1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. TOPLUMUN MORALE İHTİYACI VAR
Sami Özuslu

Sami Özuslu

TOPLUMUN MORALE İHTİYACI VAR

A+A-

Peş peşe yaşadığımız bir sürü üzücü olay var. Tam “Bunu da atlattık” derken, bir başkası çıkıyor karşımıza…

Toplumun durumu iyi değil. Zaten Kıbrıs sorunu kaynaklı belirsizlik başlı başına bir travmayken, sürekli yeni travmalar yaşanması da toplumun ruh sağlığını daha da bozuyor.

Bir kısmı küresel çapta yaşanıyor travmaların… Mesela hiç derdimiz yokmuş gibi bir de ‘Corona virüs’ meselemiz var artık. Bir yandan ‘hastalık bizim tarafa da gelecek mi’ endişesi yaşıyoruz, ama diğer yandan ‘geçiş noktalarının kapatılması’ dolayısıyla bir sağlık meselesi ‘siyasi kriz’e dönüşmüş durumda…

Tam anlamıyla bir ‘yüze göze bulaştırma’ örneği!

Zavallı Corona virüsü Kıbrıs’ta yeni bir ‘gerginlik’ vesilesi olacağını bilseydi, belki de kendi kendini yok ederdi(!)

**

Henüz insana bulaşmamışsa da siyasete bulaşıp krize sebep olan virüsler bir yana, bölgede süren ve ne olacağı bilinmeyen çatışmalar, savaşlar bir başka travma nedenimiz…

Suriye savaşında son şekliyle İdlib’de ateşkes ilan edildi ama sonrasını bilen yok. Suriyeliler ölmeye ve göç etmeye devam ediyor. Göç dalgası bir başka ‘siyasi kriz’ vesilesi… Türkiye yönetimi mültecileri bir ‘koz’ olarak sık sık kullanıyor. Son hamle Kıbrıs’a da yansıdı. Adaya gelip güneye geçen mülteci sayısının ciddi şekilde arttığı söyleniyor. Ve daha da artacağı endişesi dile getiriliyor.

Bir yandan mültecilerin insani olmayan şartlardaki seyahatleri ve yaşam koşulları, diğer yandan ise siyasetin bu konuyu da malzeme yapması kabul edilebilir değil.

Avrupa ülkelerinin mülteciler konusunda her daim sürdürdüğü iki yüzlülük ise tam bir yüz karası!..

**

Bir de ‘iç’ meselelerimiz var, toplumsal travmaları derinleştiren…

En son yaşadıklarımızdan biri de devlet hastanesindeki yangın… Hala soru işaretleri, hala yanıt bekleyen kuşkular var yangın ve yangın sonrasıyla ilgili…

Bir diğer travma yollarımız. Adeta ‘kader’ haline gelmiş, kabullenilmiş bir durum var trafikle ilgili… Devlet yol yapmaktan aciz durumda ve insanlar ‘trafiğe çıkmak var, dönmek yok’ algısında…

Cinsel istismar vakaları okullara kadar girdi. Herkes tepkili, herkes kaygılı…

Şiddetin dur durak bildiği yok. Emekçi Kadınlar Günü’nde kadın cinayeti işlenmesi bir başka infial sebebi oldu. Ama şiddetin her çeşidi var sokakta, evde, okulda, sahada, iş yerinde…

Ekonomik sıkıntıları, dolmayan fileyi, boş cüzdanları, hayatın inanılmaz pahalılığını, dövizin sürekli yükselişini, ödedikçe azalacağına çoğalan borçları, faizleri de ekleyin üstüne…

Tüm bunlar ve çok daha fazlası yaşanıyorken ülkede bir ‘yönetim’ olup olmadığı bile belli değildir.

**

Toplum mutsuzdur, huzursuzdur, kaygılıdır.

Bu durum süreklilik arz etmeye başladı ve devamlı anksiyete hali kalıcı tahribatlara yol açacaktır.

Toplumun süratle bu moddan çıkması gereklidir.

Bunun için herkese görev düşmektedir evet, ama öncelikle top toplumu yönetenlerin ayağındadır.

Sorunlar olacak ve yaşanacaktır. Bazıları önlenemez ve daha kötüleri de görülebilir.

Ancak buna karşı önlemler alındığı, sorunların çözülmeye çalışıldığı, bir çaba, bir gayret içinde olunduğu mesajı bile önemlidir.

Toplumun morale ihtiyacı vardır.

Doğası gereği her canlı karanlığa değil, aydınlığa yönelir.

Marifet o ışığı gösterebilmekte…

Bu yazı toplam 1397 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar