Murat OBENLER

Rüya Taner(piyano), Nihat Ağdaç(keman)  ve Gürhan Nuray(çello) farklı kariyerlere ve tecrübelere sahip üç başarılı Kıbrıslı klasik müzik sanatçısı…

Solistlik kapasitesi, tecrübe ve kariyer, müzik sevgisi ve bu ülkede sanat adına bir şeyler üretme arzusu, birlikte çalabilme heyecanı, zaman içerisinde artan ve her geçen gün daha da perçinlenen arkadaşlık ve dostluğun yarattığı pozitif enerjiden oluşan müzikal sinerji 2021 yılında Trio Bellapaix olarak hayat buldu, hem pandeminin sürdüğü ve de kapanmalarla geçen süreçte atıldı bu temeller. Bizler de yoğun programları içerisinde üç değerli sanatçı ile kurdukları yeni Trio’nun oluşum sürecini, hedeflerini ve hayallerini konuştuk.

Ağdaç: “Bu oluşum daha çok kitlelere ulaşmak adına motivasyon verici”

Nuray : “ Diğer sanatçıları da motive edip yeni oluşum ve gruplar kurulmasına teşvik edici bir girişim”

-Devlet(cumhurbaşkanlığı, merkezi yönetim veya yerel yönetimler) kurumları dışında bir klasik müzik oluşumu kurma fikri bizim ülkemiz adına ne ifade eder? Modern ülkelerde bu tür özel toplulukların ülke sanatı ve/veya sanat kültüründeki yeri nedir?  

Nihat Ağdaç: Üçümüz de hem cumhurbaşkanlığına/yerel yönetimlere bağlı kurumlarda hem de farklı gruplarla ve münferit şekilde konserler vermekteyiz. Ülkemizde yaşayan insanlara yaptığımız işi sunmak, onlarla müziği paylaşmak ille de kurumsal bir yapı gerektirmez. Alanında elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan sanatçılar olarak böyle bir oluşuma gitmek bizim açımızdan daha çok kitlelere ulaşmak adına motivasyon verici. Oda müziği grupları gerek ülkemiz gerekse klasik müziğin yeşerip yerleşmiş olduğu modern ülkelerin sanat hayatında benzer bir yere ve öneme sahiptir. Hareket kabiliyeti orkestralara veya kurumsal yapılara göre daha fazladır. Ülkemizdeki festivallerde bu tür topluluklar devamlı konserler vermektedir. Yurt dışında çok kapsamlı oda müziği festival ve yarışmaları düzenlenmektedir. 

Gürhay Nuray: Her birimizin farklı kurumlarda çalışıp, bireysel deneyimlerimizi bağlı bulunduğumuz kurumlarda ülke müziğine ve sanatına katkımızı sağlamaya çalışıyoruz. Bu oluşumun aynı zamanda diğer sanatçıları da motive edip yeni oluşumlar ve gruplar kurulmasına teşvik edici bir girişim olduğunu düşünüyorum.Oda müziği çok farklı bir oluşumdur.Hem bireysel hem de ekip ruhuyla hareket edebilmenin özelliklerini barındırır.Bu anlamda biz sanatçılar olarak böyle bir oluşumu hayata geçirmenin ülke adına da klasik müziğin toplumumuzdaki farkındalık adına da ne kadar önemli olduğunun bilinciyle buna karar verdik ve Bellapaix Trioyu oluşturduk.

-Farklı kuşakların müzisyenleri olarak nasıl bu fikri oluşturmaya karar verdiniz? Kuşakların farklı olması repertuar ve icrada bu trioya bir zenginik ve derinlik kazandıracağını düşünüyor musunuz? 

Nihat Ağdaç: Gayemiz ortak olunca kuşakların pek bir önemi kalmıyor.  Hepimiz farklı tecrübelere ve repertuvara sahibiz. Bunları bir araya getirmek elbette ortaya derin bir zenginlik çıkarıyor. 

Gürhan Nuray: Yüzyıllardır her kuşağın icra ettiği bir müzik klasik müzik.Dil ,din,ırk gözetmeksizin ortak bir dil konuşuyoruz.Bireysel olarak herkesin tecrübelerinin ve fikirlerinin bu oluşuma ciddi anlamda kalite ve tecrübe katacağı bir gerçek.Bu anlamda kendimi bu ekibin bir üyesi olduğum için çok şanslı hissediyorum.

Nuray: “Hem bireysel hem de ekip ruhu adına Rüya ve Nihatla müzik yapmak çok keyifli ve avantajlı.”

-Rüya Taner’in sayısız solo konseri (ve tabi ki orkestralar ile de) olan bir geçmişi varken Nihat Ağdaç ve Gürhan Nuray daha çok orkestralar içinde klasik müzik sanatını icra ediyorlar. Tüm bu özellikleri bu trio çatısı altında buluşturmak sizler için ne gibi avantajlar ve dezavantajlar getiriyor?

Nihat Ağdaç: Oda müziği bambaşka bir dünya. Orada çok farklı bir paylaşım, sabır ve anlayış var. Fakat aynı zamanda bir orkestra önünde solo çalmak ya da orkestranın içinde çalmak da tıpkı oda müziği gibi. Herkesi aynı anda duymak, dinlemek, jestler ve göz teması ile ahengi sağlamak gerekli. Yıllar süren eğitimimiz ve performanslarımızda oda müziği bir vazgeçilmezdir, hepimizin bu alanda tecrübesi olması bize avantaj sağlıyor.  

Gürhan Nuray: Rüya olağanüstü disiplinli, çok tecrübeli ve gerçekten çok değerli bir piyanist. Nihat benim çok uzun senelerdir çok yakın dostum. Kemanı ile bir bütün ve çok yetenekli, zamanının çoğunu kemanıyla geçiren biri. Oda müziği bambaşka bir şey. Orda uyum çok önemli. Herkesin kendi alanında çok iyi olması bazen oda müziğinin çok başarılı olacağı anlamına gelmiyor çünkü farklı bir enerji durumu var. Herkesin çalarken birbirine inanılmaz saygı duyması gereken bir oluşum oda müziği. Evet bence hem bireysel hem de ekip ruhu adına Rüya ve Nihatla müzik yapmak çok keyifli ve avantajlı.

Taner: “ Tıpkı bir evlilik gibi ortak anlayış ile, egodan uzak olunca, iyi niyet,sevgi ile yarattığınız şey anlam kazanıp dinleyiciyi tatmin eder.”

Ağdaç: “Triomuzun oluşmasından sonra dostluğumuz çok güzel bir enerji kazandı”

Dostluk, arkadaşlık, enerjilerin ve frekansların uyuşması bu tür küçük toplulularda(duo,trıo, quatro vs) ne gibi etkileri oluyor?

Nihat Ağdaç: Tüm bu saydıklarınız bir oda müziği grubunun uyum içerisinde çalışması için büyük öneme sahip. Bizler birbirini tanıyan, seven ve saygı duyan arkadaşlar, meslektaşlar olarak şanslıydık. Triomuzun oluşmasından sonra dostluğumuz çok güzel bir enerji kazandı. Bu da çalışmalarımıza ve dahi günlük yaşantımıza olumlu etki yapıyor.  

Rüya Taner: Dostluk işte anahtar kelime burada. Müzik yapmak masa başı çalışma gibi değildir. Duygularınızı sergilediğiniz ve esasında çok naif duygularla yaklaşmanız gereken bir ortam ve birlikteliktir. Tıpkı bir evlilik gibi ortak anlayış ile, egodan uzak olunca, iyi niyet,sevgi ile yarattığınız şey anlam kazanıp dinleyiciyi tatmin eder. Yoksa bir bilgisayardan farkınız olmaz.

Gürhan Nuray: Enerji ve uyum çok önemli. Trionun güzel bir enerjisi oluştu.Sadece iş ve konser amaçlı biraraya gelen değil boş zamanlarımızda da birlikte vakit geçirmekten keyif alan bir ekip olduk.Bu durum doğal olarak yapılan işe de yansıyor ve anlayışın,hoşgörünün müzikde ne kadar da önemli olduğunu birkez daha anlamamızı sağlıyor.

Ağdaç: “Gerçekleştirdiğimiz ilk konserlerimiz sonrasında daha çok konser vermeye karar verdik”

Taner: “Pandeminin bizi iyi etkilediği düşüncesindeyim.”

Nuray: “Pandemi içinde kurulmuş bir ekibiz”

 -Çalışmalar nasıl başladı, nasıl sürüyor, pandemi etkisi sizleri nasıl etkiliyor? 

Nihat Ağdaç: Pandeminin bizi olumsuz etkilediğini söyleyemeyiz. 2021 yılında kurulmuş bir grup olarak önümüze konser hedefi koyarak çalışmalarımıza başladık. Uzun ve çok keyifli provaların ardından gerçekleştirdiğimiz ilk konserlerimiz sonrasında daha çok konser vermeye karar verdik.

Rüya Taner: Pandeminin bizi iyi etkilediği düşüncesindeyim. Çalışmalarımıza Mayıs ayında başladık ve uzun soluklu provalarımız oldu ama hepsi de keyifli oldu. Tabi hepimizin başka konser hazırlıkları da bu arada sürmekteydi. Sadece trio  için hazırlanmıyoruz çünkü.

Gürhan Nuray: Pandemi içinde kurulmuş bir ekibiz belkide bize pandeminin avantajı bile olmuştur diyebilirim. Çünkü hem fikir, proje üretmek hem de bu süreçten olumsuz etkilenen konserlerin daha fazla icra edilmesi adına ne yapabiliriz fikriyle ortaya çıkmış bir trioyuz.İlk konserimizi gerçekleştirdik çok güzel tepkiler aldık ve ne kadar doğru bir adım attığımızı gördük bu oluşumla. Birçok konser fikirleri şimdiden oluşturulmaya başlandı bile ve devamı gelecek.

Nuray: “Hem kendimizin keyif alacağı hem de dinleyici adına bir kalitenin farkındalık yaratacağı eserler seçmeye çalışıyoruz”

Taner: “ Harizanda Bellapais ve Londra ile Temmuzda Helsinki konserlerimiz var”

 -Nasıl bir yıllık çalışma programı ile hareket etmeyi düşünüyorsunuz? İlk konser ve bundan sonrası için düşünceleriniz nelerdir ve repertuar seçimini kim(ler) yapıyor?

Nihat Ağdaç: Repertuvarımızı birlikte belirliyoruz. Eserler üzerinde konuşup dinliyor ve birbirimize önerilerde bulunuyoruz. Önümüzde Bellapais, İngiltere ve Finlandiya konserleri var. Çalışma programımız her birimizin solo, oda müziği ve orkestra konserlerimizi kapsayan yurt içi ve yurt dışı programına göre şekillenecek.

Rüya Taner: Önümüzde Haziran ortası Bellapais’te, 23 Haziranda Londra St.James Picadilly Konseri, Temmuz sonu Emsalo Müzik Festivali(Helsinki) konseri var.

Gürhan Nuray: Repertuvar konusunda çalınabilecek çok fazla eser var.Hem kendimizin keyif alacağı hemde dinleyici adına bir kalitenin farkındalık yaratacağı eserler seçmeye çalışıyoruz.Birlikte fikir birliğiyle hareket ediyoruz burda da ekibin tecrübesi ön plana çıkıyor.Yurt dışı ve yurt içi konser takvimimiz var.

Ağdaç: “İsmimiz müzikle anılan güzel Bellapais( Güzel Barış) köyünden geliyor”

-Bu trionun adı neden Bellapaix Trio oldu? Kısa, orta ve uzun vadede hedefleri nelerdir? 

Nihat Ağdaç: Triomuzun ismi müzikle anılan güzel köy Bellapais’ten geliyor. Bellapais üçümüz için de çok özel bir yer, mekan. Bellapaix dememizin sebebi okunuşunun daha kısa olması (Belape) ve kulağa da çok hoş gelmesi. Ayrıca anlamı da “Güzel Barış”. Hedefimiz Clara Schumann ve Astor Piazzolla’nın eserlerine yer vererek başladığımız konser repertuvarımızı geliştirerek ada içinde ve dışında bir çok konserler vermek.

Rüya Taner: Bellapais adamızın incisi olarak bilinen, artık müzikle de bağdaşan tarihi bir mekan ve çok şirin bir köyümüz. İsmimizin Kıbrıs’ı andırmasını istedik ve Paix olması daha kısa bir söylemde okunmasını ve müzikal tınlamasını sağladı.

Gürhan Nuray: Bellapais köyü ülkemiz sanatı için çok özel bir yer ve mekana sakiplik ediyor. Birçok yurt içinden ve yurt dışından sanatçıları ağırlayıp konserler, festivaller verdiğimiz ve bizler için derin anlamı olan bir yer. O yüzden böyle bir isim fikri ortaya çıktığında kimse tereddüt etmeden onay verdi. Yakın zamanda web sayfamızın ve sosyal medyada daha çok sanat severlere ulaşmak adına başlattığımız girişimlerimizi sonuçlandıracağız. Herkese sağlık ve sanat dolu yeni bir yıl diliyorum.