Amerikan Başkanı Donald Trump, “Ukrayna, işgal edildiği için suçludur” demiş…
Ukrayna liderini de diktatörlükle suçlamış!

-*-*-

Bence Ersin Tatar ve danışmanları hemen ayaklanmalı…
Kağıda – kaleme – klavyeye sarılmalı!

-*-*-

“Yürü be Trump, kim tutar seni” diye yazmalı!

-*-*-

Ve Tatar ile danışmanları demeli ki; “Sayın Trump, evet, Kıbrıs’ta eğer Türkiye’nin işgali varsa, bunun sorumlusu da Rum tarafıdır, 15 Temmuz 1974’teki darbe girişimidir… Bu tarafa da bak, bir yorum yap!”…

-*-*-

Ukrayna konusunda şüphelerim var ama EOKA B konusunda hiç şüphem yok!
Kıbrıslı Rumlar ülkelerinin gerçekten işgal edildiği inancındaysa ve bundan eminse; sabah – akşam – gündüz – gece hala EOKA B anmaları ve kutlamalarını anlamak pek de kolay değil!

-*-*-

Tamam, EOKA, bir dereceye kadar anlaşılabilirdir; İngiliz emperyalizmine karşı direniştir şudur budur da EOKA B’yi anmak – aklamak, Grivas’a saygı duymak, sadece ve sadece “Türiye’nin işgalini” haklı çıkarmaktır!

-*-*-

Trump, bizim ünlü Kıbrıs meselemize umarım Ukrayna gibi bakmaz!
Eğer bakarsa, unutun üniter ya da federal çözümü, Taksim ebedidir…

Koyun, kurt ve çoban!

Koyun yıllarca hep korku içinde yaşamış!
“Bir gün beni kurt yiyecek” korkusuymuş bu…

-*-*-

Ama bir gün, koyunu kurttan koruyan çoban o koyunu yemiş!

-*-*-

İngilizce bir sözden çaldığım bu “hikaye” 35 yıllık gazetecilik hayatımda yazdığım en kısa köşe yazısıdır…
 

Acil yanıt bekleyen sorular

Diplomacılık…
Reçeteler…
Bebek ölümü…
Eşek katliamı…

-*-*-

Merkez Bankası binası ihalesinde döndürülmeye çalışılan dolap, siyah veya kara kalemlere akar mı?

-*-*-

Son günlerin en modası, rüşvetle sorun çözme iddiası ve bu iddiada üst düzey kamu görevlilerinin de yanacağı söylentisi ne kadar doğru çıkar?

-*-*-

Ersin Tatar’ın adaylığı ne zaman kesinleşir?
Haaa bir de TC Lefkoşa Büyükelçisi değişti mi değişmedi mi?

-*-*-

Lapta’ya marina yapılacak mı?

-*-*-

Hükümet 35 bin sterline sosyal konut sözü verdi, nasıl olacak bu iş?

-*-*-

Çalışma izinlerinden götürülen milyonlar ve götürenler meselesi kapandı mı?

-*-*-

2024 bütçe açığı 10 milyar TL; dış ticaret açığı 91 milyar TL (Gıynık yazdı); bu açığı nasıl kapatırız?

-*-*-

İngiltere’den gelen hırsızlık araçları gerçekten iade mi ediyoruz?
İade etmeyeceksek, birileri benim için motokaravan çalıp getirebilir mi?

-*-*-

Cumartesi Girne’ye de kar yağacak mı?
Kar yağarsa, hükümet, “Anavatanımızın desteğiyle 2025 yılı içerisinde Girne Dağları’na bir de kayak pisti kazandıracağız” şeklinde açıklama yapar mı?

-*-*-

Gerçekten Girne Yeni Hastanesi Nisan 2025’e kadar bitecek mi?
Güzelyurt Hastanesi’ni de 2055’te bitirir miyiz?

-*-*-

Ersin Tatar veya Cumhurbaşkanlığı, örtülü ödenekten de olsa, bana olan 450 Sterlinlik borcu öder mi? Yoksa boşuna beklemeyeyim mi? (Bu soru özeldir ama hani sayfada yer bulmuşken yazmak istedim… İhtiyacım olmasa yazmazdım…)

Güzel sözler

Dünya’daki en pahalı şey “güven”dir. Kazanılması yıllar alabilir ve kaybedilmesi için saniye yeterlidir…

-*-*-

Başarı, mutluluğun sırrı değildir… Mutluluğun sırrı başarıdır… Yaptığın işi seviyorsan, başarılı olursun…

-*-*-

Endişelenmek, borçlu olmadığın bir borcu ödemek gibidir…

-*-*-

Eğer sana karşı bir araya gelip güçlerini birleştirirlerse, ne kadar güçlü olduğunu bir düşün…

-*-*-

İnsanları yok etmenin en etkili yolu, onların tarih anlayışlarını inkar etmek ve yok etmektir.

-*-*-

Kırışıklıklar güldüğünüzün, gri saçlar umursadığınızın ve yara izleri yaşadığınızın göstergesidir.

-*-*-

Aldatılmanın iki yolu vardır. Biri doğru olmayana inanmak; diğeri doğru olana inanmayı reddetmek.
 

Whittier, Alaska’da 300 nüfuslu bir kasaba… Limanı da var, havaalanı da… Hatta bu kasabaya ulaşan bir de karayolu tüneli… Tabii ki çok soğuk… Kasabanın tüm nüfusu, yedi kişilik belediye yöneticileri, polisi, marketi ve tüm nüfusu aynı apartmanda kalıyor… Diyeceksiniz ki bunu neden yazdın? Dün çok sıkıldım, bir şeyler okuyordum, önüme bu kasabayla ilgili bilgiler çıktı… Ne bileyim, birden aklıma geldi, hani yarın bize de birileri “beğenmiyorsanız çekin gidin” derse; acaba diyorum, bir ülkede, böyle güzel bir bölgede, bir değil ama beş apartman yapıp, tüm Kıbrıslı Türkleri alan olmaz mı?