demokrasi ve insanca yaşanabilir bir düzen olmalıdır.
İnsanca yaşayabileceğimiz bir ülke için, kendi kendimizi yönetmek, toplumsal yok oluşa dur demek için, çözüm, barış ve emek kavgasına devam edeceğiz. Pahalılığa, zamlara, fakirleştirilmeye seyirci kalmayacağız, susmayacağız.
3 Eylül 2018 Pazartesi saat 12:00'de yine burada meclis önünde olacağız, mücadelemizi sürdüreceğiz.