YENİDÜZEN’in “Milletvekili transfer yasağına UG tepkisi” ve “Transfer Çıkmazı” manşetleri ülkedeki siyasi gündemi belirledi.

Unutuldu mu?

Meclis’te adeta “vekil pazarı” kurulması...
İki parmak arasında kürsüye taşınan dolarlar...
Hükümet kurmalar-bozmalar...
Bir partiden ötekine ‘sıçrayan’, sonradan ‘bakan koltuğuna’ oturanlar...
Transferin ardından eşine, dostuna ‘makam’ paylaşan isimler...
‘ÖRP’ye karşı düdüklü tepkiler...
DP’de ‘vekiller’e imzalatılan sözleşmeler...
Tümü unutuldu mu?

Program ne diyor?

CTP-DP Hükümet Programı’nın “kısa vadeli hedefler” bölümünde, 12’nci madde şu ifadeyle sunulmuştu:
“Siyasal Partiler Yasası değiştirilerek partilerinden istifa eden milletvekillerinin bir sonraki seçime kadar bağımsız kalması, bakan, komite başkanı olmasının ve yeni parti kurarak hükümete girmesinin engellenmesi sağlanacaktır.”

Şimdi ne oldu?

Tasarı komitede görüşülüyor.
Gel gör ki, “Hükümet Programı”ndaki bu önemli adıma, programda imzası olan DP’nin iki vekili karşı çıkıyor.
Üstelik, iddialar doğruysa söyledikleri ‘parti içi bölünme’yi ortaya koyuyor:
“Serdar Denktaş’ın imzası bizi bağlamaz, biz UG’liyiz!..”

Kimse inanmaz

Bu iki vekilin “transfer serbestiyeti” isteyen karşı duruşlarına, istedikleri kadar süslü cümleler kursunlar, kimse inanmaz...
İlla ki “açık kapı” bırakmak istiyorlar, ‘pazarlığa...’
Son tavır “etik” ile “kirli siyaset”in şifrelerini ortaya koyacaktır.

Siyaset ‘güven’ istiyor

Milletvekili transferi denen “iradenin istismarı” ve “menfaat avcılığı” hastalığından bu ülke çok çekti.
Siyaset, hem itibar hem de güven kaybetti.
Hükümet ortağı ya ‘imzasına sahip’ çıkmalıdır, ya da ilgili değişiklik öyle
ya da böyle MECLİS GENEL KURULU gündemine gelmelidir...
Tüm partiler açısından AK KOYUN KARA KOYUN ortaya çıkabilsin, diye...
Bu toplum görmelidir herkesin gerçek derdini...