Para yok…
Gaz yok…
Yakıt yok…
Elektrik yok…
Uluslararası temas yok…
Hamaset çok!

-*-*-

İş yok…
Gelecek yok…
Yatırım yok…
Turist yok…
Öğrenci yok…
Egemen – eşit devlet talebi çok!

-*-*-

Narenciye yok…
Tarım yok…
Balıkçılık yok…
Plan yok…
Bütçe yok…
Vatan – bayrak edebiyatı çok!

-*-*-

Gerçekten bıkmadınız mı?
Hiç mi usanmadınız?
Veya azıcık utanmıyor musunuz?

-*-*-

Yolları bitiremediniz…
İki adet hastane inşaatı atıl duruyor; üçüncüsünün yalan vaadiyle bizi kandırıyorsunuz…
Şaka mı yapıyorsunuz, ciddi misiniz bilemem ama 600 metrelik cruise gemisi iskelesi inşaatından söz ediyorsunuz!

-*-*-

Köylüyü, balıkçıyı zerre düşünmeden, saçma sapan protokollerle, balıkçının üç kuruşluk ekmeğini de elinden almaya çekinmiyorsunuz…

-*-*-

Ve zam!
Yazı yazmaya çalışırken, tüp gaza 17 TL zam yapılmış!
Bir de çekinmeden, “30 TL zam istendi, 17 yaptık, sizi düşündük” demeye çalışıyorsunuz!
Oysa, “zam olmayacak” dememiş miydiniz?
Neden hayatınızda bir kez olsun, istifa etmenin de erdem olduğunu düşünmüyorsunuz!

-*-*-

Ne söyledinizse, tersini yaptınız.
Ülkede hükümet yok.
Ülkenin cumhurbaşkanı, sadece talimat uygulayan bir memur ve kendi toplumunun değil, sadece Türkiye’nin hesabına çalışıyor.
Tüm toplumu değil, sadece küçük bir ırkçı, ayrılıkçı, hatta faşist kesimin temsilciliğini ve sözcülüğünü yapıyor…
Haliyle her geçen gün batıyor.
Bir gün o şatafattan, o saraylardan, o makamlardan gittiğinde selam vereninin kalmayacağını hiç hesaplamıyor…

-*-*-

Anastasiadis’in pasaport iptalleri ile ilgili kararını eleştirirken, “ayrımcılıktan, ırkçılıktan” söz ediyor ama daha birkaç hafta önce, “biz ayrı ırkız” dediğini bile unutuyor hatta “söylemedim oğlum öyle şey” demeye de getiriyor…

-*-*-

Erdoğan’ın verdiği “gazla”, Dünya’ya saçma sapan kafa tutarak, toplumu daha da kimsesiz, daha da yoksullaştırdıklarını ve göçle birlikte tükenişi hızlandırdıklarını görmeden; koskoca partilerini de Türkiye’den gönderilen “Ali”ye teslim ediyorlar…
Her türlü “Ali Cengiz” oyununu çevirip ve Ali’nin seçtiğine seçim kazandırmak için de oyun oynamaya çalışıyorlar…

-*-*-

Bu mudur sizin “egemen – eşit devlet” hayaliniz?
Bu mudur sizin ülke yönetim anlayışınız?
Bu mudur sizin toprak sevginiz, vatan aşkınız?
Hain biz miyiz?
Vatana ihanet eden biz miyiz?
Bir daha düşünün!
Çünkü adını unuttuğunuz Atatürk’ün dediği gibi, ne yazık ki, “gaflet ve dalalet hatta hıyanet içerisindesiniz!”

-*-*-

Ve en büyük ihanetiniz, dilinizden düşürmediğiniz “toplumsal varoluş mücadelesinedir” ki onu da başka bir gün yazarız!
Yazıklar olsun!

Kıbrıslılardan ötesi çözümsüzlük

İngilizlerden ve Amerikalılardan medet ummak!
Bir kez daha kanıtladılar ki; bu iki “büyük” ağabeyden medet beklemek, akıntıya kürek çekmek değil, çölde su kayağı denemektir!

-*-*-

Afganistan…
On binlerce Afgan, bugün, hadi bilemediniz yarın sabaha kadar ülkeden kaçabilirse kaçacak, kaçamazsa, Taliban’ın insafına bırakılacak.

-*-*-

Kıbrıs sorununun çözümü konusunda da sık sık bu ikisinden “medet” umuyoruz!
Oysa ikisinin de ne Afgan halkı ne de Kıbrıslılar umurundadır!

-*-*-

Yani ayıptır söylemesi, daha önce de yazdım, tarih öğretmenliğine de soyunan sevgili büyükelçi biliyor mu bilmiyor mu “bilemem” ama, Türkiye’nin Kıbrıs’taki görevlerinden birinin, Kıbrıslıların olası tehdidine karşı İngiliz ve Amerikan üslerini de korumak olduğunu biliyor muydunuz?

-*-*-

Garanti Antlaşması’nın da aslında “Kıbrıs Türk toplumu” ile hiç alakası olmadığını ama imzacıların, “İngiliz Üsleri’nin güvenliğini” de garanti ettiğini biliyor muydunuz?

-*-*-

Şimdi İngiltere ile Amerika’nın arası açılmış.
Çünkü İngiltere, Amerika’dan, “birkaç gün daha kalalım” diye ricada bulunmuş ama Amerika “hayır” demiş.

-*-*-

Ne mi olacak?
1974’te mesela CMC’yi soyup, tüm bakırı çalanların ülkeyi bir gecede terk edip, büyük bir çevre katliamına yol açtıkları gibi olacak…
Ama bu kez vahşet çok büyük…
Amerika ve İngiltere, Afganistan’dan çekildiği anda, Taliban, yürüyüşünü beğenmediği herkesi öldürecek!
On binlerin, yüz binlerin canı tehlikededir!
Ve onlar sadece üzülürmüş gibi yapacaklar!

-*-*-

Sevgili Kıbrıslılar; bilmem anlatabildim mi?
Ne anavatanlarınız ne de ötekiler…
Sadece siz varsınız…
Sizden ötesi çözümsüzlük…

“Medet ummak”, en basit ifadeyle “Yardım beklemek”tir…

Afganlar tam anlamıyla İngiltere ve Amerika’dan medet umuyor…

Ve İngiltere ile Amerika bugün ülkeyi terk ediyor…

Onlara düşen, oturup Taliban’ın insafını beklemek…

İnsanlık bitmiştir… Kurtulun, kurtarılmayı beklemeden…