Bugün, köşenin çapı mecburen genişledi... Çünkü ‘trafik’ gibi yakıcı bir konuda, önemli bir mektup aldım, Hüseyin Sevay’dan...
“Kaza ve Cinayet” yazıma gösterdiği duyarlılık, dikkate değer.
Eğitim ve İçişleri Bakanlarımızın özellikle okumasını istiyorum yazıyı, bu nedenle de fotoğrafları var...

***

Sevgili Cenk,
Birkaç gün önce "Kaza ve Cinayet" başlıklı yazını okudum.
Trafik sorunumuzun ne kadar ciddi olduğunu söylemeye artık gerek yok tabii ama sorunu sayılarla ortaya koymanın faydalı olacağına inanıyorum.
2006 yılından bu yana 325 kişi yollarımızda hayatını kaybetti. 1975'ten bu yana trafikte can verenlerin sayısı 1750'yi geçti.
Bu yıl trafikte can verenlerin sayısı 30'u buldu, ki geçtiğimiz yılın "düşük" ölüm sayısı olan 24'ü çoktan geride bıraktık. Eğer bu yılın ölüm oranları yıl sonuna dek aynı şekilde devam ederse, şu an hayatta olan 12 kişi daha Azrail'in kurbanı olacak!
Ebedi sakatların sayısını bilmiyoruz, ama AB ülkelerinde her ölümlü kazaya ortalama 4 ebedi sakatlık düşüyor.
Trafikte çözüm mümkündür. Bunu modern ülkeler bize fazlasıyla bize göstermiştir.
Biz çok büyük bir hata yapıyoruz. Detaylarda takılıp büyük resmi gözardı ediyoruz. Bizde eksik olması gereken bir FİKİR DEVRİMİdir. Bize temeli sağlam bir FELSEFE lazım ...
Bu felsefenin ne olacağını İsveç'te 1997'ten bu yana yürürlükte olan "Vision Zero Initiative"'in ne dediğine bakarak karar verebiliriz.
"Vision Zero" diyor ki trafikte ölüm ve ebedi sakatlık hiçbişeyin bedeli olarak kabul edilemez ve ekliyor: Trafik sistemleri insanların hata yapabileceği gerçeğine göre tasarlanmalı ...  İnsanlar hata yapabilir, ama yol sistemleri hata yapmamalıdır!
Trafikte 3 temel vardır: Eğitim, denetim, ve mühendislik ...
Trafikte 3 de ana etken vardır: sürücü özellikleri, yol özellikleri, araç özellikleri ...
Bu temellerden yoksun bilinçsiz kararlar verile verile bugünkü vahim ötesi duruma geldik.
Örneğin, trafik hız kameraları denetim sorununu kökten çözecek iddiası ile bu memlekete getirildi. Ve getirilirken hiçbir bilimsel ön çalışma yapılmadı! 2006-2011 yılları arasında ölümlerde herhangi ciddi denilebilecek bir azalma da yaşanmadı. Bu süreçte yıl başına ortalama 45 insanımızı kaybettik. 2012'deki "düşüşü" de hesaba katarsak ortalama ancak 42'ye düşüyor.
BİLİM ve İNANÇ olmayan yerde çözüm de olmaz ... İşin özü budur.
Trafikte Kazasız Yaşam Derneği olarak bizler öncelikle kendimizi trafik uzmanlığı konusunda ABD'de yaklaşık 30 yıllık trafik mühendisliği tecrübesi olan Sn. Taner Aksu'dan 4 dönem özel düzenlenmiş dersler alarak geliştirdik.
Dr. Fazıl Küçük Bulvarı Yol ve Trafik Düzenleme Proje önerimizi de tüm milletvekilleri ve halkımızla paylaşmamızdan bu yana 2 yıl geçti. Bizim yönetenlerimiz düşük maliyetli proje istemiyorlar herhalde ...
Uzunca bir süreden beridir de öğretmen sendikalarımızla trafik güvenliği eğitiminin örgün bir şekilde okul müfredatlarının entegre parçası olması için Avustralya eğitim sistemini örnek alarak çalışıyoruz.
Trafik güvenliği eğitim kitaplarının ilkokul düzeyine denk gelenlerinin çevirilerini yaptık.
Trafik güvenliği eğitimi yaşa uygun, sürekli ve interaktif (gerçek trafik ortamının içinde) olması gereklidir.
Daha çok işimiz var, ama biz bu yolda yürümeye başladık.

Sevgiler, saygılar,
Hüseyin Sevay
TRAKAYAD