1. YAZARLAR

  2. Onur Olguner

  3. TRAFİKTE BU HAFTA BİR KİŞİ DAHA ÖLDÜ
Onur Olguner

Onur Olguner

TRAFİKTE BU HAFTA BİR KİŞİ DAHA ÖLDÜ

A+A-

 

Cumartesi gecesi yine ölümlü bir kaza yaşadık ülkemizde. Ve yine Pazar günü bu kazayı gazetelerden okuduk hep birlikte. Bir önceki ölümlü kazayı 17 Ocak’ta yaşamıştık. 10 gün içinde ikinci ölümlü kazamızı yaşadık yine. 39 yaşında bir insanı kaybetmiştik 10 gün önce, bu sefer 38.

Daha önce söylemiştim. Ülkemizdeki trafik sistemi sıkıntılı. Araç sayısı bu kadarcık nüfus için çok fazla ve sıkıntılı durumlarda kullanılabilecek toplu taşıma sistemleri ise yok denecek kadar az.

Doğal olarak bu tehlikeli sistemde sağcı da olsanız öldürüyor trafik, solcu da olsanız. Vatandaş olsanız da kurtulamıyorsunuz trafiğin elinden, göçmen de olsanız; milliyetçi olsanız da kurtulamıyorsunuz, devrimci olsanız da. Trafik can alırken hiçbir ayrımcılık yapmıyor.

Tabii ki, Pazar günü gazetelerden okuduk bu kazayı. Üzüldük yine. Gece 11 civarlarında olmuştu. Gazetelerde trafik kazalarını görmeye alışık olduğumuzdan bu haber hükümeti kimin kuracağı haberlerinin arkasında kayboldu.

Ülkenin gündeminde parti meclislerinin hükümet adına alacakları karar vardı. Halbuki belki de bugün ihtiyaç olan artık hükümetlerin kararı değil, trafik politikasının kararıydı.

Cumartesi gecesi gazetelere rapor giderken polis kazayı dikkatsiz sürüşe bağladı.

Doğal olarak da iki kelime ile devlet kendini, kendince aklandı.

Sebep ışıklandırılmamış yol, toplu taşıması olmayan devlet, raylı sistemi olmayan sistem veya standartları tanımlanmamış “otobanlarımız” değildi. Sürücü hatasıydı belli ki.

Bir gazete de yolun gece karanlık olduğunu söyledi. Biraz durumu eşeledi. Eşeledi ama yine önemli olan “hükümet” tartışmaları içerisinde bu gündem eridi gitti.

Tabii diğer yandan hükümet çalışmaları devam ediyor. Belki de bu yazı yayına çıktığında hükümet kurulmuş olur. O veya bu şekilde. 39 adet daha kurulmuş zaten 40 yıl içinde.

  • Nedense bu 39 tanesinin hiçbiri bu ülkede bütünlüklü bir toplu taşıma sistemi ihtiyacını görmemiş.
  • Özellikle de son 10 yıl içinde ülkemizde artan öğrenci sayısını fark etmemiş.
  • Bu öğrencilerin toplu taşıma eksikliğinde standartları ve düzeni olmayan yollarımızda araç kullanmak zorunda kalacağını anlamamış.
  • Şehirler arası yollarımızı otoban haline getirmemiz gerektiğinin önemini düşünmemiş.
  • Otobanların yaya geçitlerinden, çemberlerden ve köylerden ayrıştırılması gerektiğini görememiş.
  • Aydınlatmanın hayat kurtardığını, insan hayatına paha biçilemediğine ikna olmamış.

Bu 39 hükümetin göremediği sadece ulaşım sıkıntıları değilmiş aslında. Mesela sağlık bu ülkede insanların güvenemediği bir sistem haline getirilmiş. Siyasi bağlantısı olan kendine sevk aldırmış, parası olan özelde ödeyip ameliyat olmuş, parası ve siyasi bağlantısı olmayanlar ise hastanelerin yetersiz kaldığı sağlık sistemine mecbur bırakılmış.

Eğitim sistemi de içine doğru çökmüş. Yine geliri olan aileler çocuklarını özel okullara götürdüğü, olmayanların ise devlet okullarındaki çalışmayan sisteme mahkum edildiği bir duruma dönüşmüş.

Konut ihtiyacı ise gençlerin başlıca belası olmuş. Ailesinden desteği olmayan gençler bir ev almak için on yıllarca geçim derdi yaşamaya mecbur bırakılmış.

Kısacası aileden siyasi bağlar ve ekonomik destek olmadan eğitimin alınması, sağlık hizmetinin alınması, ev sahibi olunması, ulaşımın sağlanması ve aile kurması neredeyse imkansız bir sistem yaratmış bu 39 adet hükümet.

Bizlere ise “Allah bu ülkenin yetimlerini korusun” demek kalmış sadece.

Bu kadar politikasızlığın içinde hükümet kurulurken artık bu ülkenin insanına yarayacak şekilde kurulmalı diye haykırmak istiyor insan.

Artık geleneksel siyasetimizde olan 3 sen al, bak 2 ben alayım, 2 de sana verelim, ama o tarafta 3 veriyorlar, 2 alırım ama belediyemde destek beklerim gibi bir eksende devam etmemeli hükümet görüşmeleri.

Şu anda ilerleyen hükümet görüşmelerinin böyle bir lüksü yok artık. Bu dörtlü hükümet artık geleneksel siyaset anlayışımızı kırmalı ve şu şekilde bir açıklama yapmalıdır:

“Sağlık sektöründe atacağımız adımları anlaştık, eğitim sektöründe pürüzlerimiz var onları görüşüyoruz, toplu taşıma sistemleri konusunda masaya oturduğumuz anda hemfikirdik, bu konuyu teknik komitelerimiz pişirecek.

Politikaları belirledikten sonra bakanlıkların kimde olacağı konusuna geçeceğiz. O işin kolayı. Bu ülkeyi düzelteceğiz, kararlıyız.”

Umarım 40’ıncı hükümetimizin başlangıcı bu şekilde olur.

Umarım bu sefer bu ülke trafik kazalarından kurtulur.

Umarım bu hükümetin seçtiği yol politikalar ve vizyonları uygulamak olur.

40’ıncı hükümetimizde bunun olup olmayacağını hep birlikte göreceğiz. Çaresizce umuyorum ki 40’ıncı hükümetimiz, diğer 39’undan farklı olacaktır.

 

 

 

Bu yazı toplam 2006 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar