1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Toprak kalmadı ki! neyin egemenliği?
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Toprak kalmadı ki! neyin egemenliği?

A+A-

Esentepe-Tatlısu tarafları betonlaşmaya devam ediyor…

Girne’nin kaderi, (kaderse tabii) hem batısına hem de doğusuna yayılıyor…

Hesapsızca, fütursuzca…

Sorgusuz sualsiz her taraf dağ taş doluyor…

Dereler betonlarla dolmaya başlamıştı… Kıyılar, tarlalar, dağlar, ovalar, ekim alanları… Her taraf betonlar, siteler doluyor…

Daha çok para, daha çok rant başları döndürmeye devam ediyor…

Ülkenin her tarafında suç işleniyor genelde ama özelde de Esentepe-Tatlısu bölgesinde…

Uzun zamandır geçmemiştim o taraflara…

Yolum düştü geçtim.

Geçmez olaydım.

Betonlardan başım döndü.

Şu site bu site diye diye gidiyorsunuz yol boyu…

Deniz tarafına bakıyorsunuz; Evler, villalar, siteler denizin içine girmiş. 100 metre uzaklık mı? Yasada mı yazıyor?

Dağ tarafına bakıyorsunuz; Aynı manzara… Tepeler, dağ sırtları, ekim alanları, derelerin içi hep beton dolmuş.

Belediye mi bakıyor bu işlere, Kaymakamlık mı?

Boşuna aramayın.

Kağıtlarda kimin baktığı da yazmasına rağmen sorumlu bulamazsınız çünkü bakması gereken, denetlemesi, yasalara göre izin vermesi veya vermemesi gereken makamlar da işlenen suçların içinde…

Dün bölgeden Yakup Genç bir video yayınladı.

Videoda bölgenin içinde olduğu tehlike, Bahçeli kıyısında yüzyıllar içinde oluşmuş falezlerin tahribat olayıyla nasıl bir boyuta ulaştığını anlatıyor.

Bir inşaat şirketi falezlerin hemen yanında bir proje ile yani denizin dibindeki bir inşaat ile tahribatını yaparken, bu tahribatı inşaatın hemen yanındaki falezlere de taşımış.

Falezlerin üzerine yol olacak şekilde kayaları yığmış. Doğal oluşumu bozmuş, su yolunu tıkamış, doğal yaşamı öldürmenin çarelerini arıyor!

ttt-006.jpg

Peki bu şirket suçlu mu?

Suçlu diyebilirsiniz, evet suçludur da… Ancak bu şirkete bu suçu işlemesi için kimler, hangi kurumlar izin vermiştir, kimler yolunu açmıştır acaba!..

Bu tahribatın görülmemesi, bu olaydan ilgili kurumların haberinin olmaması mümkün değil.

Özelde bu tahribatın hemen durdurulması, verilen zararın ortadan kaldırılması (ne yazık ki bütün zarar ortadan kalkamaz), suç işleyenlerin cezalandırılması hemen yapılmalıdır.

Gönlümüz bunu istiyor ama en azından genelde bölgenin olduğu gibi başıboşluktan kurtulması için hemen bir mekanizma oluşturulmasında yarar var.

Girne’nin yok oluşuna engel olamadığımız, İskele bölgesinin Girne gibi yok oluşunun hazırlanmasına müdahale edemediğimiz gibi, Tatlısu-Esentepe bölgesinin de mahvedilmesine gözümüzü kapamamalıyız.

Bölgenin girişinde Teknecik’teki filtresizlik, yakıt kirliliği ile başlayan tehlike daha da ileriye gidildikçe betonlarla ve yarattıkları tahribatla çok büyük boyutlara ulaşıyor.

Günlük çıkarlar, toprakların yarınını ve dolayısıyla insanın geleceğini karartıyor ne yazık ki!

***

Eyyy efendiler; Hangi egemenlikten, hangi topraklardan bahsediyorsunuz? Topraklar gitti, birileri aldı sattı, toprak kalmadı.

Eyyy Amerika’da Özgürlük Anıtı önünde fotoğraf çektirenler, gelin de sökülüp atılmadan Bahçeli’de falezlerde bir fotoğraf çektirin.

Kurultay, koltuk derdine düşenler; Gelin siz de makam odanızın dışına çıkın, Ankara’ya İstanbul’a değil ama, Esentepe-Tatlısu tarafına gelin de manzarayı görün.

Hoş, görseniz de tahribatın farkına varabilir misiniz, varsanız bile umurunuz olur mu bilemem!

 

Bu yazı toplam 1790 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar