Trabzonspor deldi geçti...
Trabzonspor geldi, maçını yaptı, gitti. Gelişi olay oldu. Takım, Astra Havayollarına ait bir uçakla Rodos’a inmiş gibi yaptı Trabzon’dan kalkıp doğrudan Larnaka’ya iniverdi.
Karadenizli bu... Herkesin yapmadığını yapmak, yapamadıklarını yapılabilir hale getirmek en büyük özellikleri.
Trabzonspor, bu güne kadar hiç kimsenin düşünmediği, düşündüyse bile yapmaya cesaret edemediği bir şey yaptı. Yunan orijinli özel bir uçak kiraladı “Oraya buraya inmeden Kıbrıs’a aha böyle gidilir” dedi.
Trabzonspor, Trabzon’dan doğrudan Larnaka’ya gelmekle 1974 yılından bu yana, bir ilk’i gerçekleştirdi.... TC Dışişleri Bakanlığı’nı da şaşırttı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetkililerini de, halkını da.
Sonuçta, havada ve denizde tanımadığımız (!!!) ama uluslararası müsabakalarda çok da yakından (!) tanıdığımız Kıbrıs Cumhuriyeti’ne, ‘tanımayan’ Türkiye Cumhuriyeti’nin bir futbol takımı, ‘hava yasağımızı’ da –şöyle veya böyle- delerek geldi ve de gitti. (Haa...Sahii...Gidişleri de aynı mı oldu acaba ? )
Şimdi herkes, ama herkes merakla, tanımadığımız (!) Kıbrıs Cumhuriyeti’nin futbol takımı Apollon’un, rövanş karşılaşması için Trabzon’a nasıl gidip döneceğini merakla bekliyor. Tahminlere göre (!!!!) Apollon Takımı da özel uçak kiralayacak. Yolculuk, TC’nin tanımadığı (!) Larnaka’dan başlayacak. Uçak, Rodos’a iner gibi yaparak, doğrudan Trabzon’a gidecek. Tanımayan (!) Türkiye Cumhuriyeti de bu yeni kurnazlığın önüne nasıl geçebileceğini düşünmeye başlayacak.
Tanınmayan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin takımları, ‘tanımayan’ Türkiye Cumhuriyeti’nin takımları ile takır takır maçlar yaparken, Kıbrıslı Türkler de ağızları açık, ‘Nasıl geldilerdi ? Nasıl gittilerdi ?’ tartışmaları içinde olup bitenleri hayret ve ibretle izlemeye devam edecek...Daha öncelerde olduğu ve bundan sonra da olacağı gibi.
***
Futbolu severim. Galiba beni günlük hayatın tüm sorunlarından uzaklaştırdığı içindir. İzlerken, kendimi sahada top ve gol peşinde koşan 22 futbolcuya verir, 90 dakikalığına da olsa, futbolun zevkini çıkarmaya çalışırken, kafamı ‘politik’ çirkinlik ve rezilliklerin dışında tutmaya çalışırım.
Apollon-Trabzonspor karşılaşmasını TV’den izledim. Sonuçta Trabzonspor maçı 2-1 kazanmayı başardı. Ama sahadaki futboldan çok ayrıntılar takıldı kafama...
Rum taraftarların, ellerindeki Yunan bayrakları yanısıra, tribünlerde bilmem kaç metrekarelik dev bir Yunan bayrağı açılması...
Birkaç yüz Türk taraftarın ellerindeki Türk bayrakları....
Tribünler önündeki tellere asılmış “Cyprus is Greek” yazısı....
Reklam panolarındaki, çok büyük bir bölümü Türkiye orijinli reklamlar...
Daha da ilginci, Kuzey Kıbrıs’taki (Lefkoşa) ünlü bir kumarhanenin reklam panosu...
v.s. v.s.
Futbol mu ????? diye düşündüm....Ve bir kez daha anladım ki, dilekler, temenniler, nutuklar bir yana ‘politika’ sporun da tam göbeğinde...
Çok sportmen (!) olan ve öyle olduğunu iddia eden FIFA’nın da UEFA’nın da futbol sahalarında siyaset dışında durmayı neden beceremediğini düşündüm... Sadece futbol takımlarının bayrakları dışındaki bayrakları neden yasaklamadıklarını sordum kendi kendime... Siyaset ve daha da önemlisi hamaset içeren afiş ve sloganları neden yasaklamadıklarını düşündüm....
Düşündüm ama düşünürken de şu ünlü deyiş geliverdi aklıma... “Düşün düşün b...... tur işin.”